28 Şubat mağduru memurlar haklarını istiyor!

28 Şubat sürecinde açılan soruşturmalar sonucu görevine son verilen, istifa eden veya müstafi sayılan 10 bine yakın devlet memuru ve sözleşmelilerin bir çoğunun yıllar sonra tekrar görevlerine dönmüş olmalarının Türkiye’nin demokrasi, adalet ve hukuk çıtasının yükseldiğinin önemli bir göstergesi olduğunu söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, “Fakat maalesef 28 Şubat mağduru birçok kamu görevlisi çalışamadıkları sürelerin sosyal güvenlik primlerini hem ödeme hem de borçlanma imkânı bulamamıştır” dedi.

 
Mağdurların nispeten de olsa haklarının bir bölümünün iade edildiğini ve bu yöndeki yasal düzenlemelere emeği geçen tüm yasa yapıcılara mağdurlar adına teşekkür ettiğini söyleyen Gürkan Avcı, “Atılan adımları önemsiyor ve destekliyoruz. Başta Sayın Başbakan Recep Tayyib Erdoğan’a ve bu konuya büyük hassasiyet gösteren Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’e ve ilgili TBMM Komisyon üyelerine ve destek veren tüm siyasi patilerimizin lider ve milletvekillerine teşekkür ediyoruz. Ancak, 2008 ve 2012 yılında yapılan düzenlemelerle disiplin suçu nedeniyle görevine son verilenler için gerekli yasal düzenlemeler yapıldı ve boşta geçen sürelerini emekliliklerine saydırma hakkı tanındı. Prim ödemeleri de devlet tarafından yapılıyor. Maalesef bu düzenlemeler, 28 Şubat sürecinde istifa etmek zorunda kalan memurlar için herhangi bir hak doğurmuyor” dedi.

 

28 Şubat mağduru kamu görevlilerinin hak kayıplarının giderilmesiyle ilgili iki düzenleme ile  23 Nisan 1999 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında, tabi oldukları personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu memuriyetleri sona erip, 22 Haziran 2006 tarihli ve 5525 sayılı Kanun uyarınca haklarında verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile ortadan kaldırılanların boşta geçen sürelerinin emekliliklerine sayılacağını ve tüm ödemelerinin devlet tarafından karşılanacağını kaydeden Gürkan Avcı, şunları söyledi;

 

Ancak bu düzenlemeler, baskı, sürgün, disiplin soruşturmaları gibi nedenlerle istifa eden veya müstafi sayılan memurları için herhangi bir hak doğurmamıştır. Oysaki 28 Şubat sürecinde binlerce Öğretmen, Hemşire, Doktor, Avukat baskı ve sürgünler neticesinde görevlerinden istifa etmek zorunda kalmıştır. Aynı tarihlerde görev yaptıkları meslektaşları bugün emekliliklerini hak etme durumuna gelmelerine rağmen mağdur kamu görevlileri ilerleyen yaşlarına rağmen hala birkaç yıllık memur olarak çalışmaktadırlar. Geçmişte ciddi mahalle baskılarına, amir ve idare zulmüne uğrayan bu kişilerin de geçmiş kayıpları telafi edilmelidir.  

 

Yalnızca 23 Nisan 1999 tarihinden sonra değil, bu tarih öncesinde de görevlerinden atılan, istifaya zorlanan tüm memurların mağduriyetlerinin giderilmesi adaletin, hukukun ve sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. Ve mazlumların haklarını korumak ve iade etmek tüm siyasi partilerimizin görevidir. 23 nisan 1999 ile 14 Şubat 2005 tarihleri arasında, tabi oldukları personel mevzuatına göre almış oldukları disiplin cezası sonucu memuriyetleri sona erip, 22 Haziran 2006 tarihli ve 5525 sayılı Kanun uyarınca haklarında verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile ortadan kaldırılanlara tanınan haklar bu süreçte ve bu süreç öncesi ve sonrasında da istifa etmek zorunda kalanla da tanınmalı ve bu kişilerin boşta geçen sürelerinin emekliliklerine sayılması sağlanmalıdır.İstifa etmek zorunda kalanların hem ellerinde hem de sicil dosyalarında yapılan baskı, sürgün ve disiplin soruşturmalarına ilişkin belgeler ile mahkeme kararları mevcut olduğu için herhangi bir suiistimale neden olacak bir durum söz konusu değildir.