80 bin teknik öğretmen işsiz geziyor!
Türk Eğitim-Sen’in Türkiye genelinde teknik eğitim okullarında görev yapan öğretmen ve idarecilerin katılımıyla düzenlediği çalıştayda önemli açıklamalar yaptı
Çalıştaya, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yönetim Kurulu, MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Doç. Dr. Ömer Açıkgöz, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gürhan, İlksan Başkanı Tuncer Yılmaz, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut ve Türk Yerel Hizmet-Sen Başkanı İlhan Koyuncu da katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan toplantıda, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk bir konuşma yaptı.
Şu anda 80 bin teknik öğretmen işsiz geziyor, öğretmen olamıyor, piyasada iş bulamıyor. Nereden nereye geldik.
Katsayı adaletsizliğinin mesleki ve teknik eğitimi çok olumsuz etkilediğini kaydeden Koncuk, bugün 80 bin teknik öğretmenin işsiz gezdiğini söyledi. Koncuk şöyle konuştu: “1981 yılında öğretmenliğe başladım. 1985 yılında Adana Yeşilevler Endüstri Meslek Lisesine, 1988 yılında da Adana Çukurova Elektrik Endüstri Meslek Lisesine tayin oldum. 33 yıllık öğretmenlik hayatımın 28 yılı Endüstri Meslek Liselerinde çalışmakla geçti. Kadrom hala Çukurova Endüstri Meslek Lisesindedir. Branşım İngilizce, ama teknik öğretmenden daha teknik öğretmenim. Teknik eğitimin sorunlarını çok iyi bilirim.
Endüstri Meslek Liseleri diğer liselerden farklıdır. Hareketli okullardır. 1985 yılından bu yana meslek liselerinde çalışmamdan dolayı, mesleki teknik eğitiminin Türkiye’deki yol haritasını çok iyi gözlemledim. 1985 yılında bu okullar çok daha farklıydı, teknik öğretmenler çok daha farklıydı. Teknik öğretmenlerin kıymeti vardı. 1988 yılında okulumuzu açtık. Okulumuzda elektrik, elektronik ve bilgisayar bölümü olmak üzere üç bölüm vardı. Ancak sadece iki tane öğretmenimiz vardı, ikisi de yeni mezun olmuştu, ikisi de elektrik öğretmeniydi. Okulda elektronik ve bilgisayar öğretmeni yoktu. Onlar her iki derse de giriyordu. Gerçekten meslekçi bulmak açısından zor günlerdi. O dönemlerde teknik öğretmenler piyasada çok kolay iş bulurdu. Çünkü teknik öğretmenler kendi alanlarında iyi yetişmişlerdi. Dolayısıyla öğretmenlik yapmazlardı. Teknik öğretmenler öğretmenlik yapmadıkları için, onlardan azami faydalanmak amacıyla, teknik öğretmenlere diğer branş öğretmelerinden daha fazla ek ders vermişlerdi. Teknik öğretmenler 47 saat derse girebilmektedir.
80 BİN TEKBİK ÖĞRETMEN İŞSİZ GEZİYOR!
Bu durum, teknik öğretmenlerin son derece az olmasından kaynaklanıyordu. 1990’lı yılların sonuna kadar çok ciddi teknik öğretmen ihtiyacı yaşadık.. Şu anda ise 80 bin teknik öğretmen işsiz geziyor, öğretmen olamıyor, piyasada iş bulamıyor. Nereden nereye geldik. 1996 yılına kadar teknik öğretmen bulunmazken, ne oldu da bugün 80 bin teknik öğretmen işsiz gezer hale geldi? Bir plansızlık her zaman vardır. Bunun acısını bizim evlatlarımız çekiyor.
Ataması yapılmayan teknik öğretmenler, ‘28 Şubat’ın mağdurlarıyız. Bizim problemimizi çözün’ diyorlar, ama Hükümet ne yazık ki teknik öğretmenlere kulağını tıkamış.
1997 yılında, 28 Şubat sürecinde, maalesef bazı beyinsizlerin ‘imam hatip liselerini nasıl kapatırız’ anlayışıyla meseleye yaklaşmaları, mesleki ve teknik okulları vurdu. Katsayı sorunu mesleki ve teknik eğitimi çok olumsuz etkiledi, 1997 yılından sonra mesleki ve teknik eğitim hak ettiği değeri göremedi.
DİPLOMA NOTU NASIL ETKİLİYOR?
Daha önceleri Anadolu Teknik Liselerine öğrenci kaydettirmek için aileler torpil ararken, bu liseleri başarılı öğrenciler tercih ederken, sonradan bu liselere diploma notu daha düşük öğrenciler gelmeye başladı. Öyle ki, 1998 yılında teknik liseye zorlukla öğrenci bulduk. Bugün katsayı problemi ortadan kalktı. Bu konu siyasi değildir. Siz, ‘endüstri meslek liselerine giren öğrenciler, sadece teknik eğitim fakültesine gider’ diye akla zarar bir tavır sergileyemezsiniz. 1997 yılından bu yıllara kadar bunun acısını yaşadık. Dünya nasıl yapıyorsa, siz de öyle yapacaksınız. İnsanların önüne eğitim-öğretim davasında engeller koyamazsınız. Onlara bir rota çizemezsiniz. ‘Sen illa şunu olacaksın’ diyemezsiniz. Benim doktor, mühendis, tarih öğretmeni olan öğrencilerim var. ‘Mesleki ve teknik liseden mezun olanlar bu alanda iştigal etsin’ denebilir, ama bunu zorla yaptıramazsınız. Katsayının kaldırılması önemli bir adımdır. Zira şu anda 80 bin teknik öğretmenin işsiz gezmesinin en önemli nedeni katsayı zulmüdür. Atama isteyen teknik öğretmenler ile Kızılay’da bir eylem yaptık. Güzel bir slogan hazırlamışlar. ‘28 Şubat’ın mağdurlarıyız’ diyorlar. ‘Bizim problemimizi çözün’ diyorlar, ama Hükümet ne yazık ki teknik öğretmenlere kulağını tıkamış.”
Sanayiciler, meslek liselerinden mezun olanların niteliklerini düşük buluyor. Bu noktada sorumluluk hepimizindir. Ne yapmak lazım? Biz, suçlu aramıyoruz. Sendika olarak bu konudaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz.
Mesleki ve teknik eğitimin önemine dikkat çeken Koncuk, öğrencilerin kalifiye olması ve hayat içinde kendisine bir yol açabilmesi için bir mesleğe yatkınlığının oluşması gerektiğini kaydetti. Genel Başkan şunları söyledi: “Mesleki ve teknik eğitim önemli bir alandır. Ülkeler bu alanda başarılı olmalıdır. Akademik, genel liseler önemsizdir demek istemiyorum, ama öğrencilerin kalifiye olması, hayat içinde kendisine bir yol açabilmesi için bir mesleğe yatkınlığının oluşması gerekmektedir. Son yıllarda bu da tartışılıyor. 1990’lı yıllardan beri mesleki ve teknik eğitimin çağ nüfusu içindeki oranının yüzde 65 olması gerektiğini söyleriz, ama, dünyada gelişen anlayışın bu olmadığına dair iddialar var. Mesela; OECD ülkelerinin mesleki ve teknik eğitimdeki oranı yüzde 47.5 civarında. Daha çok gelişen anlayış şu anda sadece bir alanda öğrenci yetiştirmek değil, daha geniş alanda öğrenci yetiştirmek. Yani mesleki teknik eğitim öğrencilerini matematiği, fiziği, kimyayı bilen öğrenciler olarak yetiştirmeliyiz. Onları sadece metal işleri öğrencisi olarak görmek yanlıştır. İmam hatiplere giden öğrenci sadece Kuran-ı Kerim dersi mi görmeli, yoksa pozitif bilimleri de bilmeli mi?
PISA sonuçlarına göre meslek lisesi öğrencileri, genel lise öğrencilerine oranla çok alt düzeyde. Ara eleman iddiasıyla mezun oldular, ama ara eleman da yetiştiremedik. Sanayiciler, meslek liselerinden mezun olanların niteliklerini düşük buluyor. Bu noktada sorumluluk hepimizindir. Ne yapmak lazım? Biz, suçlu aramıyoruz. Sendika olarak bu konudaki sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Bir noktayı daha dile getirmek istiyorum. Piyasada çalışan teknik öğretmenlerin unvan problemi vardır. Birilerinin buna el atması gerekir. Teknik öğretmen unvanını kullandırmıyorsanız, o zaman bu insanlara başka bir unvan oluşturalım. Bunlar ciddi problemlerdir.”
Teknik eğitimde başarıyı yakalayamayan ülkelerin dünya teknoloji yarışında imzasının olması mümkün değildir.
Koncuk, teknik eğitimde başarı sağlamasının son derece önemli olduğunu ifade ederek, “Teknik eğitimde başarıyı yakalayamayan ülkelerin dünya teknoloji yarışında imzasının olması mümkün değildir. Çocuklarımızı bu alanda en iyi şekilde yetiştireceğiz. 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununu gözden geçirmemiz lazım. İşletmelerin de bu konuda sorumluluklarını hatırlamaları lazım. İşletmelerde meslek eğitimi yapan meslek lisesi öğrencilerinin eline süpürge vermeyecekler, onlara çay demletmeyecekler. Öğrencilere, işletmeye gelme nedenleri ne ise onu yaptıracaklar. Bunun bir yaptırımı olması gerekiyor. Hatta orada öğrencilerimizle ilgilenecek usta başı ya da usta öğreticilerin kontrolden geçmesi gerekir. Bu insanların o alana ne kadar hakim olduklarının ölçülmesi gerekir. Öte yandan bu çalıştay sadece öğretmenlerimizin problemlerinin gündeme geleceği bir çalıştay değil, mesleki teknik eğitimin nitelik probleminin nasıl aşılacağına dair bir çalıştay olmalıdır” dedi.