Aile yardımı almak isteyen memurlar dikkat!
Eşi işsizlik ödeneği alanlar aile yardımı ödeneği alabilir mi? Eşi evde tarhana yaparak satanların aile yardımı ödeneği kesilir mi? İşte memurların aile yardımı ödemelerine dair önemli detaylar...
Memurların aile yardımı ödemesine ilişkin ince detayları köşesine taşıyan Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü memurların merak ettiği sorulara yanıt aradı.
Eşi işsizlik ödeneği alanlar aile yardımı ödeneği alabilir mi? Eşi evde tarhana yaparak satanların aile yardımı ödeneği kesilir mi? gibi okuyucu sorularını yanıtlayan Ünlü, memurların aile yardımı ödemelerinin bilinmeyenlerini anlattı...
İşte Ünlü'nün aile yardımı ödemelerine açıklık getiren yazısındaki ilgili bölüm:
EŞİ EVDE TARHANA YAPIP SATAN MEMUR AİLE YARDIMI ALABİLİR Mİ?
Devlet memuruyum ve eşimin 5510 sayılı Kanun kapsamında sigorta primlerini kendim ödüyorum. Aldığım maaşımdan eş yardımı ödeneği kesilir mi? Şu an bu konu hakkında herkes farklı şeyler söylüyor ve ben 2 aydır eş yardımı alamıyorum. Ayrıca '5510 sayılı Kanun'a göre hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte evde tarhana, erişte ve mantı yapan ev kadınlarının daha az prim ödeyerek isteğe bağlı sigortalılık yoluyla emeklilik hakkını elde etme ve sağlık yardımlarından yararlanma hakları bulunmaktadır' uyarınca prim ödüyorum. Bu, eş yardımının kesilmesine bir sebep midir? A. Edikli
657 sayılı Kanun'un aile yardımı ödeneğini düzenleyen 202'nci maddesinde; aile yardımı ödeneğinin, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Dolayısıyla, isteğe bağlı sigortalı olanlar 'menfaat karşılığı çalışma' kapsamında sayılmazlar. Adı üzerinde, çalışmaksızın dışarıdan isteğe bağlı prim ödüyorsunuz. Dolayısıyla eşi isteğe bağlı sigorta primi ödeyen memurlar, aile yardımı alabilirler.
Ancak, memurun eşinin evde tarhana yaparak satması nedeniyle sigortalı olması farklı bir durumdur. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Geçici 16'ncı maddesine göre hizmet akdiyle herhangi bir işverene tabi olmaksızın sürekli ve kazanç getirici nitelikte evde tarhana, erişte ve mantı yapan ev kadınlarının daha az prim ödeyerek isteğe bağlı sigortalılık yoluyla emeklilik hakkını elde etme ve sağlık yardımlarından yararlanma hakları bulunmaktadır.
Bu haktan yararlanmak için vergi dairelerinden evde el sanatları ile uğraşıldığına dair belge alınıp Sosyal Güvenlik Kurumu'na ibraz edilmesi ve primlerin her ay ödenmesi yeterlidir. Yer sıkıntısı nedeniyle konunun vergisel boyutuna girmek istemiyorum. (193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 9'uncu maddesinin 6'ncı fıkrasına bakılabilir.) Dolayısıyla eşiniz, evde tarhana yaparak satmasından dolayı isteğe bağlı sigortalı olmuşsa aile yardımı ödeneğiniz kesilecektir. Ancak, eşiniz herhangi bir menfaat karşılığı çalışmadan isteğe bağlı sigortalı olursa bu durumda aile yardımı ödeneği alabilirsiniz.
Eşi işsizlik ödeneği alanlar aile yardımı ödeneği alabilir mi?
Yine sıklıkla sorulan sorulardan birisi de eşi işsizlik ödeneği alan memurların aile yardımı ödeneği alıp alamayacağı hususudur. Eşin işsizlik ödeneği alması aile yardımı ödeneğine engel değildir. İşsizlik ödeneği 657 sayılı Kanun'da yer alan 'herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık' ifadesi kapsamında alınan bir aylık değildir. Bu nedenle eşi işsizlik ödeneği alanların aile yardımı ödeneği almalarına herhangi bir engel yoktur.
Diğer personel kanunlarına tabi olanların memur olmasında değişiklik oldu mu?
DPB yeni bir tebliğ yayınlamıştır. Yeni tebliğin açıklamasında '657 sayılı Kanun'un 92'nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan atamalara ilişkin mülga tebliğde yer alan açıklamalarımızın hak doğurucu bir işlem gibi algılanması, bu kapsamdaki atamaların dayanağı gibi değerlendirilmesi ve yargı mercilerinde dava konusu edilmesi sebebiyle yeni tebliğde bu hususlara yer verilmemiştir' denilerek eski tebliğde yer alan 'Diğer personel kanununa tabi çalışanların devlet memurluğuna atanması' ibaresine yer verilmemiştir. Bu hüküm 2914 Yükseköğretim Personel Kanunu'na tabi çalışanların devlet memurluğuna atanamayacağı anlamına gelmekte midir? Ö. Genel
657 sayılı Kanun'un 92'nci maddesinde; '657 sayılı Kanun'a tabi olmayan personelden kendi istekleri ile görevinden çekilmiş olanlar, boş kadro bulunmak ve gireceği sınıfın niteliklerini taşımak kaydı ile bu Kanuna tabi kurumlardaki memuriyetlere atanabilirler' hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm çerçevesinde, en az iki yıl çalışmış olup da görevlerinden kendi istekleriyle çekilmiş bulunan veya görev süreleri sona eren;
-926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na tabi subay ve astsubayların,
-4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun'a tabi sözleşmeli subay ve sözleşmeli astsubayların,
-3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu'na tabi uzman jandarmaların,
-2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'na tabi hakim ve savcıların,
-2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'na tabi profesör, doçent ve yardımcı doçentlerin,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi memur olarak istihdamları; durumlarına uygun boş kadro bulunması ve hizmetlerine ihtiyaç duyulması halinde, başvuracakları kamu kurum ve kuruluşlarının takdirinde bulunmaktadır.
Ayrıca, öğretim üyeleri dışındaki öğretim elemanları öğrenim durumları itibariyle kazanmış oldukları unvanlara,
- Azami adaylık süresi kadar çalışmış olmak kaydıyla,
- Görevde Yükselme Sınavı'na tabi olmaksızın,
- Devlet Personel Başkanlığı'nın olumlu görüşüne ihtiyaç olmaksızın atanabilirler.
Öğretim üyeleri dışındaki öğretim elemanlarının öğrenim durumu itibariyle atanabileceği bir kadronun bulunmaması halinde;
- Azami adaylık süresi kadar çalışmış olmak kaydıyla,
- Devlet Personel Başkanlığı'nın olumlu görüşü,
- Görevde Yükselme Sınavı'na tabi olmaksızın,
kendisine uygun başka bir kadroya muvafakat yolu ile veya istifa ettikten sonra açıktan atama prosedürüyle atanabilir.
Örneğin Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışan bir kişi 657 sayılı Kanun kapsamındaki bir kadroya öğrenim durumu itibariyle haiz olduğu unvana atanabilir. Bu örneğe göre kişi hukuk fakültesi mezunu ise 2 yıl araştırma görevlisi olarak çalışmak kaydıyla 657 sayılı Kanun kapsamındaki avukat kadrosuna (avukatlık ruhsatı olması kaydıyla) yukarıdaki belirtilen şartlar çerçevesinde atanabilir. Şayet avukat kadrosu yok ise diğer unvanlara atanıp atanmayacağına ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartlar çerçevesinde Devlet Personel Başkanlığı'ndan olumlu görüş alınması gerekmektedir.
Ahmet Ünlü'nün yazısının devamını okumak için..