AK Parti Grup Başkanvekili Zengin: Bu saldırılar temsil ettiğim şeyler yüzünden ortaya çıkıyor
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Bu saldırılar ben olduğum için değil, temsil ettiğim şeyler yüzünden ortaya çıkıyor" dedi.
Tarihe 'postmodern darbe' olarak geçen 28 Şubat 1997'de yaşanan olaylar Sancaktepe'de anıldı. Programa katılan AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, o süreçte yaşananları anlattı. Zengin, "O günler unutulsun istiyorlar. 28 Şubat’ta ben baş örtülü olmayan biri olarak arkadaşlarımıza destek verirken bir grup insan baş örtüsünü terk edin diyordu. Birlik beraberlik olsaydı, o dönem daha kolay halledilirdi. Biz çok zekice eylemlerden geçerek, Türkiye’nin demokrasi algısını dönüştürdük. O çıtayı başka yere taşıdık" dedi.
Sancaktepe Belediyesi'nde 28 Şubat 1997'de yaşanan olaylar anıldı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Külliyesi'nde gerçekleşen etkinliğe AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin de katıldı. 28 Şubat’ı yaşayanların süreci ve anılarını anlattığı etkinlikte konuşan Zengin, “Her birimizin hikayesi birbirini tamamlıyor. Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü ile eylem arkadaşıyız. Hayatımızın mihenk taşlarında hep bir direniş var. Bu direnişin içinde masumiyet var. Hiç kimseye zarar vermemek var, fedakarlık var. Hayatınızla bedelini ödeyerek geldiğiniz bir nokta var" ifadelerini kullandı.
"BİZİ AK PARTİ’YE GETİREN ŞEY 28 ŞUBAT’TIR"
'1960’lardan geldiğimiz süreçlere baktığımızda tüm mesele inançla alakalıdır' diyen Zengin, "Üniversiteye gidemeyen, Kur'an-ı Kerim öğrenilmesi istenmeyen bir çocuk, hayatını kendi istediği gibi yönetmeye çalışan kadınların, erkeklerin yaşadığı muazzam engelleme yaşadık. Bütün zulümler belli bir hacmi aştıktan sonra bir iyiliğe dönüşüyor. Bize inanılmaz bir alan açtı. Bizi AK Parti’ye getiren şey 28 Şubat’tır. Bizim orayı yarıp çıkmamız gerekiyordu. Bir siyasetin başarılı olabilmesi için sahici bir hikayesinin olması gerekiyor. Biz o hikaye ile yola çıktık ve daha yürüyoruz, yapacak çok işimiz var. Ben de 2015 yılında kendi kıyafetleriyle aday gösterilip yemin edebilen milletvekili oldum. Şu anki durumum çok kıymetli bir şey. Bir yıl evvel bana yine 'bu kadına haddini bildirin' dediler" ifadelerini kullandı.
"ŞAHSIMA SALDIRILAR VAR"
Kendisine yönelik saldırılar hakkında da açıklamalarda bulunan Zengin, "Bu saldırılar ben olduğum için değil, temsil ettiğim şeyler yüzünden ortaya çıkıyor. Hiç bitmeyen kadın meselesi tartışmamız var. Onlar daha fazlasını bildiğine inanıyor ve değerli adlediyorlar. Hepimiz aynı değerdeyiz. Bugün yine bir yazar, 'Özlem Zengin yine başörtüsünden bahsediyor' diyor. Ben sadece başörtüsünden bahsetmiyorum aynı zamanda baş örtüsünden de bahsediyorum. Biz kendi hikayemizi anlatamayacak mıyız? Hem kendi içimizde hem kamuoyuyla konuşamayacak mıyız? Başka kadınların da hikayesi var. Onlar bizi hiç duymuyor" diye konuştu.
"İNANDIĞIMIZ VE VAZGEÇMEDİĞİMİZ İÇİN GELDİK"
Zengin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üniversiteyi bitiriyorsun, seçilmek istiyorsun, avukatsın bunları kabul etmiyorlar. Bizim iddiamız cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, kadınlar hiçbir ayrım olmadan herkes aynı hakka sahip olsun diye uğraşıyoruz. Bizim inancımızda küçük olanı kendine almak edeptendir, Allah bereketlendirir ve fazlasını verir. 28 Şubat’ta ben başörtülü olmayan biri olarak arkadaşlarımıza destek verirken bir grup insan başörtüsünü terk edin diyordu. Birlik beraberlik olsaydı, daha kolay halledilirdi. Şimdi de bir grup insan nifak tohumu oluşturmaya çalışıyor. Biz çok zekice eylemlerden geçerek, Türkiye’nin demokrasi algısını dönüştürdük. O çıtayı başka yere taşıdık. Bizim insanımız siyasetin içinde var olurken fikir ve inançlarıyla var oluyor. Oyunu da böyle veriyor. Mecliste yaptığım konuşma ile Instagram hesabım bloke edildi. Yasak karşısında bir çalışıyorsak, bin çalışırız. Tokat’taki kadın kongresinde bir kadın; 'Özlem Hanım üzülme biz sana dua ediyoruz, arkandayız' dedi. Güç varlıkta değil, üzerinde ince pardesüyle gelen kadının inancında. Biz buraya inandığımız ve vazgeçmediğimiz için geldik."
"HALA BİZİM GİBİ KADINLARA 'KARANLIK' DİYENLER VAR"
Zengin, "Bize 28 Şubat’ı hatırlatma diyorlar. '411 el kaosa kalktı' diyenler bize nasihat ediyor, unutulsun istiyorlar. Hata yaptıklarında insanlar hatalarından özür diler, biz özür duyduğumuzu hatırlamıyorum. Hala bizim gibi kadınlar için karanlık diyorlar. İnsanın tahammül sınırını zorluyor. Bu kadar zulme rağmen Türkiye’de hiçbir kadın bizim yaşadıklarımızı yaşamasın diye uğraşıyoruz. Yaralarımızla insanız" dedi.