Akademik zam torba yasa- akademisyen zammı 2014- akademik zam son dakika 22/07/2014
Akademik zam torba yasa- akademisyen zammı 2014- akademik zam son dakika 22/07/2014. Torba yasa akademisyenlere zam var mı? Akademik zam 2014. Akademisyenlere zam 2014 torba yasa. Son dakika akademik zam.
Akademisyenlerle ilgili tüm haberler BURADA!
NİYAZİ SOLAK-MEMURHABER [ANKARA] Akademisyenler Twitter'da akademikzam hashtagi ile gündem oluşturmayı başardılar. İşte ÖGEDER'in akademik zam konusundaki kanun teklifinin detayları...
Bilindiği üzere Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Akademisyenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi ve Mobbingin Türk Akademisinden sona erdirilmesi için 13 Kasım 2013’te siyaset üstü çalışma yapmak amacıyla kurulmuş Akademisyen ve adaylarına hizmet eden bir STK’dır.
Öğretim elemanlarının sahip olduğu, günümüz koşullarında menfi denilebilecek yetersiz özlük hakları, mevcut akademik personelin çalışma şevkini olumsuz etkilemektedir. Üstelik bu durum mezun öğrencilerin de üniversitelerden uzak durmasına yol açmaktadır.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Araştırma Geliştirme Merkezi'nin 2014 Mayıs ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre, "Çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı bin 930,02 TL, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 910,11 lira olarak belirlendi. 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 2014 yılı Mayıs ayında bin 513,69 lira olarak tahmin edilmiştir.
Akademik personelin mevcut maaşları ve yukarıda zikredilen rakamlar göz önüne alındığında, pek çok akademisyenin yoksulluk sınırının altında gelir düzeyine sahip oldukları gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırma Vakfı (SETA) tarafından, akademisyen maaşları konusunda hazırlanan rapor da, öğretim elemanlarının maaşlarına ilişkin olarak uluslararası eksende ne kadar olumsuz bir yerde olduğumuzu göstermektedir. Rapora göre Türkiye’deki öğretim elemanları Nijerya, Hindistan, Malezya, Güney Afrika, Brezilya ve Arjantinli meslektaşlarına göre daha az maaş almaktadır. Bir başka deyişle, ülkemizin gelişmişlik düzeyine kıyasla benzer seviyede olan ülkelerde dahi, akademisyen maaşları Türkiye'dekinden çok daha fazladır. Ülkemizin gelişmişlik düzeyine en çok katkı yapan meslek gruplarından biri olan akademisyenlerin, bu gelişmişlik ve refah düzeyinden yeteri kadar yararlanmadığı ve üstelik yukarıda da belirtildiği üzere yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdüğü, ülkemizin esef verici bir gerçeğidir.
Akademisyenlerin mali haklarına ilişkin bu durum herkes tarafından malum olmakla birlikte, AK Parti iktidarı tarafından gerekli adımlar bu güne kadar atılmamıştır. Son 12 yılda kamu personeline yapılan mali iyileştirmelerin kapsamına öğretim elemanları alınmamış, 2011 yılında çıkarılan ve pek çok kamu personelinin maaşlarında artış öngören 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) de öğretim elemanları maaşlarına yer verilmemiştir. 666 KHK ile Eşit işe EZİK ücret alan tek kamu görevlisi akademisyenler olmuştur. Nitekim maaş artışları diğer kamu personelinin çok altında kalmış olan akademisyenlerin gelirlerinin son 12 yıllık dönemde reel olarak eridiği, YÖK’ün sunmuş olduğu tüm raporlarda yer almıştır.
Bu veriler göz önüne alındığında mahkûm edilen ücretler ile hem bilimsel çalışma yapmak hem de zaruri ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan Akademisyenlerin büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında aldıkları maaşla kıt kanaat geçinmek zorunda kalmaktadırlar. Bir üst paragrafta da belirttiğimiz gibi 2011 yılında çıkarılan ve pek çok kamu personelinin maaşlarında artış öngören ancak öğretim elemanları maaşları hakkında herhangi bir ibareye rastlanmayan 666 sayılı KHK de akademisyenlere zam yapılmaması üniversitelerde çalışan akademisyenlerimize büyük bir haksızlık ve Anayasamızdaki eşitlik ilkesinin ihlal ediliyor düşüncesinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda üniversitelerde çalışan personelin özlük haklarının, maaşlarının, ekonomik durumlarının iyileştirilmesi ülke açısından son derece önemlidir.
Öğretim Elemanları Derneği olarak, akademisyenlik mesleğinin cazibesinin artırılması ve onların yüksek motivasyonla çalışabilmesi için maaşların tatmin edici düzeye yükselmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Bu iyileştirme ülkemiz için hem nitelikli akademisyenlerin yetişebilmesi hem de evrensel standartlarda akademik çalışmalar yapabilmek, önce toplumumuza ve sonra insanlığa faydalı olabilmek için elzem görünmektedir.
ÖGEDER
Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) olarak 130 bin kişilik büyük bir aile olan akademisyenlerimizin en büyük sorunu olan maaş iyileştirmesinin acilen yapılması hususunda, Plan Bütçe Komisyonunda görüşmeleri başlanan Torba yasa da akademikzam ın yer alması için hükümeti ve muhalefeti göreve çağırıyoruz.
Bu çerçevede, Kanun teklifim ile 11 Kasım 1983 tarihli ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa 12’nci maddeden sonra gelmek üzere eklenen 12/a maddesi ışığında, unvan ve kıdem farkı gözetmeksizin tüm öğretim elemanlarının maaşlarında, 2014 Temmuz ayı itibariyle üniversite ödeneğine 100 puanlık artış ile 729 TL ve 2015 Ocak ayı itibariyle yine üniversite ödeneğine 100 puanlık artış ile 729 TL olmak üzere toplamda 1458TL iyileştirme öngörülmektedir.
ÜNİVERSİTE ÖDENEĞİ
Madde 12 – (Değişik : 20/3/1997 - KHK - 570/4 md.)
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuru bürüt aylık (ek gösterge dâhil) tutarının;
Öğretim Elemanlarının tamamına unvan ve kıdem farkı olmaksızın 100 puanlık artış ile,
Her ay üniversite ödeneği olarak ödenir.
Bu ödenek damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz ve kısmi statüde görev yapanlara ödenmez.
ÖGEDER AKAMİK ZAM KANUN TEKLİFİNİ İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
MEMURHABER.COM/ÖZEL İÇERİK-NİYAZİ SOLAK: Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER) Vahdet Özkoçak; AK Parti Giresun Milletvekili olan Nurettin Canikli'ye akademik zam raporunu sundu. Peki akademisyenlerin ısrarlı olduğu akademik zam Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'na taşınacak mı?
Öğretim Elemanları Derneği (ÖGEDER); öğretim elemanlarının özlük haklarını korumak ve iyileştirmek ve yine mobbing ile mücadeleye destek olmak ve eğitim-öğretim çalışmaları yapmak amacıyla, 13 Kasım 2013 tarihinde, gönüllü akademisyenler öncülüğünde kurularak çalışmalarına başlamış ve kısa süre içerisinde ülke genelindeki bütün akademisyenlerin sesi olmuştur.
ÖGEDER olarak bizler; 2023 Türkiye’sinin, bilimin sönmez ışığıyla yükseleceğine inanıyor ve yine 2023 Türkiye’sinde bilime ve bilim insanına maddi ve manevi anlamda verilmesi gereken değerin önemli olduğu bilinciyle, çalışmalarımızı, bu önemin tesisine yönelik sürdürmeye gayret ediyoruz.
Günümüz Türkiye’sinde, öğretim elemanlarının birçok sorunu bulunmakla birlikte, bu sorunlar içerisinde en önemlisi, akademik kadro olarak özlük haklarımızın yetersizliği ve bize layık görülen maaşın, statülerimize oranla ortaya çıkan dengesizliğidir.
Bugün kamu sektöründe çalışan ve öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, okutman ve yardımcı doçent unvanlarına sahip hocalar olarak bizler, ne yazık ki ülkenin içinde bulunduğu refah düzeyinden faydalanamamaktayız. Asıl itibariyle kamuda çalışan Doçent ve Profesör unvanlarına sahip hocalarımız da kamuda kendilerine denk gelen statülerdeki kamu görevlileri ile kıyaslanamayacak kadar vahim durumdadırlar.
Örneğin; herhangi bir bakanlıkta uzman ve uzman yardımcısı pozisyonlarında çalışan bir kamu görevlisinin başlangıç maaşı 3000 TL ile 3200 TL arasında değişirken, yüksek lisans mezunu ve bilim uzmanı sıfatını taşıyan bir araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, okutman ve akademik uzman 2200 TL ile 2400 TL arasında bir maaş ile işe başlamaktadır. Bunun gibi denk meslek grupları ile karşılaştırmalar yapıldığı vakit, akademik personelin maaşları, bu kamu görevlileri ile kıyaslanamayacak derecede düşük çıkmaktadır.
Bir başka örnekle açıklayacak olursak; 2002 yılında bir Genel Müdür ortalama 2450 TL maaş alırken, aynı yıl bir Profesör 2060 TL maaş almakta idi. 2014 yılında bir genel müdürün maaşı yaklaşık 7000 TL olmuş iken bir Profesör 5200 TL civarında maaş almaktadır. Yine aynı şekilde 2002 yılında bir uzman doktor 1035 TL civarında maaş alırken bir Yardımcı Doçent 1155 TL civarında maaş almakta idi. 2014 yılında ise bir Yardımcı Doçent 2800 TL maaş alırken, bir uzman doktor ise 4100 TL civarında maaş almaktadır.
Yukarıda bahsi geçen örneklerde de görüldüğü üzere; ülkemizin ekonomik gelişiminden birçok kamu görevlisi faydalanırken, akademik personel bu refah düzeyinden faydalanamamaktadır. Bu durum, yalnızca biz akademisyenleri etkilemekle kalmayıp genel olarak Türk bilimini ve genç nesillerin sağlıklı bir şekilde yetişmesini de engellemektedir.
Bu noktada ÖGEDER olarak sizlere soruyoruz:
Sürekli olarak kendi aile geçimini düşünen, ayın 16’sında elindeki tüm maaşını borçlarına, kredi kartına, ev kirası-su-elektrik-doğal gaz gibi masraflarına, çocuklarının mamasından tutun da elbiselerine kadar fiziksel, güvenlik ve sosyal ihtiyaçları için harcayan bir akademisyen, bir araştırma görevlisi; nasıl olur da bilimsel çalışmalar adına beynini ve bütçesini rahatça kullanabilir?
Ve yine; gece gündüz borç düşünen ve bu ruh haliyle çalışan akademisyenlerin olduğu bir Türkiye’de, bilim dünyası ne derece gelişebilir? Üniversitelerde, kendilerine emanet edilen genç beyinleri, bu maddi sıkıntılar içerisinde, bu hocalarımız nasıl yetiştirebilir?
Bugüne kadar “akademik zam” olarak nitelendirebileceğimiz bir iyileştirmenin gerekliliği, nedenleri ve boyutları, gerek SETA’nın ve gerekse YÖK’ün 2013 yılında yayınlamış oldukları raporlarla ortaya konulmuştur. Ve yine Sayın Başbakan, Başbakan Yardımcıları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, YÖK gibi yetkili merciler tarafından birçok defa akademik personelin maaşına iyileştirme yapılacağına dair açıklamalar yapılmış ama ne yazık ki henüz bu iyileştirme sözleri, eyleme dönüşmemiştir.
Bu durum ise, kamu üniversitelerinde çalışan hocalarımızın motivasyonunu ve çalışma huzurunu sekteye uğratmakta ve hocalarımızın başka kurumlara geçmesine neden olmaktadır.
Ayrıca akademik personel olmaya niyetlenen pek çok öğrencimiz, maaş araştırması yaptıktan sonra bu fikirlerinden vazgeçmektedir.
Yukarıda bahsi geçen yetkili açıklamalarını tekrar hatırlatmak adına, aşağıda birkaç örnekle arz ediyoruz:
YÖK BAŞKANI GÖKHAN ÇETİNSAYA: (02 TEMMUZ 2012)
“Öğretim üyelerinin özlük haklarını ciddi şekilde iyileştirmek zorundayız. Son 10 yılda kamu kesiminde özlük hakları iyileştirildi. Fakat öğretim üyelerinin özlük hakları iyileştirilemedi. En büyük hedeflerimden biri, önümüzdeki aylarda sosyal haklar ve maaş bakımından bir iyileştirme yapılmasını sağlamak. Bu konuya hükümetimizin çok sıcak yaklaştığını da buradan mutlulukla ifade etmek isterim.” dedi.
HÜKÜMET SÖZCÜSÜ VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ: ( 11 EKİM 2012)
Dumlupınar Üniversitesi 2012-2013 öğretim yılı açılışı Başbakan yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın katılımıyla gerçekleşti. Öğretim elemanı ve öğretim görevlilerin sıkıntılarını gidermek için bir çalışma yaptıklarını açıklayan Arınç, "Özellikle öğretim elemanlarımızın maaş, özlük hakları ve sosyal imkânları hakkında gelişmeler yaşanacaktır."dedi.
YÖK BAŞKANI GÖKHAN ÇETİNSAYA: ( 26 KASIM 2012)
Öğretim elemanı sayısının üniversite ve öğrenci sayısındaki artışı karşılayamadığına dikkat çeken Çetinsaya, “Buna karşın akademisyenlerin mevcut özlük hakları bu mesleği seçmede cazip değil. Öğretim elemanlarının maaşları son yıllarda yerinde sayıyor. Bu duruma acilen bir çözüm bulunması gerekiyor.” dedi.
BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN ( 7 MAYIS 2013)
Başbakan Kızılcahamam kampında Akademisyenlerin maaşlarına zam yapılması için Maliye Bakanı ŞİMŞEK’e talimat verdi: “Akademisyen maaşları için gereğini yapın”
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK: ( 7 MAYIS 2013)
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yakın zamanda bazı doçent ve profesörlere maaş zammının gündeme gelebileceğini söyledi. Eğitim sektörüne zam müjdesi geldi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yakın zamanda bazı doçent ve profesörlere maaş zammı gündeme gelebileceğine işaret etti.
Ak Parti'nin Kızılcahamam kampında milletvekilleri Şimşek'e akademik personel arasındaki maaş dengesizlikleriyle ilgili eleştirileri hatırlattı. Bu konuda bir çalışma yapılıp yapılmayacağını sordu. Bakan Şimşek bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yakın zamanda bazı doçent ve profesörlerin maaşını arttıracak bir düzenlemenin gündeme gelebileceğini belirtti. Maaş zamanının kime ne kadar olacağına yönelik henüz detaylı bir bilgi söz konusu değil.
Kamudaki mühendislerden yüzde 35 daha az maaş aldıklarını ifade eden akademisyenler yüzde 15 zam olursa bunu yeterli görmediklerini, en az yüzde 70 zam almaları gerektiğini belirtiyorlar.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI: (28 OCAK 2014)
Akademik personelin maaş durumu, özlük haklarıyla ilişkin sorunlar Bakanlar Kurulumuzda da görüşüldü, bu konuda bir fikir birliği var. Yani, yıllardan beri akademiyadaki akademisyenlerimiz araştırma görevlilerinden profesöre kadar daha önceki yıllara kıyaslanmayacak kadar gerilemiş durumdalar özlük hakları bakımından. Dolayısıyla bu konuda bir iyileştirme yapılması gerektiği konusunda bir ön kabul Bakanlar Kurulumuzda var. Bununla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, Maliye Bakanlığımız, tabii Milli Eğitim ve YÖK de çalışılıyor. Öncelikle tabii en çok mağdur olduğu düşünülen ve üniversitelerimizin geleceği bakımından da en öncelikli durumları düzeltilmesi gereken araştırma görevlileri. Şimdi üniversiteyi bitirmiş bir genç kamuda herhangi bir, kamu kuruluşunda diyelim uzman olarak göreve başladığı zaman alacağı maaşla bir üniversitede araştırma görevlisi olarak başladığı zaman alacağı maaş arasında çok ciddi fark var. Bu neye yol açıyor? Nitelikli mezunların üniversiteyi değil farklı kamu kuruluşlarını, bakanlıkları veya hatta özel sektörü tercih etmelerine yol açıyor. Bu da, üniversitelerimizin geleceği bakımından ciddi bir risk oluşturuyor, çünkü iyi eleman çekemez hale geliyor üniversitelerimiz. Sadece o da değil, yani insanlar için asgari işlerini düzgün yapabilmeleri için asgari bir yaşam standardına sahip olmaları gerekiyor. Şu anda araştırma görevlileri o durumda değil. Onun için Maliye Bakanlığımızla, Kalkınma Bakanlığımızla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla, Milli Eğitim ve Başbakanlık'ta bu konuda düzeltici tedbirler alınması gerektiğinde hem fikir...Zannediyorum en kısa zamanda bununla ilgili rakamlar veya perspektifler netleşmiş olacak.
BİLİM-SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK: (7 ŞUBAT 2014)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, üniversitelerin cazibesini artırmak için bazı adımlar atacaklarını söyledi. Yakın dönemde atılacak en önemli adımın üniversite öğretim üyelerinin özlük haklarının ve aldığı ücretlerinin iyileştirilmesi olduğunu belirten Bakan Işık, "Ayrıca üniversite öğretim üyelerimize performans bazlı bazı ilave ödemeler yapılabilmesinin önünün açılması gibi konular üzerinde yoğun olarak çalışıyoruz" dedi.
BİLİM-SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK: (26 ŞUBAT 2014)
SETA Vakfında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık akademisyenlere zam yapılması konusunu önemsediklerini ve bu konuda bir çalışma yaptıklarını ifade etti.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK: ( 3 MART 2014)
Pamukkale Üniversitesi’nde fahri doktora unvanı alan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşmasında akademik personelin maaşlarının düşük olduğunu, bu konuda çalışmaların devam ettiğini ve en kısa sürede sonuçlanacağını ifade etti.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK: ( 2 NİSAN 2014)
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yerel seçimler öncesinde Batman'daydı. Şimşek, üniversitede bazı ziyaretlerde bulundu. O sırada, üniversitede bulunan Sinema ve Televizyon Bölümünde Öğretim Görevlisi olan Ekrem Çelikiz, Bakan Şimşek'e akademisyenlere zam konusunu sordu. Çelikiz, Maliye Bakanına ilk olarak akademik zam konusundaki çalışmaların ne aşamada olduğunu sordu. Maliye Bakanı Şimşek, akademik zam konusunda çalışmaların tamamlandığını, Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi gibi öğretim elemanlarına yüksek oranda Seyyanen zam yapılacağını ve diğer Öğretim Üyelerine de performans sistemine göre bir iyileştirme yapılacağını söyledi. Öğretim Görevlisi, akademik zammın ne zaman yapılacağını ve seçimlerden önce akademisyenlere bir müjde verilip verilemeyeceğini de bakana sordu. Şimşek, seçimlerden hemen sonra bu konunun karara bağlanacağını belirtti.
Öte yandan Öğretim Görevlisi Çelikiz, Öğretim Görevlilerinin geliştirme ödeneğinin yarısını aldığını Bakana hatırlatarak bu konuda da bir çalışma yapılıp yapılamayacağını sordu. Bakan Şimşek bu konuda kendisinin detaylı bir bilgiye sahip olmadığını belirtti.
BİLİM-SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK: (23.06.2014)
Akademik personelin özlük haklarına değinen Işık, bu konunun geçen hafta gerçekleştirilen Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) toplantısında da gündeme geldiğini bildirdi. Işık, "Çalışmaların sürdüğünü bizzat Sayın Başbakanımız ve Maliye Bakanımız da ifade etti. Ümit ediyorum bu konu en kısa zamanda sonuçlandırılır" dedi.
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü üzere; biz akademisyenler, ortak akıl çerçevesinde, bize verilen sözler doğrultusunda, özlük haklarımız gereği hakkımız olan maaşları almak istiyor ve bu sebeple, şu an gündemde olan "Torba Yasa"da akademisyenlerin özlük hakları ve maaşları ile ilgili iyileştirmenin de yer
Aileleri ile birlikte yüz binleri bulan akademisyenler olarak, bu konuda bizi anlayacağınızı ümit eder ve yine bu konuda yapacağınız çalışmalardan dolayı şimdiden teşekkür ederiz.