Daha ikinci emekli maaşını alamadan...
104 yaşındaki İbrahim Eren’in en büyük hedefi; emekli maaşıyla eşinin mezarını yaptırmaktı. Eren, mezar parasını denkleştirmek için ikinci maaşını beklediği sırada aniden rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
İlk olarak sigortalı bir işe 1975 yılında İstanbul'da başlayan
İbrahim Eren, önceki yıl, yaşlılık sınırından emekli olabilmek için
Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) müracaat etti. Askerliğini de
saydıran Eren'e, 'Emekli olabilmen için 10 ay daha çalışman lazım'
denildi. Bunun üzerine inşaatta bekçi olarak çalışan Eren, 3 bin
600 günü tamamlayarak geçtiğimiz kasım ayında emekliliğe hak
kazandı. 6 çocuk ve 50 torun sahibi İbrahim Eren'e aylık bağlama
kararı' SGK Bursa İl Müdürü Mükremin İspirli'nin makam odasında
törenle teslim edilmişti.
MAAŞIN OLURSA HERKES BAKAR
İbrahim Eren, "Allah emeği geçen herkesten razı olsun. İlk maaşımla
eşimin mezarını yaptıracağım. Ömrümün kalan kısmında ise maaşımla
geçineceğim. Hasta olduğum zaman bana bakacaklar, ölüme kadar. Çok
teşekkür ederim, Allah işlerini hem dünya hem ahirette rast
getirsin. Emeklilik için kısmet bugüneymiş. Maaş yoksa
kimse bakmaz sana. Maaşın olursa herkes bakar."
demişti.
İlk maaşını aldıktan sonra mezarcının yolunu tutan rekortmen emekli
İbrahim Eren, mezar parasını denkleştirmek için ikinci maaşı
beklemeye koyuldu. Ancak geçtiğimiz günlerde karın ağrısı
şikayetiyle İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne kaldırılan Eren, yapılan müdahalenin ardından evine
gönderildi. 2 gün sonra yeniden rahatsızlanan Eren, ikinci kez
geldiği hastanede hayatını kaybetti.
İbrahim Eren, Fatih Kadınlar Pazarı'ndaki Tezgahcılar Camisi'nde
kılınan cenaze namazının ardından Eyüp Sultan Mezarlığı’nda eşi
Şehriban Eren'in mezarının yanına defnedildi.
MEZAR YAPTIRDIKTAN SONRA HACCA DA GİDECEKTİ
İbrahim Eren’in kendi emeklilik parasıyla eşinin mezarını
yaptırmayı planladığını anlatan oğul Hüsnü Eren şunları kaydetti:
“Babam ilk maaşını almıştı. 2008’de yaşlılık maaşı almaya
başlamıştı. SGK emeklisi olunca oradan kendisine 5 bin liralık bir
ceza gelmişti, maaşının bir bölümü oraya kesilmişti.
Kendisi maaşından biriktireceği parayla annemin mezarını
yaptıracaktı. Mezarcıya gitmiş, parası yetmemiş, o kadar
ısrarlarımıza rağmen ‘Hayır ben kendi emeğimle parayı biriktirip
mezarı yaptıracağım’ dedi. Kısmet olmadı. Mezarı yaptırdıktan sonra
yine emekli maaşıyla Hacca gitmeyi de hayal ediyordu. Karın
ağrısıyla hastaneye götürmüştük. Ameliyat olduktan sonra yeniden
eve getirdik, ancak iki gün sonra yeniden aynı hastaneye
götürdüğümüzde rahmetli oldu. Acımız büyük.