Türkiye'yi 'uçuracak' bireysel emeklilik modeli
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in 'otomatik katılımlı Bireysel Emeklilik' açıklamalarının ardından Milliyet yazarı Cem Kılıç bugünkü yazısında bu modelin Türkiye'yi adeta 'uçuracağını' yazdı.
MEMURHABER.COM- Mehmet Şimşek'in BES'de "45 yaş altı çalışanların otomatik olarak sisteme dahil edileceği uygulamada, katkı payının asgari 100 lira olması öngörülüyor" açıklamasının ardından çalışma hayatı gündeminin en hararetli başlığı 'Bireysel Emeklilik' oldu.
Miliyet yazarı Cem Kılıç bugünkü yazısında, Şimşek'in bu açıklamalarını masaya yatırdı. Şimşek'in 18 milyon ücretliyi ilgilendiren otomatik katılımlı bireysel emekliliğe ilişkin açıklamalarına yönelik kritik yorumlarda bulundu.
"SİSTEMDE KALMAYI ÖZENDİRECEK BAŞKA BİR FORMÜL..."
Kılıç, çalışanların ücretlerin yapılacak kesintiye sıcak bakmayacakarını özetlediği yazısında, sözkonusu sistemin hem çalışanlar hem de işverenler cephesinden bakıldığında sistemin işletilmesinde zorluklar olacağının aşikar olduğunu, aslında emeklilik sistemimizdeki “aylık bağlama oranları” dikkate alındığında, özellikle düşük ücret düzeyinde çalışanların eriyen emekli aylıklarının korunması bakımından getirilmesi düşünülen sistemin fayda sağlayacağını ancak toplam 13 milyon 4-a’lı, yani eski adıyla SSK’lının yaklaşık yarısının asgari ücret düzeyinden gelir elde ettiği gerçeği karşısında sistemde kalmayı özendirecek başka formüllerin bulunması gerektiğini ve böylelikle bu sistemin Türkiye'ye oldukça katkı sağlayacağını ifade etti.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Yaklaşık 18 milyon ücretliyi ilgilendiren “otomatik katılımlı” tasarruf sistemi bugünlerde en çok konuşulan konular arasında. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in en son açıklamasına göre; 45 yaş altında olan 13 milyon çalışanın otomatik olarak sisteme dâhil edileceği uygulamada, çalışandan alınacak katkı payının asgari 100 TL olması öngörülüyor.
OTOMATİK KATILIMI SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Otomatik katılımlı bir sistemin 10 yılda ülke ekonomisine 100 milyar TL ek tasarruf yaratacağı Şimşek tarafından ifade ediliyor. Otomatik katılım, bir işyerinde çalışmaya başlayan kişilerin otomatik olarak bir emeklilik planına dâhil edilmesi şeklinde işleyen bir sistem.
Bu sistemle geniş kitlelerin kolayca bireysel emeklilik sistemine (BES) dâhil olmaları hedefleniyor.
BES'TE OTOMATİK KATILIM HANGİ ÜLKELERDE UYGULANIYOR?
BES’te otomatik katılım uygulaması birçok ülkede uygulanıyor. Özellikle, ABD, İngiltere, Yeni Zelanda, İtalya bu sistemi başarıyla uygulayan ülkeler arasında.
Ne var ki, başarılı ülke örnekleri dâhil dünyadaki tüm uygulamalar incelendiğinde dikkati çeken husus, tüm otomatik katılım uygulamalarında işveren katkısının mutlaka olduğu ya da işveren üzerindeki kıdem tazminat yükünün bireysel emeklilik sistemine aktarıldığı uygulamaların mevcut olduğu yönünde.
İŞÇİ KESİMİ BU SİSTEME MESAFELİ...
Bu nedenle, Türkiye’de uygulanmak istenen otomatik katılım modelinin bir başka örneğini görmek mümkün değil.
Dünyada sadece katılımcılardan, yani ücretliden kesinti yapılmak suretiyle kurgulanmış hiçbir model bulunmuyor.
TÜRK-İŞ EN BAŞTA KARŞI ÇIKTIĞINI BELİİ ETTİ
Kurgulanan bu modelin hayata geçme aşamasında çok tartışılacağı kesin. Özellikle işçi sendikaları, başta Türk - İş Konfederasyonu, sisteme şimdiden karşı olduklarını belirttiler.
Diğer konfederasyonların yayınlarından da sisteme karşı bir direnç olduğu ortada. İşçi tarafı zaten zar zor elde ettikleri ücret artışının bir bölümünü bu sistemde kullandırmak istemiyor.
İşverenler 2016 yılında asgari ücretteki artış sebebiyle işgücü maliyetlerinde müthiş bir artış yaşadıklarını, zar zor durumu idare edebildiklerini söylüyorlar. Böyle bir durumda sisteme katılımın işveren açısından imkânsız olduğu zaten ortada.
ÖZENDİRİCİ FORMÜL
Hem çalışanlar hem de işverenler cephesinden bakıldığında sistemin işletilmesinde zorluklar olacağı kesin. Aslında emeklilik sistemimizdeki “aylık bağlama oranları” dikkate alındığında, özellikle düşük ücret düzeyinde çalışanların eriyen emekli aylıklarının korunması bakımından getirilmesi düşünülen sistemin fayda sağlayacağı söylenebilir.
Ne var ki, toplam 13 milyon 4-a’lı, yani eski adıyla SSK’lının yaklaşık yarısının asgari ücret düzeyinden gelir elde ettiği gerçeği karşısında sistemde kalmayı özendirecek başka formüllerin bulunması gerekiyor. Nitekim 2013 yılında hayata geçirilen devlet katkısı uygulaması ile BES’te katılımcı sayısı ve fon tutarı önemli bir şekilde artış gösterdi. 2015 yılı sonunda sistemdeki katılımcı sayısı 6 milyona ulaştı.
BES’deki bu gelişime rağmen temel sorun, sistemden çıkış oranının yüksekliği. Türkiye Sigortalar Birliği verilerine göre, devlet katkısı teşviki sunulmasına rağmen 12 yıllık dönemin sonunda kişilerin sistemden çıkış oranı yüzde 35 seviyesinde. Sistemde beşinci yılını dolduranlar incelendiğinde, çıkış oranı yüzde 50’ye yaklaşmakta. Sistemin başından bugüne kadar çıkışlara konu olan sözleşme adedi 3.7 milyon.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin genel yapısı böyleyken, otomatik katılımı özendirebilmek için yeni teşvikleri uygulamak gerektiği görülüyor. Eğer sistemde kalmayı özendirecek formüller geliştirilirse çalışanların katılımı yüksek olabilir. Getirilmek istenen sistemde zorunlu kalış sürecinin 6 ay olduğu anlaşılıyor. İşte bu özendirici formüller hayata geçerse, asgari ücret düzeyinden gelire sahip olanlar da sistemde kalmak isteyebilirler. Aksi halde, ülkemizdeki düşük ücret düzeyinde çalışanlar için sadece 6 aylık bir zorunlu tasarruf sağlanmış olur.