10 yaşındaki Onur Efe'nin parkta ölümüne ödül gibi ceza; 2 sanık 45 bin lira ödeyecek
İstanbul Eyüpsultan'da oynadığı parkta aydınlatma direğindeki kaçak elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Onur Efe Bağlan'ın ölümünde ihmalleri olduğu gerekçesiyle yargılanan Kadir Seyrek ve Selçuk Altunsoy'a verilen hapis cezaları yargılama sırasında gösterdileri 'pişmanlık' nedeniyle para cezasına çevrildi.
Oğlu gözleri önünde ölen anne Birten Bağlan "Dışarıda gezmelerini hazmedemiyorum" derken, baba Murat Bağlan, "Evlatlarımızın sonu böyle olmamalı" diye konuştu.
Acı olay, 19 Haziran 2019 günü, Eyüpsultan'da yaşandı. Onur Efe Bağlan, evinin önündeki parkta oynarken aydınlatma direğindeki kaçak elektrik akımına kapılıp, hayatını kaybetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonunda aydınlatma direklerinin bakımından sorumlu Kadir Seyrek ve işçi Selçuk Altunsoy hakkında "Taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede 2 sanığın ifadelerinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, bu nedenle itibar edilemeyeceği ve 2 sanığın gerekli önlemleri almamaları nedeniyle Onur Efe Bağlan'ın ölümüne sebebiyet verdikleri ifade edildi. Alınan bilirkişi raporunda da Kadir Seyrek denetleme yapmadığı için asli kusurlu, işçi Selçuk Altunsoy tali kusurlu bulundu.
MAHKEME KARARINI VERDİ
İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonuna
sanıklardan Kadir Seyrek, "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2
yıl 6 ay, Selçuk Altunsoy da 1 yıl 8 ay hapis cezasına
çarptırıldı. Mahkeme, cezaları, sanıkların yargılama sürecindeki
pişmanlık nedeniyle adli para cezasına çevirdi. Kadir Seyrek'in 27
bin 300 lira, Selçuk Altunsoy'un ise 18 bin 150 lira adli para
cezası ödemesine karar verildi.
"SON SÖZÜ 'ANNE BEŞ DAKIKA DAHA OYNAYAYIM' OLDU"
Karara isyan eden anne Birten Bağlan, olay günü yaşananları şöyle
anlattı:
"Saat 15.30 gibi Onur'la parka çıktık, oynamak istiyordu.
Saat 19.30'a kadar birlikteydik, sonra ben eve döndüm ama
sürekli balkondan bakıyordum. Gelmek istemedi, daha fazla oynamak
istedi. Saat 20.30 gibi seslendim balkondan; 'Onur artık yeter hani
eve dön' diye, 'Anne ne olur beş dakika daha oynayayım' dedi. Son
sözü bu oldu. Sonra tekrar balkondan baktığımda Onur'un elinin
direkte olduğunu gördüm, yerde yüzüstü yatıyordu. Bağırdım, tepki
vermeyince daha yüksek sesle çığlık atar gibi bağırdım, bu sefer
insanlar da telaşlandı çığlık, kıyamet koşarak merdivenlerden
indim. Gittiğimde direkten elini çekmişlerdi, yüzüstü yatıyordu ben
onu çevirdim. Hiçbir tepki vermedi, sonra birileri kalp masajı
yaptı. Ambulansa koydular götürdüler, 45 dakika hastanede
uğraşıldı, doktorlar çok uğraştılar ama maalesef hayata dönmedi
oğlum."
Anne Bağlan "Mahkememiz sonuçlandı ve suçlulara 2-3 yıl ceza
verildi. Bu kadar az cezayla ve ardından para cezasına
çevrilmesiyle dışarıda gezmelerini hazmedemiyorum. Çocuğum
toprağın altında, onlar dışarıda geziyorlar. Adaletin yerini
bulmasını istiyoruz. Adalet Bakanlığı'na da sesleniyorum. Suçlular
cezasını en ağır şekilde çeksin, çünkü bir can gitti, bir evlat
yok. O bizim her şeyimizdi, tek sevincimizdi. Mahkememizin sonunda
karşı tarafın avukatı şöyle bir söz söyledi, bu beni çok incitti;
'O gün yağmur yağmıştı ve ailenin burada ihmali var.' Bu ülkede ilk
defa mı yağmur yağıyor? Yıllardır o direk orada, bugüne kadar böyle
bir şey yaşanmadı. Bir çocuğun parkta başına ne gelebilir? Ya
düşer bacağı yaralanır ya kolunu incitir ya da başka bir şey olur,
ama elektrik direğinin akımına kapılarak ölmek ne demek?" dedi.
"İNSANLIK ÇOK BÜYÜK BİR ÇOCUĞU KAYBETTİ"
Baba Murat Bağlan ise "İşteydim. Büyük oğlum aradı, kardeşine
elektrik çarptığını söyledi. Hızlı bir şekilde gittim. Ambulansa
koyduk oğlumu hastaneye ulaştık. Ben bir evlat kaybettim ama
insanlık çok büyük bir çocuğu kaybetti. Ben hayatımda bu kadar
merhamet sahibi bir insan tanımadım. Bu kadar iyi yürekli bir insan
tanımadım. Oğlum her gün beslenmesiyle okula giderdi, cebinde
harçlığı olurdu yine de eve aç gelirdi. Bir gün çektik kenara
sebebini sorduk. O zaman zorlayınca en sonunda açıkladı. 'Bir
arkadaşım var durumu yok beslenme de getiremiyor onunla
paylaşıyorum' dedi. Ben herkesten , kimin gücü yetiyorsa adaletin
sağlanmasını istiyorum. Benim adalete güvenmekten başka çarem yok.
Sadece yardım istiyorum . Evlatlarımızın sonu böyle olmamalı" diye
konuştu.
"ALT SINIRDAN CEZA VERILMESI AILENIN ÜZÜNTÜSÜNE ÜZÜNTÜ
KATMIŞTIR"
Ailenin avukatı Göksenin İnan şunları ifade etti:
"Onur Efe'nin ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında
parktaki elektrik işlerinden sorumlu iki kişi hakkında "Taksirle
öldürme" suçundan iddianame düzenlenmiş ve yapılan yargılamada da
kişilerin mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamındaki
raporlarda ağır ihmaller olduğu, denetimin yerine getirilmediği,
basit önlemlerle söz konusu olayın önlenebileceği açıkça yer
verilmesine rağmen mahkumiyette alt sınırdan hüküm verilmesi ve
başka sorumluların olup olmadığının değerlendirilmedi. Dosyada alt
sınırdan ceza verilmesi ailenin üzüntüsüne üzüntü katmış ve
maalesef adalete olan güvençlerini de sarsmıştır. Karara karşı
istinafa başvurduk."