15 Temmuz’da kolunu kaybeden gazi Üzeyir Civan: “Kimisi benim gibi kollarını, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar”
15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında Tuzla Orhanlı gişelerinde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu bir kolunu kaybeden gazi Üzeyir Civan, darbe girişiminde yaşadıklarını 5 yıl sonra gözleri dolarak anlattı. Hain darbe girişimi esnasında mücadele veren tüm şehit ve gazilere minnet duyduğunu belirten Civan, “Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar. Allah hepsinden razı olsun” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında akrabalarıyla Tuzla
Orhanlı gişelerinde darbeci askerlere karşı mücadele eden Üzeyir
Civan, açılan ateş sonucunda sol kolunu kaybetti ve sağ elinden
yaralandı. 15 Temmuz gazisi Civan, 5 yıl sonra gözleri dolarak o
gece yaşadıklarını anlattı. Gazi Üzeyir Civan, “15 Temmuz akşamında
daha çok yazlık olarak kullanmış olduğumuz evimize yeni gelmiştik.
Cuma akşamı burada oturup yemeğimi yiyip namazımı kıldıktan sonra
keyif çayı içiyordum terasta. Amcamın kızı şuradaki evde oturur. Bu
tarafa doğru geldi, uzaktan ’Duydun mu haberin var mı, darbe
oluyor’ diye sesleniyordu. Dedim ’Uydurma haberdir’. İnanmıyordum.
Çocuklar internetten de yazışıyorlar deyince ister istemez içime
bir kurt düştü. Televizyonlara baktığımız esnada da sayın
başbakanımızın bu bir kalkışmadır açıklamalarını duyduk. Sonrasında
ben telefonla akrabalarımla görüştüm, arkadaşlarımızla görüştük. Ve
sonrasında o darbe bildirgesini okutturdular televizyonda. TRT’de
spiker kardeşimize darbe bildirgesini okutturdukları esnada benim
kızgınlığım had safhaya ulaştı. Neticede ben 1980 darbesini gördüm.
Darbenin ne olduğunun da farkındaydım. Tekrar bu ülkenin onlarca
yılı, yavrularımızın onlarca yılı heba mı olacak diye isyan ettim.
Burada bulunan akrabalarımızla beraber aramızda istişare yaptık.
Bir şeyler yapmamız gerekiyordu çünkü. Televizyonun başında durup
da keyfimize bakarak kahvemizi yudumlayamazdık. Televizyonda
darbenin oluşmasını seyredemezdik. Burada bulunan akrabalarımızla
beraber aramızda istişare yaptık, Sabiha Gökçen Havaalanı’na
gitmeye karar verdik. Orası stratejik bir öneme sahipti. Ve hele
böyle bir dönemde en başta sahip çıkılması gereken yerlerden bir
tanesiydi. Fikrimi akrabalarıma söyledim ve neticede 6 bayan, 4
tane de erkek akraba olmak üzere iki tane araç ayarladık” diye
konuştu.
“Biz oraya askerleri dövmeye gitmiyoruz, darbecilerin oyunlarına
gelmek isteyen askerlerimizi uyarmaya gidiyoruz”
Sabiha Gökçen Havaalanı’na doğru darbeci askerlerle mücadele etmek
üzere yola çıkacakları esnada oğluyla arasında geçen bir diyaloğa
değinen Civan, “Ayarladığımız araçlarla eşimi, kızımı ve buradaki
diğer akrabalarımızı aldık. Tam hareket edeceğimiz sırada baktım
oğlumun elinde bir tane kazma sopası, bizimle gelmek istiyor.
’Oğlum bu ne dedim’. ’Baba askerleri döveceğiz’ dedi. O zamanlar 15
yaşında. Baba askerleri döveceğiz deyince, annesi de, ben de
kendisine ‘Oğlum biz oraya askerleri dövmeye gitmiyoruz. Biz oraya
darbecilerin oyunlarına gelmek isteyen askerlerimizi,
Mehmetçiğimizi uyarmak için gidiyoruz’ dedik” diye konuştu.
“Hepimiz kardeşiz diye bağırıp üzerlerine koşarken vuruldum”
Hain darbe girişiminin olduğu gece vurulduğu anları anlatan Civan,
“Araçlarımızla birlikte Sabiha Gökçen Havaalanı’na gitmek isterken
Orhanlı Gişeleri mevkiinde araçlarımızdan inmek zorunda kaldık.
Oradaki olaylara denk geldik. Orada indikten sonra ateş hattına
girdim. Yine darbecileri uyarmak için üzerlerine koştum. Durun
yapmayın, silahlarınızı bırakın dedim. Hepimiz kardeşiz diye
bağırıp üzerlerine koşarken vuruldum. Kolum kopmak üzereydi.
Vurulduktan sonra koşarak yanıma Iraklı Türkmen gençleri geldi.
Allah onlardan razı olsun. 18, 20 ve 22 yaşlarındaki bu Iraklı
Türkmen gençleri bana orada sahip çıktılar. Yardım ettiler. Kan
kaybından ölmemem için üzerinde bulunan kıyafeti çıkartıp koluma
tampon yapmışlardı. O akşamı unutamıyoruz. Her an yaşıyorum. Tekrar
anlattığımda yaşıyorum, o görüntüleri her izlediğimde yaşıyorum”
dedi.
“Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi bacaklarını feda
etti. Bu vatana sahip çıktılar”
Gazi olduktan sonraki günlerde ailesinden gördüğü desteğe değinen
ve beraber mücadele ettiği vatandaşlara minnet duyduğunu ifade eden
Civan, “Eşim ve çocuklarımdan Allah razı olsun. 4 gün hastanede
kaldıktan sonra onlar da çok duygulandılar, etkilendiler. Bana
kolumun eksikliğini yaşatmamak için ellerinden gelen her türlü
gayreti sarf ettiler. Eş, hayat arkadaşı. İnanın ben onların
vesilesiyle kolum vardı yoktu diye de hiç üzülmedim. Allah onlardan
razı olsun. Anneme hastaneden geldikten sonra ilk haberi abim
alıştırarak söylemişti. İlk başta sükunetle karşılamıştı ama anne
yüreği bazı şeylere dayanamıyor. Annemin o dönem son zamanlarıydı
ve aynı evde kalıyorduk. Odası da ayrıydı. Çoğu zaman kapı
arasından bakardım anneme kolumu görüp de üzülmesin diye. Bazen
keyfi yerindeyken yanına da giderdim otururdum, sarılırdım. Ama ona
rağmen bazen resim çektirirken annemin gözü hep kolumdaydı. Kaç
tane öyle resmi vardı. Ve neticede bir sene kadar sonra annemin
hastalığı devam ediyordu, hastanedeyiz ve annemizin son gecesi. O
son gecesinde, son saatlerinde bile gözü evladının kolundaydı.
Düşünebiliyor musunuz ölmek üzere olan bir ana evladının kolunun
gitmesine tahammül edemiyor, dayanamıyor. Ama o evlatlar da bu
vatana sahip çıkmak isteyerek vatanlarının o akşam gitmesine
dayanamıyorlardı da 251 tane kardeşim kendi canlarını seve seve
feda ettiler ve 2 bin 500’ün üzerinde de kardeşim kanlarını
topraklara akıttılar. Kimisi benim gibi kollarını feda etti, kimisi
bacaklarını feda etti. Bu vatana sahip çıktılar. Allah hepsinden
razı olsun” diye konuştu.