81 ilden gelen öğretmenler Köşk'e çıktı
Cumhurbaşkanı Gül, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla 81 ilden gelen öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Eğitim olmadan hiçbir şey
olmamakta. Kalkınma, gelişme, ilerleme, bütün bunların altındaki
esas itici unsur, temel unsur eğitimdir. Bunun için eğitimde
başarılı olmuş ülkeler gelişmiş ülkelerdir, kalkınmış ülkelerdir.
Ama eğitimde başarılı olamamış ülkeler de maalesef gelişmemiş ve
geri kalmış ülkelerdir" dedi.
Gül, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle 81 İlden Gelen
Öğretmenlerle Çankaya Köşkü'nde öğle yemeğinde bir araya geldi.
Yemeğe eşi Hayrünnisa Gül ile gelen Cumhurbaşkanı Gül, yemekten
önce Büyük Şeref Kapısı önünde öğretmenlerle tokalaştı. Yemeğe,
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı
Yusuf Tekin ile bakanlık bürokratları katıldı.
Bazı öğretmenlerle sohbet eden Gül, Şırnak Silopi'de beden eğitimi
öğretmenliği yapan Pınar Demiray'a "Tekvando sporu yapan
sensin değil mi?" sorusunu yöneltti. "Evet" yanıtı üzerine "Aynı
zamanda şampiyonsun değil mi" diyen Gül'e Demiray "evet" cevabını
verdi. Bunun üzerine Gül, Demiray'a başarılarının devamını
dilerken, Giresun'dan gelen bir öğretmene ise "Hafta sonu Giresunda
idim" hatırlatmasını yaptı.
Gül, yemekte yaptığı konuşmaya, Öğretmenler Günü vesilesi ile 81
ilden gelen öğretmenleri Çankaya Köşkü'nde ağırlamaktan büyük bir
memnuniyet duyduklarını ifade ederek başladı. Gül, öğretmenlerin 81
ilden, Türkiye'nin dört bir yanının havasını Çankaya Köşkü'ne
taşıdıklarını belirterek, "Sizleri burada kabul etmekten ve
Öğretmenler Günü vesilesi ile hep beraber olmaktan duyduğum
memnuniyeti bir kez daha ifade ediyorum" diye konuştu.
Öğretmene, saygı, sevgi ve hürmet
Öğretmenler Günü'nü de tebrik eden Gül, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Büyük fedakarlıklarla, büyük gayretlerle, sizler görevlerinize
devam ediyorsunuz. Böyle bir mesleğin mensupları olarak çok büyük
fedakarlıklar yapıyorsunuz. Bunu milletimiz, devletimiz çok
yakından takdir ediyor. Onun için sizlerle beraber olmak, sizlerle
Çankaya'da hiç değilse senede bir gün beraber olmak, sizlere
verdiğimiz değerin bir göstergesidir diye düşünüyorum. Her sene
değişik arkadaşlarınızı burada ağırlıyorum. Bu sene de sizlerle
beraber olmanın mutluluğunu hissediyorum.
Öğretmene saygı, sevgi, hürmet aslında bizim geleneğimizde vardır,
kültürümüzde vardır. Bunun için aslında gördüğümüz büyüklere saygı
göstermek için hemen 'hocam' deriz, hemen 'öğretmenim' deriz. Yani
onların bilgilerine, bizi öğretmek için gösterdiği saygının ve
değerin bir ifadesi olarak.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Atatürk'ün Başöğretmen olarak bu
değere verdiği önemi gösterdiği günü, Öğretmenler Günü olarak
kutluyoruz."
Gül, ülke ve aile için eğitimin her şeyin başı olduğunu kaydederek,
"Eğitim olmadan hiçbir şey olmamakta. Kalkınma, gelişme,
ilerleme, bütün bunların altındaki esas itici unsur, temel unsur
eğitimdir. Bunun için eğitimde başarılı olmuş ülkeler gelişmiş
ülkelerdir. Kalkınmış ülkelerdir. Ama eğitimde başarılı olamamış
ülkeler de maalesef gelişmemiş ve geri kalmış ülkelerdir. Ülkeleri
ne kadar zengin olursa olsun, ülkelerin coğrafi konumu ne kadar
önemli olursa olsun, tabii kaynakları ne kadar çok olursa olsun
eğer eğitim iyi değilse o ülkeler hep sefalet içinde
olmuşlardır" değerlendirmesinde bulundu.
Eğitimin esas unsurunun nitelikli ve vasıflı insan yetiştirmek
olduğuna dikkati çeken Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hangi ülke vasıflı insana, nitelikli insana sahipse o ülke
gelişmiş ülkedir. Bu hep böyle olmuştur. Öyle ülkeler vardır ki,
bir tabii kaynağı yoktur. Ama vasıflı insanı olduğu için dünyanın
en müreffeh, en zengin, en gelişmiş ülkeleri olmuştur. İşte
devletler ve milletler bunun farkında oldukları için daima
önceliklerini hep eğitime vermişlerdir. Kaynaklarını kim daha çok
eğitime ayırdıysa onun neticesini de almıştır. Türkiye olarak biz
de bunun farkına vardığımız için geç de olsa, bütçemizden en büyük
kaynağı eğitime ayırmaktayız. Çünkü şuna inanıyoruz ki;
eğitime yapılan yatırım gerçek yatırımdır. Karşılığı olan bir
yatırımdır.
Onun için bütçemiz her geçen yıl büyüyorken, eğitime ayırılan pay
her geçen gün büyümektedir. İşte bunun içindir ki, biz geleceğimize
büyük bir ümitle bakıyoruz ve hedefimiz şudur: Gelecek nesillerin
daha bilgili, daha donanımlı, daha çok özgüveni olan, daha çok
teknolojiye hakim, demokrasiye inanmış, farklılıklara saygı duyan,
bütün kültürlere açık, farklılığın farkına varabilen ve aynı
zamanda da kendi değerlerini benimsemiş, özümsemiş ama başkasının
değerlerine de açık, onlara saygı duyan, vatan ve millet sevgisi
ile donanmış vasıflı nesiller yetiştirmek istiyoruz. Bunun için de
eğitime çok önem veriyoruz."
Eğitimin temel unsuru öğretmenler
Gül, 'eğitim' denilince, eğitimin temel unsurunun öğretmenler
olduğuna işaret ederek, öğretmenlerin olmadığı yerde eğitimden
bahsetmenin söz konusu olmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, onun için de Milli Eğitim Bakanlığı'nın birinci
önceliğinin öğretmenler olması gerektiğine dikkati çekerek,
"Doğru bir eğitim politikasının uygulanabilmesi ancak
değerli, nitelikli, fedakar öğretmenlerle olacaktır. Bunun farkında
olduğumuz için öğretmenlerin bütün meseleleri ile Bakanlığımız
yakından ilgilenmektedir. Öğretmen sayısını artırmak için muhakkak
ki her türlü imkanlar kullanılmaktadır" dedi.
Gül, Öğretmenlerin de artık eğitimin sürekliliğinin farkında olması
gerektiğine vurgu yaparak, "Sizler okullarınızdan mezun olduktan
sonra o bilgilerinizi devamlı öğrencilerine aktaran kişiler
olmamalısınız. Bugün artık bilgi kutsal değildir. Bilgi gizli de
değildir. Bilgi herkese de açıktır. Herkes de bilgiye
erişebilmektedir. Türkiye'nin her köşesinde imkanlar artık,
dünyanın her köşesindeki bilgiye erişme imkanını vermektedir.
Önemli olan, sizin esas yapacağınız, eğittiğiniz, sizlere teslim
edilen çocukların bilgiye nasıl kolay ulaşacaklarının metodunu en
güzel şekilde onlara öğretmektir. İkinci olarak da onlara bilgiye
ulaşma arzusunu, bilgiye ulaşma motivasyonunu, bilgiyi edinme, elde
etme arzusunu onlara en iyi şekilde yine verebilmektir" diye
konuştu.
"Her türlü imkanlarımız artık var"
Gül, bunun verildiği takdirde çocukların evlerinde, okulda,
kütüphanede veya herhangi bir yerde bilgilere en iyi şekilde
ulaşabileceklerini ve kendilerini eğitmeye de devam edeceklerinin
altını çizerek, şöyle konuştu:
"Şunu hepimiz biliyoruz artık. Türkiye çok şükür epey gelişmiş bir
ülke. Her türlü imkanlarımız artık var. Eğitimin de nicelik
bakımından noksanlıkları epeyce azaldı. Okullarımız hep iyileşti.
Okullarımızın imkanları çoğaldı. Okullardaki laboratuvarlar,
teknoloji... Bütün bunlar çok gelişti. İşte yeni projeler
var. Bilgisayarlar artık bütün sınıflarda olduğu gibi 'küçük
bilgisayar' dediğimiz tabletler artık her çocuğun çantasında ve her
çocuğun elinde olacak. Ama önemli olan bunların da
ötesindedir. O da eğitimin kalitesidir. Ne kadar gerçekten
kaliteli. Demin söylediğim vasıflara sahip, özgüveni olan, bilgiyi
gerçekten alan, teknolojiyi gerçekten öğrenme merakı olan,
öğrendiklerini sadece ezberleyip tekrarlayan değil, onları
özümseyen, kaliteli bir eğitim verebilip verememektir esas
mesele.
Bu konularda hala almamız gereken çok yol olduğunu biliyoruz.
İstatistikler de bunu gösteriyor açıkçası. Hatta kendimizi gelişmiş
ülkelerle mukayese ettiğimizde, burada OECD ülkeleri bizim için bir
örnek oluyor, buralarda yerimizin çok iyi olmadığını görüyoruz.
Dolayısıyla en büyük seferberliği şimdi eğitimin kalitesini
yükseltmeye harcamamız gerekmektedir. Bu da öğretmenler vasıtası
ile olacaktır. Binalarımızın iyi olması, laboratuvarlarımızın
gelişmesi tabiki çok önemlidir. Ama eğer öğretmenler yeterli
vasıfta olmazlarsa o zaman doğrusu bu neticeye ulaşamayız. Öyle
öğretmen vardır ki, sınıfındaki bütün öğrencilerinin yönünü
değiştirebilir, hayatını değiştirebilir. Ufkunu değiştirebilir. Ama
bazen de öyle vardır ki, sınıfta çocuklar yılı geçirirler, hiçbir
farklılık onlarda oluşmamış olabilir. Önemli olan farklılık
yaratabilmek ve farklılıkları gerçekten şekillendirebilmek."
Anne ve babalardan sonra çocuğa en çok hakkı geçen
kişi
Öğretmenlerin aileden sonra okul olarak çocukların adım attığı
ikinci mekanlar olduğuna vurgu yapan Gül, "Sizler anne ve
babadan sonra çocuğa en çok hakkı geçen kişilersiniz. Nasıl bir
demirci, demiri örsü ile döverek ona istediği şekli verebiliyorsa,
siz de çocuklara şekil veriyorsunuz. Bu şekil onların sadece
bilgilerini artırmak değil, karakterlerini ve kişiliklerini
oluşturmak, ufuklarını oluşturmak, onların ahlakları ile ilgili
muhakkak ki aileden sonra en çok şeyi sizden görüyorlar. Onun için
sizler eğitimin temelisiniz. Eğitim denilince de bütün
önceliğimizin öğretmenler olması gerekir"
değerlendirmesinde bulundu.
Gül, Türkiye'de öğretmenlerle ilgili ne zaman çok ileri derece
mesafe alınır ve iyi duruma gelinirse bunun otomatik olarak eğitim
kalitesine yansıyacağına dikkati çekerek, öğretmenlere de düşen
görevler bulunduğunu belirtti. Okullarda çocuklara eğitimin sürekli
olduğunun öğretildiğini, bunun öğretmenler için de geçerli olduğunu
aktaran Gül, "Sizler de kendinizi, ne kadar yıllar devam ettiği
süre içinde yeni duruma ayarlar, uyumlu hale getirir ve yeni çıkan
bilgileri kendiniz önce öğrenirseniz o kadar bunları
öğrencilerinize aktarma imkanı olacaktır" ifadesini kullandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere yönelik bir çok program
takip ettiği konusunda bilgisi bulunduğunu söyleyen Gül, "Bir çok
hatta danışmanlık şirketlerinden, çok önemli değerli tavsiyeler
alıyorlar. Bunları hep biliyorum. Muhakkak ki bunların hepsi
uygulanacaktır. Bunlar bir gecede, bir günde olmamaktadır. Eğitim
zaten uzun vadeli bir iştir. Türkiye nüfusunun dörtte biri
neredeyse sizlerin elindedir. Nüfusu bu kadar büyük olan bir
ülkenin ayrıca genç nüfusu da büyüktür" değerlendirmesinde
bulundu.
Bakanlık elinden gelen her türlü çabayı
gösteriyor
Gül, öğrencilerin sayısının Avrupa'daki bir çok ülkenin toplam
nüfusundan daha fazla olduğuna işaret ederek, bunun kolay bir iş
olmadığını bildirdi. "Milli Eğitim Bakanlığı'nın sırtındaki
yükün hepimizin farkında olması gerekir. Ama inanıyorum ki,
Bakanlık elinden gelen her türlü çabayı göstererek bu sorunların
aşılmasını da temin edecektir" diyen Gül, konuşmasının sonunda
öğretmenlere fedakarlıkları ve emanet edilen çocuklara ihtimamla ve
itina ile davrandıkları ve geleceğe en iyi şekilde hazırladıkları
için şükranlarını sundu.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise yemekte yaptığı konuşmada, 81
ilden gelen öğretmenlerin yaptıkları çalışmalar ve projelerine göre
belirlendiklerine dikati çekerek, öğretmenlerin 4 gündür Ankara'da
bulunduklarını bildirdi. Avcı, öğretmenlerin temas ve ziyaretlerine
ilişkin de bilgi verdi.