Büyük ilgi gören, daha önce memurlar, askeri personel ve
emniyet personelinin somut rakamlarla güncel emekli aylık ve
ikramiyeleri konusuna bugün de akademisyenler ve yargı
mensuplarının emekli aylıkları ve ikramiye hakları ile devam
ediyoruz.
Yasa Koyucu kendilerini kamu üniversitelerinde bilime
ve öğretime adayan akademisyenlere ve zaman zaman “Vicdanımızla
cüzdanımız arasına sıkışıyoruz” serzenişlerine konu olan yargı
mensuplarına emeklilik yaşamlarında daha elverişli maddi imkânları
sunacak bir düzenleme öngörmüş bulunuyor.
Vicdanımızla cüzdanımız arasına sıkışıyoruz
Buna göre doçent ve profesör unvanlarını kazanmanın
yanında bu unvanlarda kamuda geçen görev sürelerine bağlı olarak
artan ek gösterge ve makam-görev-temsil tazminatlarına göre farklı
emekli aylıkları bulunuyor. Aynı pozitif farklılık yargıç ve
savcılar için de söz konusu bulunuyor.
Vakıf üniversitelerinin ülkemiz öğrenim hayatına
sunduğu eğitim-öğretim arzının yanında öğretim üyelerine sunduğu
parasal imkânlar görevdeki öğretim üyeleri için daha çekici olsa da
emeklilik aşamasında daha cazip olan 5434 sayılı Kanuna tabi olarak
Emekli Sandığı emeklisi olmak.
Mamafih bu önemli emeklilik hakkı 15.10.2008’den önce
bir şekilde 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak
görev yapmış (Buna yedeksubay olarak yapılmış askerlik süresi de
dahil) olanlarla sınırlı bulunuyor.
Buna karşın 15.10.2008’den sonra ilk defa kamuda
göreve başlayan öğretim üyeleri 5434 sayılı Kanuna tabi
olamayacaklarından ek gösterge - makam tazminatı - görev tazminatı
haklarından yoksun bulunuyorlar. Bu kapsamdakilerin emekli aylığı
hesabı SSK emeklileri gibi yapılacak. Yani aldıkları tazminatlar da
prime tabi tutulurken bu prime tabi kazançların fazlalığı ölçüsünde
yüksek emekli aylığına kavuşacaklar. Belirtmek gerekir ki 5434
sayılı Kanunun tanıdığı emeklilik haklarına yeni sistemde ulaşmak
imkânsız bulunuyor. Kamudaki görevi ilk defa 15.10.2008 ve
sonrasında olanlar doğrudan 5510 sayılı Kanuna tabi olduklarından
bu bakımdan şanssızlar.
5434 sayılı Kanunun tanıdığı emeklilik haklarına
yeni sistemde ulaşmak imkânsız bulunuyor.
Nasıl olsun ki 01.10.2008 öncesinde bir şekilde T.C.Emekli
Sandığı iştirakçisi olmuş olanların makam ve görev tazminatından
ilelebet yararlanmaları için sadece iki yıl makam ve görev
tazminatı gerektiren bu görevlerde bulunmaları yeterli bulunurken
yeni sisteme tabi olanlar aylık bağlama oranı bakımından da geride
kalacaklarından sonuç da bu kapsamdakiler için olumsuz olacak.
5510 sayılı Kanun kapsamında bağlanacak emekli
aylıklarında 2008’den sonraki dönemler için her yıl %2 ABO
uygulanacak iken bu oran 25 yıl bilfiil hizmet için yüzde 50
oranına karşılık geliyor. Oysa Emekli Sandığı kapsamında bağlanacak
aylıklarda 25 yılın karşılığında yüzde 75 aylık bağlama oranının
uygulanması gerekiyor.
Yüksek ek gösterge ile emeklilik de aynı hizmetlerle
SSK aylık hesaplama mantığı ile hesaplanmış emekli aylıklarına
nazaran çok daha fazla emekli aylığı gerektiriyor.
Ek gösterge yükselişler ile makam ve görev
tazminatındaki yükselişler bahse konu akademik haktan faydalanan
akademisyen emekli aylıkları arasında ve yüksek dereceli yargıç ve
savcılarda önemli farklara neden olabiliyor.
Bu yazının tüm hakları
Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı
kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik
kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için
yasal takip yapılacaktır.