Memur Haber Mobil Uygulama
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Şu an MEB sil baştan yeniden dizayn edilme yolunda. MEB yönetim kadrosunun en alt biriminden en üst birimine kadar kadrolarda görevli herkes durumunun ne olacağı konusunda en azından merak içerisinde. Bir taraftan da kamuoyunda büyük ses getiren “Dershane tasarısı” mecliste kabul edildi. Kanunla birlikte dershaneler tarih olma yolunda büyük bir adım attı. Kanuna göre dershanelerin tam kapanması 1 Eylül 2015 tarihinde.
Tüm bu hengâme içerisinde anne-babalar (öğrenciler) harıl harıl sınavlara hazırlanmaya devam ediyorlar. Dershaneler, etüt merkezleri, okullar anne-babalara (öğrencilere) “Siz tartışmaları bir kenara bırakın, çalışmanıza bakın. Çünkü sınav tarihlerinde geri sayım başladı. Sınava az bir süreniz kaldı.” diyorlar. Haksız da sayılmazlar çünkü bir yüksek öğretim kurumunda okumak isteyen öğrencileri belirlemek için yapılan sınavların ilk adımı YGS, 23 Mart 2014 günü uygulanacak. Ardından Nisan ayı içerisinde öğrencilerin ortaokuldan sonra devam edebilecekleri eğitim kurumlarından biri olan Askeri Liseler seçme sınavının yazılı sınavı 20 Nisan 2014 tarihinde gerçekleştirilecek. Dershaneler kapanma yoluna girse de, yetkililer sınavlar kaldırılıyor dese de sınavların ardı arkası kesilmiyor. Liselere geçişte bu yıl ilk defa uygulanan TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) sınavlarının ikinci dönem sınavları 28-29 Nisan 2014 tarihlerinde uygulanacak. ÖSYM’nin gerçekleştireceği lisans sınavlarının 2. turu için de öğrenciler Haziran ayında ter dökecek.
Tüm bu sınavlara teoride ve pratikte öğrenciler girse de, öğrenciler hazırlansa da aslında bir yönü ile sınavlara anne-babalar hazırlanmakta ve girmektedir. Nasıl mı? İstisnalar kaideyi bozmaz diye bir kurak vardır. Bu notumuzu bir kenara koyarak, yazımıza devam edelim. Anne-baba olarak çocuğumuza daha iyi bir gelecek hazırlama adına onların en iyi eğitimi almalarını isteriz. İyi eğitimin yolunun da iyi okullardan geçtiği konusunda hemen herkes hemfikirdir. Bundan sonra da her anne-baba kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme telaşına düşer.
Bir çok anne baba gibi biz de öğrencimize gerekli araç gereci, takviye eğitimi (dershane), maddi desteği sağladıktan sonra haklı gibi görünerek üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirdiğimizi düşünürüz. Asıl yapmamız gerekeni ücretini vererek kurumlar üzerinden sağladığımızı düşünürüz. Fakat gerçek hiç de öyle değildir.
Öğrencimiz olarak oğlumuz-kızımız her gün düzenli olarak okula, bir şekilde sağladığımız takviye eğitime gidip gelmektedir. Harçlığını eksik etmemekte, giyim kuşamına özen göstermekte, iletişim için gönlümüz elvermese de en son model akıllı telefonu çocuğumuzun cebine vermekteyiz. Teoride başarı için gerekli her şeyi hazırladık, çocuğumuzun bir üst eğitim basamağında iyi bir eğitim kurumunu kazanmasını beklemek hakkımız diye düşünebiliriz. Fakat sonuçlar geldiğinde büyük bir kitle hayal kırıklığına uğramaktadır.
Hayal kırıklığına uğramamız da maalesef biz anne-babaların yerine getirdiğini zannettiğimiz sorumluluklarımızı tam olarak yerine getiremememiz nedeni ile olmaktadır. Saydığımız olanakları sağladıktan sonra, çocuğumuzun okuldaki eğitimini adım adım takip etmeliyiz. Acaba çocuğumuz okulda ne yapıyor? Düzenli olarak dersine giren öğretmenlerle irtibat halinde olmalıyız. Okuldaki derslere katılımı nedir? Öğrencimizle konuşmalı, defterlerini, kitaplarını düzenli olarak incelemeliyiz. Derslerin gidişatında bir anormallik sezersek anında müdahale etmeliyiz. Takviye eğitimin ücretlerini kredi kartımızdan takip ettiğimiz kadarcık da olsa, danışman öğretmenlerinden çocuğumuzun durumu hakkında bilgi almalıyız. Müdahale gerektiren durumlarda acil müdahaleyi hemen yapmalıyız.
En büyük yardımcımız hayatımızı kolaylaştıran teknolojik ürünlerin zararlarından öğrencimizi olabildiğince uzak tutmanın yollarını sağlamalıyız. Çünkü internetin renkli dünyası çocuğumuzun başarısına hiç istemediğimiz hâlde büyük bir gölge düşürebilir, iyi bir eğitim kurumu hayallerimiz üzerindeki en büyük karabulut olabilir. Çünkü istatistikler bir çok öğrencinin bu nedenle eğitim-öğretimdeki başarısının düştüğünü göstermektedir.
Evet sevgili anne-babalar ne dersiniz, tüm bunlardan sonra hâlâ sınavlara hazır olduğunuzu düşünüyor musunuz? Belki şu noktadan sonra çok büyük müdahale şansımız yok gibi görünüyor. Fakat daha son nokta konmadığı için küçük de olsa müdahalelerle gidişatını birazcık lehimize çevirme şansımız olabilir. Gerekli müdahaleleri yaparak sınavlara en azından elimizden geldiğince hazır hale gelebiliriz.
Hayatta her şey sınav demek değildir. Fakat gerekli tedbirleri almak da bizim, anne-baba olarak sorumluluğumuzun gereğidir.
Şimdiden sınava girecek tüm öğrencilerimize ve dahi anne-babalara başarılar dilerim. (05.02.2014)