Büşra Ersanlı'dan açık hava dersi!

"Küçülme" gerekçesiyle İstanbul Bilgi Üniversitesi'ndeki görevlerine son verilen ve eylemlerinin 42'inci gününde olan işçiler, açık hava derslerinde Büşra Ersanlı'dan "Akademik Özgürlük" konulu ders aldılar.

Üniversitenin Santral Kampüsü'nde, işten çıkarıldıkları gerekçesiyle 42 gündür eylem yapan işçiler adına Sosyal-İş Sendikası ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Şube Sekreteri Mahsun Turan basın açıklaması yaptı:

Ünversite çalışanları olarak demokratik ve şeffaf bir yönetim anlayışının tesis edilmesi, örgütlenme ve ifade özgürlüklerine saygı gösterilmesi ve işten atılan arkadaşlarının işe geri alınmasını istediklerini kaydededen Turan şunları söyledi:

“Önce birleştirilen bazı hizmet birimlerini gerekçe göstererek küçülmeye gittiğini iddia eden ve metrekare hesabıyla işçi kıyımı yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi, bugün mesai saati dışında sendikal faaliyetlere katılan arkadaşlarımızı yine küçülme gerekçesiyle işten atmaktadır”

Bazı öğrenciler de “İşten atılanların geri alınması ve işten çıkarılmalara son verilmesi, ucuz ve kaliteli yemeğe ulaşabilmesi için her kampüste birer yemekhane açılması, kütüphanelerdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fakülte yönetim toplantılarına öğrenci temsilcilerinin de katılması, öğrenci kulüplerindeki bürokratik dayatmalara son verilmesi” isteklerini dile getirdi.

AÇIK HAVA DERSİ

Açıklamanın ardından, işçilere destek için yapılan “Açık Hava Dersi”nde, Prof. Dr. Büşra Ersanlı “Akademik Özgürlük” konulu ders verdi.

Derse “Akademik Özgürlük” konusunda çok fazla düşünme fırsatı olduğunu ifade ederek başlayan Ersanlı, “İşin farklı yanlarını da aldık. Yakalanmam gerektiğini düşünen zihniyetin esas sorununun bu alanda olduğu ortaya çıktı” dedi.
Prof. Dr. Ersanlı, ifadenin, düşüncenin, fikrin, bilginin, bilimin özgür olmadan bir anlamı olmadığını anlatarak, bilimi, ifade özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü birbirinden ayırmanın mümkün olmadığını aktardı.

Yükseköğretim Kurulu'nun ( YÖK ) yasa tasarısı konusuna da değinen Ersanlı, üniversitelerin merkezi bir kurum tarafından yönetilmesinin düşünülemeyeceğini savunarak, yeni tasarıda mantık boşluklarının olduğunu öne sürdü.
Akademik özgürlük olacaksa oradaki çalışanların da bu konuda bilinçli olması gerektiğini ifade eden Ersanlı, “750 öğrencinin tutuklu olduğu bir ülkede, üniversitelerde çalışan birçok elemanın atıldığı bir durumda, bazı bağlantıları görmeden yapacağınız şey yeterli olmayacaktır” şeklinde konuştu.