Cinayet için sınır tanımadı! Türkiye'ye geldi vahşice öldürüp şehir değiştirdi
Afganistan'da kendisinden koruma kararı aldıran eşini kaçak yollarla geldiği İstanbul'da öldüren sanık Muhammedullah Raihan, savunmasında, "Kızdım ve 'namusumsun' dedim. 'Burası Afganistan değil, namusun ve şerefin gitti ise bana ne' dedi" diye konuştu.
Afganistan uyruklu Elham Atıfı (27), üniversitede tanışarak dini nikahıyla evlendiği ve iki yıl evli kaldığı Muhammedullah Raihan'dan can güvenliğinin korunması için Afganistan devletinden koruma talebinde bulundu. Atıfı, Raihan ile aralarındaki anlaşmazlığın sona ermemesi nedeniyle 2017 yılında Türkiye'ye geldi. Raihan ise dini nikahlı eşinin Türkiye'ye gelmesinin ardından 2018 yılının ilk günlerinde Afganistan'dan kaçak yollarla Türkiye'ye geldi. Türkiye'ye giriş yapmasının ardından İstanbul'a gelerek Atıfı'ya ulaşan Raihan, barışma teklifinde bulundu.
Eşini öldürüp Van'a kaçtı
İstanbul'da buluşan çift, Sultangazi'de bir eve gitti. Konuştukları esnada tartışmanın başlamasının ardından Raihan, evde bulunan demirle Elham Atıfı'nın kafasına vurdu. Atıfı'nın bağırmaya başlamasının sonrasında elektrik kablosunu boynuna dolayarak Atıfı'yı boğdu. Raihan, olayın ardından otobüs ile Van'a gitti.
Kolluk ekiplerince Van'da yakalanan sanık Raihan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İddianamede sanığın 'eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi talep edildi.
"Kabil’de üniversitedeyken tanıştık"
Ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakkında açılan davanın
önceki duruşmalarında savunma yapan tutuklu sanık, "Maktule ile
Kabil'de üniversitedeyken tanıştık. Ailelerimiz de Pakistan'dan
tanışırlardı. Gerek Pakistan'da gerekse Kabil'de kardeşi
aracılığıyla ya da mektup ile haberleşiyorduk çünkü oralarda kız ve
erkeğin yan yana gezmesi makbul görülmüyordu. Aileler arası kültür
farkı vardı. Ancak sonrasında babamın rıza göstermemesine karşın
bazı aile fertlerinin de bulunduğu bir ortamda nişanlandık.
Aramızda dini nikahı yaptık. Bir şekilde aramızda bir huzursuzluk
başladı. Maktulenin annesi bizden habersiz maktuleye Türkiye vizesi
göndermiş" diye konuştu.
"Aileme karşı mahçup oldum"
Savunmasında eşinin kendisine üniversite arkadaşlarıyla eğleneceklerini söylediği ancak üniversiteye gittiğinde eğlence olmadığını gördüğünü belirten sanık, "Eşimi aramaya başladım, telefonu cevap vermedi. Sonra eşimin Türkiye'ye gittiğini öğrendim. Onun gidişi nedeniyle aileme karşı ve çevreme karşı mahçup oldum. Soran yakınlarıma, 'Onu ben gönderdim' demek zorunda kaldım. Daha sonra sosyal medyadan maktuleye ulaştığımda bana, 'Sen aileni tamamen terk et, Türkiye'ye gel. O zaman birlikte Almanya'ya gideriz' dedi. Önce İran vizesi alıp Türkiye'ye gitme girişimim başarısız oldu. Beni Afganistan'a geri gönderdiler. Sonrasında ise ben karayolu ile kaçak olarak Türkiye'ye giriş yaptım ve İstanbul'a geldim" dedi.
"Erkek arkadaşı olduğunu söyledi"
Maktulenin olaydan bir gün önce buluşmak için aradığını söyleyen sanık, "Eşime, 'Birlikte Afganistan'a dönelim, sonra yasal yoldan Almanya'ya gideriz' dedim. Bana Afganistan'a gitmek istemediğini ayrıca istiyorsa benim gidebileceğimi hatta orda evlenebileceğimi çünkü burada kendisinin bir erkek arkadaşının olduğunu söyledi. Bunları duyunca maktüleye kızdım ve 'Sen bunları nasıl söylersin? Namusumsun' dedim. Maktule bunun üzerine bana, 'Burası Afganistan değil. Namusun, şerefin ve itibarın gitti ise bana ne' dedi" diye belirtti.
"Muşta ile bana vurdu"
Maktüleye kendisini sevdiğini söylediği ifade eden sanık, "Kendisine, 'Her şeyi unuturum. Seninle eskisi gibi birlikte olalım' dedim ancak o kabul etmedi. Ardından anneme küfür etti, babama da aynı şekilde ağır sözler söyledi ve üç kez olarak 'boş ol' tarzında sözler söyleyip dini nikahını ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Bu durumu ailesine anlatacağımı söylediğim sırada muşta ile vurdu. Muştayı aldım ve onun başına vurdum. Kurtulmak için onu ittim ve elektrikli sobanın üzerine düştü. Bağırınca üçlü prizinin kablosunu gördüm ve boğazına sardım" şeklinde konuştu.
"Halk tepki gösterir diye korktum"
Maktülenin bayıldığını fark ettiğini söyleyen sanık, "Dışarıya
baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. Daha sonra geri geldim
ölmesini istemiyordum ancak anahtarı içeride unutmuşum içeri
giremedim. Halk bunu duyarsa Afganistan'daki gibi olaya tepki
gösterir diye komşulara haber vermedim. Polisi aramak da aklıma
gelmedi ve olay yerinden uzaklaştım. Beni Afganistan'a götürsün
diye kaçakçıyı aradım, sonrasında Van'a gittim ve Van'da
yakalandım” ifadelerini kullandı.
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde geçtiğimiz günlerde görülen
duruşmaya tutuklu sanık Muhammedullah Raihan ile avukatı Hüseyin
Işık katılmazken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
avukatı Hatice Boz duruşmada hazır bulundu. Sanıktan şikayetçi
olduklarını söyleyen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
avukatı Hatice Boz, eksikliklerin giderilmesini talep etti.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın suçunun vasıf
ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamını istedi. Kabil
Büyükelçiliğine yazı yazılarak sanığın resmi nikahlı olarak evli
olup olmamasının sorulmasına karar veren mahkeme, sanığın
tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.