Cinayet kurbanına normal ölüm raporu verdi! Seri katil itiraf etti
KONYA'da Ahmet M., 10 yıl önce tabancayla vurularak öldürülen birlikte yaşadığı Hacar Rahimova (40) için normal ölüm raporu verdiği iddiasıyla yargılandığı davada beraat eden adli tıp uzmanı Şerafettin D.'nin, yeniden yargılanması için 'eski hale getirme ve temyiz' başvurusunda bulundu.
Akşehir ilçesinde yaşayan Hacar Rahimova, 5 Ağustos 2011 tarihinde evinde ölü bulundu. Olayla ilgili, o dönem Doç. Dr. olan Adli Tıp Uzmanı Şerafettin D., ölümün gırtlak kanserine bağlı damar patlaması ve beyin kanamasından kaynaklandığı yönünde rapor düzenledi. Bunun üzerine Akşehir Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili, normal ölüm olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.
SERİ KATİL İTİRAF ETTİ, HAKKINDA DAVA
AÇILDI
Rahimova'nın ölümünün üzerinden bir hafta geçtikten sonra Konya ve
Afyonkarahisar'da 2'si kadın, 4 kişinin para ve eşyasını
gasbettikten sonra tabancayla öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan seri
katil Erhan Gerek, 12 Ağustos 2011'deki ifadesinde Rahimova'yı da
kendisinin öldürdüğünü itiraf etti. Rahimova'nın mezarı açılarak
ikinci kez otopsi raporu hazırlandı. Bu kez raporda ölümün ateşli
silah yaralanmasına bağlı kanama nedeniyle meydana geldiği
belirtildi. Bunun üzerine ilk raporu hazırlayan Şerafettin D.
hakkında 'ihmal suretiyle adli görevi kötüye kullanmak'
suçundan dava açıldı. Dava aşamasında İstanbul Adli Tıp Kurumu
Birinci Adli Tıp İhtisas Kurumu, sanık Şerafettin D.'nin kusurlu
olduğu yönünde görüş bildirdi. Ancak Şerafettin D.'nin, Erzurum
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp bölümünden aldırdığı
bilirkişi mütalaasındaki, 'Tabibin tedavi esnasında güncel standart
uygulamaları yapmama durumu, beceri noksanlığı yahut hastanın
tedavisini vermemesiyle gelişen zarar' anlamına gelen ve taksirli
bir eylemi ifade eden 'medikal malpraktis' değerlendirmesini kabul
eden mahkeme, olayda sanığın bir kastının olmadığına hükmederek
beraat kararı verdi.
DHA'NIN HABERİ ÜZERİNE HAREKETE GEÇTİ
Olayın üzerinden 10 yıl geçtikten sonra Necmettin Erbakan
Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr.
Şerafettin D. bu kez bir avukata yönelik cinsel taciz, şantaj
ve tehdit suçlamalarıyla gündeme geldi. Şerafettin D. hakkında
Ankara Barosu avukatlarından N.S.'ye (38) yönelik 'cinsel taciz',
'şantaj', 'tehdit' suçlarının da aralarında olduğu 5 ayrı
suçtan dava açıldı. DHA tarafından servis edilen haberi okuyan
Ahmet M., 10 yıl önceki rapor nedeniyle Şerafettin D. hakkında
açılan davanın akıbetini soruşturunca beraat ettiğini ve davada
katılan olmasına rağmen kararın kendisine tebliğ edilmediğini
öğrendi. Ahmet M., bunun üzerine avukatı Mürsel Yağcı
aracılığıyla, Akşehir 2'nci Asliye Ceza
Mahkemesi'ne iletilmek üzere Ankara Ceza Mahkemeleri Ön
Bürosu'na, Şerafettin D.'nin yeniden yargılanması için 'eski
hale getirme ve temyiz' dilekçesi verdi.
'SUÇ DELİLLERİNİ YOK ETME, GİZLEME VEYA
DEĞİŞTİRME'DEN YARGILANMALI'
Ahmet M. dilekçesinde, yargılama aşamasında İstanbul Adli Tıp
Kurumu 1'nci İhtisas Kurulu'nun 1 Ocak 2012 tarihli raporunun
Şerafettin D.'nin kusurlu olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, ancak
Şerafettin D.'nin üniversiteden aldığı mütalaa ve dinlettiği
tanıklarla mahkemeden beraat kararı aldığını iddia etti. Dilekçede,
ölümün ateşli silahla yaralanmadan meydana geldiğinin bir adli tıp
uzmanı tarafından tespit edilememesinin mümkün olmadığı ve bunun
'medikal malpraktis' olarak değerlendirilerek beraat kararı
verilmesinin doğru olmadığı aktarılarak, verilen hükmün yok
sayılarak başa dönülmesi ve Şerafettin D’nin TCK'nın 281'nci
maddesi gereğince 'suç delillerini yok etme, gizleme veya
değiştirme' suçlarından yeniden yargılanması talep edildi.
'ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUZ'
Avukat Mürsel Yağcı, müvekkili Ahmet M.'nin, temmuz ayında
Şerafettin D. hakkında çıkan haberler üzerine kendisine ulaştığını
belirterek, "Dosyayı incelediğimde ortada büyük bir adaletsizliğin
olduğunu gördüm. Mahkemenin bu konuda en üst otorite olan İstanbul
Adli Tıp kurumu raporunu göz ardı ederek beraat kararı vermesi
doğru değildir. Biz adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Bu
nedenle 'eski hale getirme ve temyiz' başvurusunda bulunduk"
dedi.