Memur Haber Mobil Uygulama
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Ramazan-ı Şerif bereketi ve güzellikleri ile birlikte geliyor.
Ensar Vakfı’nın ( ) 1453 Topkapı Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği
geleneksel 28. iftarına davet edildiğimizde, dostlar meclisinde
bulunmak üzere seve seve davete icabet ettik. İkindi namazını Eyüp
Sultan’da eda ettikten sonra Merkez Efendi’ye hareket ettik.
Merkez Efendi (1460-1552) tasavvuf büyüklerinden ve tıp alimlerimizden önemli bir şahsiyettir. “Mesir macunu” dediğimizde ilk akla Manisa gelir. İşte bu macunun ilk mucidi Merkez Efendi’dir. Zeytinburnu Belediyesi Merkez Efendi Cami ve çevresini çok güzel restore edip, düzenlemiş. İnsanlara geniş bir hayat alanı kazandırılmış. Merkez Efendi’nin ruhuna bir Fatiha okurken, buraları mamur edenlere de yürekten teşekkürlerimizi yolluyoruz.
Merkez Efendi’ye gelip; Merkez Efendi Mezarlığı’nda metfun
bulunan, rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı ziyaret
etmemek olmazdı. Hocamıza dualarımızı yollayıp, rahmetle
yâdettikten sonra, 1453 Sosyal Tesislerine doğru yola
koyuluyoruz.
Salona girmek için bir hayli kalabalık bir sıra ve kontrolden geçiyoruz. Ensar Vakfı İftarı’na Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı güvenlik önlemlerini de beraberinde getiriyor.
Güleryüzlü gençler bizleri salona buyur edip, yerlerimize kadar eşlik ediyor. Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu misafirleri ile ilgileniyor. Ensar Vakfı müdürü Hüseyin Kader beyefendi ile ayaküstü selamlaşıp, hal hatır soruyoruz. Masamızdaki eğitimcilerle kelam ediyoruz. Eyüp İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Öğütcü, Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü Önder Arpacı, Şili İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, Bağcılar İlçe Milli eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz ve şube müdürleri.
Masalarına oturmaya çalışan davetliler tanıdıklarını gördükçe birbiri ile selamlaşıp kucaklaşıyor. Akra FM genel müdürü Naim Güleç beyefendi ile selamlaşıyoruz. İlahiyatçı yazar Ahmet Bulut ile hasret gideriyoruz. Eğitimciler, ilahiyatçılar, yayıncılar, iş adamları…
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, İstanbul valisi Vasip
Şahin salondaki yerlerini aldılar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğan’ın gelişi ile salon hareketlendi. Ezan-ı Muhammedi’nin
okunması ile birlikte iftar başladı. Ensar Vakfı Başkanı İsmail
Cenk Dilberoğlu kısa bir selamlama konuşması yaptı. İftarın
ardından Ensar Vakfı Müdürü Hüseyin Kader, Türkçe çok hoş bir iftar
duası gerçekleştirdi.
Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi. Cumhurbaşkanımız iyi nesillerin yetişmesinde devletin olduğu kadar, vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına da ihtiyaç olduğunun altını kalın bir çizgi ile çizdi. Cumhurbaşkanımız; “Bilhassa vakıf geleneğimiz, Selçuklu ve Osmanlı'dan beri bizim çok önemli sosyal dayanışma ve yardımlaşma olarak kardeşliğimizin en kuvvetli bağını oluşturuyor. Bugün ABD başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesindeki vakıf sistemi bu uygulamamızdan esinlenerek tesis edilmiş ve geliştirilmiştir. Milletin ihtiyaç duyduğu ama devletin yerine getirmediği veya getiremediği hizmetleri ifa eden vakıflarımız, bugün de aynı şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Zaten ağır işleyen ve hantal bir yapıya sahip olan devlet mekanizması, hele birde yanlış zihniyetlerin eline düştüğünde devletle toplum ve birey arasında devasa bir uçurum ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu bakımdan devlet ne kadar güçlü, devleti yönetenler ne kadar makbul olursa olsun, vakıflar başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının önemi hiçbir zaman azalmayacaktır. Özellikle eğitim, sağlık, dayanışma ve yardım gibi alanlardaki vakıf hizmetlerinin teşvikini ve yaygınlaşmasını son derece önemli buluyorum." dedi.
Cumhurbaşkanımız; "Bugün ülkemizde anaokulundan üniversiteye kadar tüm eğitim sistemimizde vakıf okullarımızın çok önemli bir yeri vardır. Hatta Ensar Vakfı'mızın İmam Hatip Okulları’nda yürüttüğü faaliyetleri dikkate aldığımızda devletin eğitim hizmetlerinde de STK'ların ciddi katkılarının olduğunu görüyoruz. Devlet ve vakıflarımızın bu işbirliğini ülkemiz ve milletimiz için büyük bir kazanç olarak görüyorum. Geçmişte bu bütünlüğü bozmaya yönelik çok acı hadiseler yaşadığımızı kesinlikle unutmuş değiliz. 1940'ların tek parti zulmünü asla unutmadık. 1970'lerde dönem baskılarını daha dün gibi hatırlıyoruz. Hele 28 Şubat faciasının sızısını hala yüreklerimizde tüm canlılığıyla yaşıyoruz. Türkiye o karanlık günleri geride bıraktı. 1950'de yürütülen mücadelenin zirvesini geçtiğimiz 12 yılın oluşturduğuna inanıyorum. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki haksızlıkların, hukuksuzlukların, mağduriyetlerin giderildiği de bir gerçek. İmam hatip okullarımızın 600 binden 60 bine düşen öğrenci sayısı bugün 1 milyonu buldu. Bu bir gerçeği ortaya koyuyor. Demek ki milletimiz kendi ruh dünyasında aslında evlatlarını İmam Hatip Okulları’na göndermeyi kesinlikle sinesine yerleştirmiş." diyerek sözlerine devam etti.
Gençliğin günümüzdeki durumuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bakıyorsunuz bir nesil var ki elinde palayla dolaşıyor, silahla dolaşıyor. Bakıyorsunuz molotoflarla dolaşıyor. Bunlar bizim neslimiz olamaz. Bu milletin evladı olamaz. Zira Müslüman o kimsedir ki; elinden ve dilinden diğer Müslümanlar emindir. Bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Ama ben inanıyorum ki imam hatip neslinin böyle bir derdi vardır. Böyle bir ideali vardır ve onlar bu millete bu yolda bir hizmeti vermeye devam edecektir. Başörtüsünden dolayı okullarından, memurluğundan atılanları hamdolsun tamamı ile iade ettik. Artık böyle bir sorunumuz yoktur. Artık imam hatibe giden evlatlarımız istediği üniversiteye gitme hakkını elde etmiş vaziyettedir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yürüyüşü hiçbir engel, hiçbir sabotaj, zira hiçbir yalan durduramayacaktır. Bakınız milletimiz imam hatip okullarını kapatanları hatırlamıyor, hatırlamayacaktır. Hatırlasa da hayırla yad etmeyecektir. Ama bu okulları kuranlar ve yaşatanlar daime rahmetle, sevgiyle ve takdirle hatırlanacaktır. Milletimiz ezana dokunanı aklından, gönlünden silmiştir. Ama o ezanı yeniden kendisine kazandıranları, Menderesleri gönlünün başköşesinde yaşatmaya devam ediyor. Allah rızası için en büyük mücadeleyi verenlerin mükafatı milletin gönlünde edindikleri işte o makamlardır. Ensar Vakfı'nın burada hizmet veren tüm kardeşlerimin ilk günden beri bu şerefe nail olduklarına inanıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasını, "Rabbim bizi nasıl Ramazan-ı Şerif'e kavuşturduysa aynı şekilde inşallah Ramazan Bayramı'na da kavuştursun diye niyaz ediyorum. Öbür taraftan tabii ki dünyanın birçok yerinde Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Libya'da, Tunus'ta, öbür tarafta Türkistan'da, Doğu Türkistan'da tüm buralarda Müslümanlara yapılan işkenceler inşallah son bulur diye dua ediyorum. Ramazan bunun vesilesi olur inşallah." sözleri ile tamamladı.
Coşkulu kalabalık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevresini büyük bir sevgi ile kuşatmıştı. Çocuklar, gençler, ihtiyarlar etrafında bir sevgi yumağı oluşturmuştu. Filmlerde gördüğümüz devlet başkanlarının etrafında etten bir duvar ören koruma ordusundan eser yoktu. Cumhur sevgi ile Cumhurbaşkanı ile kucaklaşıyordu. Bu tablo gerçekten görülmeye değerdi.
Davetliler, iftar programının ardından serin bir havada teravih için mabedlerin yolunu tuttu. Ya rabbi sana şükürler olsun. Kalın sağlıcakla. (29.6.2015)