Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan tarihi mesaj! "Bütün dünya bilsin"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan Milli Meclisi'ne hitap etti. Erdoğan, "Bugün de bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanındayız, bütün dünya bilsin ki, yarın da yanında yer alacağız. Azerbaycan'ın aydınlığı aydınlığımız, sevinci sevincimiz, azadlığı azadlığımız, kaderi kaderimiz, kederi kederimizdir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan Azerbaycan Milli Meclisi'ne hitap etti.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır
başları:
Bahtiyarım, çünkü Karabağ'ı azad etmiş Azerbaycan'ın milli
meclisinde sizlerle beraberim. 30 yıl içinde kimlerin eline ne
geçtiği, kimlerin kaybettiği gayet iyi biliniyor. Maddi ve manevi
olarak kaybedenler sadece Karabağ'da yaşayan insanlardır.
Kolay değil, 30 yıl. Benim Azerbaycanlı kardeşlerim, kendi
yerlerinden kaçkın hale geldiler. 30 yıl sonra bu topraklar tekrar
sahiplerine kavuştu. Karabağ'da 30 yıldır süren ihtilafın çözümsüz
kalmasına seyirci olanlar ise hep kazanan tarafta
olmuşlardır.
Bu zaferi ve barışı Azerbaycan'a kazandıran, ali başkomutan,
Azerbaycan Cumhurbaşkanı, hürmetli kardeşim İlham Aliyev'i bir
kez daha tebrik ediyorum.
Liderlerin yanında, Karabağ'da zafere ulaşmak için tek yumruk, tek
yürek olan, milli birlik ve beraberlik duygularını en yükseğe
taşıyan Azerbaycan halkını tebrik ediyorum. Azerbaycan Silahlı
Kuvvetleri'ni tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah'tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bugün de bütün imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanındayız, bütün dünya
bilsin ki, yarın da yanında yer alacağız. Azerbaycan'ın aydınlığı
aydınlığımız, sevinci sevincimiz, azadlığı azadlığımız, kaderi
kaderimiz, kederi kederimizdir.
Nuri Paşa'nın Kafkaslara geldiği dönemde Ermeniler 12 bin Türk'ü
katletmiştir. Kıyım yaşanmıştır. Çamur atanlar, önce buralara,
Kafkaslara, Azerbaycan'a bakmalıdır. Karabağ'da, Hocalı'da
yaşananlara bakmalıdır. Vicdanları el verirse sonra, oturup
ithamları konuşuruz.
Karabağ'ı ve Azerbaycan toprakları 30 yıl boyunca yakıp yıkanları
görmeyenler azadlık mücadelesini engellemek için seferber
oldular.
Gelsinler Füzuli'yi görsünler. Gelsinler Karabağ'ı görsünler. Her
şey ortada. Dün yol boyunca buraların halini gördük. Kelbecer'i
gördük. Buraları nasıl bombalayıp yakıp yıkmışlar.
Bunlar gelirken işgalci, giderken ise tarumar ediciydi.
Azerbaycanlılar 30 yıl önce Karabağ'dan çıkmak mecburiyetinde
kaldıklarında hiçbir evi yıkmadılar, ateşe vermediler. Çünkü insan,
kendi vatanını yıkamaz, ateşe veremez. Karabağ onların vatanı
olmadığı için yakıp yıkarak gittiler.
Şimdi Azerbaycan tekrar inşa ediyor. Buraları inşallah beraber inşa
edeceğiz, yeni bir Karabağ meydana getireceğiz.
Medeniyet ile vandallık arasındaki farkı görmek isteyenler gelsin
Karabağ'daki iki dönem arasındaki farka baksın.
Dün Şuşa'daydık. Azerbaycan bayrağının gururla dalgalandığını
görmenin bahtiyarlığını bizzat yaşadık. Şuşa tabii bir sanat
akademisi gibi, müziğin, edebiyatın, sanatın en yüksek seviyede
yaşadığı ve yaşatıldığı şehir olmuştur.
Kartal yuvası gibi kayalıkların üstünde semaya yakın kurulmasından
olacak, Şuşa'ya kültürün, sanatın ilhamları hep bolca
gelmiştir.
Bu şehir, dahi bestekar Üzeyir Hacıbeyli'nin, Hurşit Banu
Natevan'ın ve daha nice sanatçıların yurdudur. Şuşa'yı gelecek yıl
Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak görmekten gurur duyarız.