Danıştay'dan kritik başörtüsü kararı
Danıştay 8. Dairesi, avukatların baro levhasına kayıt için "başı açık" fotoğraf vereceklerine ilişkin Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin yürütmesini durdurdu.
Danıştay 8. Dairesi, baro levhasına yazılmak için yaptığı
başvuru reddedilen başörtülü bir avukatın açtığı dava üzerine,
avukatların baro levhasına kayıt için "başı açık" fotoğraf
vereceklerine ilişkin Türkiye Barolar Birliği (TBB) Avukatlık
Kanunu Yönetmeliğinin yürütmesini durdurdu.
Daha önce İstanbul Barosuna kayıtlı başörtülü bir avukatın yaptığı
başvuruda TBB Meslek Kurallarındaki "başı açık"
ibaresinin yürütmesinin durdurulması kararını oy çokluğuyla alan
Daire, bu kez oy birliğiyle karar verdi.
Avukatlık stajını tamamlayarak baro levhasına yazılma istemiyle
Konya Barosuna başvuran başörtülü avukatın istemi Konya Barosunca
kabul edildi. Karar onay için Türkiye Barolar Birliği'ne
gönderildi. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu,
avukatın baro levhasına yazılma kararının uygun olmadığına karar
verdi ve bu karar Adalet Bakanlığınca onandı. Başörtülü avukat da
Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı kararları ile Türkiye Barolar
Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 9. Maddesi'nin 1.
fıkrasında yer alan "başı açık" ibaresinin iptali ve
yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı.
Davaya bakan Danıştay 8. Dairesi, TBB Yönetim Kurulu kararı ve bu
kararın onaylanmasına ilişkin Adalet Bakanlığı kararı ile Avukatlık
Kanunu Yönetmeliğinin 9. Maddesi'nin birinci fıkrasındaki "başı
açık" ibaresinin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.
Gerekçeden
Dairenin 16 Temmuz 2013'te aldığı kararın gerekçesi açıklandı.
Gerekçede, Yönetmeliğin 9. maddesinin birinci fıkrasında,
avukatların ruhsatnameye yapıştırılmak üzere başı açık fotoğraf
vermesinin öngörüldüğü hatırlatıldı. Avukatlık Kanunu'nda
ruhsatnamelerde kullanılacak fotoğraflara ilişkin bir belirleme
yapılmadığı vurgulanan gerekçede, ancak kanunda ruhsatnamelerin tek
tip bastırılıp düzenleneceğinin hükmü bağlandığı belirtildi.
Tek tiplilik kavramından hareketle ruhsatnamelerde kadınlar
tarafından kullanılacak fotoğraflarda başın açık olacağına yönelik
düzenlemeler yapılmasının Kanunun amacını aşan bir uygulama olacağı
ifade edildi.
Avukatlığın sunulan hizmet açısından bir kamu hizmeti, mesleki
faaliyet olarak ise serbest meslek olduğuna işaret edilen
gerekçede, bu bakımdan mesleğin kendine özgü kuralları
bulunduğundan, avukatların Anayasa'da yapılan kamu görevlisi tanımı
içinde değerlendirilmediği belirtildi.
Üst hukuk normunda açık bir düzenlemeye yer verilmediği durumlarda
bir hakkın kullanımının engellenmesi ya da kısıtlanması sonucunu
doğuran bir başka düzenleme yapılmasının hukuken mümkün olmadığı
vurgulanan gerekçede, şunlara yer verildi:
"Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle
güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin ancak bu
maddelerde belirlenen sebeplerin varlığı halinde özlerine
dokunulmaksızın ve sebeplere dayalı olarak kanunla kısıtlanabilmesi
mümkündür. Bu kısıtlamaların ise Anayasanın özüne, ruhuna,
demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olmayacağı yine Anayasa'da
düzenlenmiştir. Dava konusu yönetmelikte, dayanağı kanunda yer
almayan bu ibareye yer verilmek suretiyle kanunun amacını aşan
nitelikte bir düzenleme yapılmıştır. Böylece dava konusu kural,
dayanağı kanuna aykırı bir niteliğe dönüşmüştür.
Dayanağı üst hukuk normunda herhangi bir kısıtlama ya da engelleme
bulunmadığı halde söz konusu maddede yer alan bu belirlemenin,
Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle güvence
altına alınmış çalışma hak ve özgürlüğü ile din ve vicdan
özgürlüğünün ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır."
Gerekçede, resmi belge niteliğindeki avukatlık ruhsatnamesine
yapıştırılacak fotoğrafın, ilgilinin özelliklerini belirtecek
nitelik taşıması, sahibinin kolayca tanınmasını sağlayacak şekilde
olması, tanınmayı zorlaştıracak hiç bir unsuru taşımaması gerektiği
ifade edildi.
Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte,
nüfus ve aile cüzdanlarına yapıştırılacak fotoğraflarda kadınların
alın, çene ve yüzleri açık olmak kaydıyla başörtüsüyle fotoğraf
verilebileceğine işaret edildiği hatırlatılan gerekçede, böylece
başörtülü verilecek fotoğraf açısından ölçütün bu şekilde ortaya
konduğu aktarıldı.
Bu nedenlerle Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 9. Maddesi'nde yer
alan "başı açık" ibaresinin üst hukuk normlarına aykırı olması
nedeniyle hukuka uygun olmadığı sonucuna varıldığı bildirildi.
Gerekçede, Danıştay 8. Dairesinin, Avukatlık Meslek Kurallarının
20. Maddesi'nde yer alan avukatların mahkemelerde başları açık
görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin 5 Kasım 2012'de
yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve karara yapılan
itirazın da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca 12 Şubat
2013'te reddedildiği hatırlatıldı.
Daha önceki karar
Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle İstanbul Barosuna yaptığı
başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle Türkiye Barolar
Birliği'nce reddedilen başörtülü bir avukat, Türkiye Barolar
Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle
Danıştay'da dava açmıştı.
Danıştay 8. Dairesi, 20. Madde'deki "Avukat ve avukat
stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık
olarak mahkemelerde görev yaparlar" düzenlemesindeki "başları
açık" ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurmuştu.
Davalı Türkiye Barolar Birliği, Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına
itiraz etmiş ve itiraz Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca
reddedilmişti.