Davutoğlu'ndan akademisyenlere sert sözler!
Başbakan Davutoğlu, Diyarbakır Çınar'da düzenlenen bombalı saldırı, Sultanahmet'te düzenlenen canlı bomba eylemi ve akademisyenlerin terör bildirisi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, TÜBİTAK'ta düzenlenen Ar-Ge Reform Paketi Tanıtım toplantısında son dakika açıklamalarda bulundu.
Başbakan Davutoğlu, dün Diyarbakır'ın Çınar İlçesi'nde PKK'lı teröristler tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 1 polisin şehit olduğunu, 5 sivilin ise hayatını kaybettiğini açıkladı. Başbakan Davutoğlu, "Saldırıyı şiddetle kınıyorum. Saldırı sonucunda bir emniyet görevlimiz şehit düşmüş, 5 sivil vatandaşımız vefat etmiş, 6'sı emniyet görevlisi olmak üzere 39 vatandaşımız yaralanmıştır. Saldırıda ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Daha önce Madrid'de, Paris'te, Ankara'da, Suruç'ta olduğu gibi
bu saldırılarda da gördük ki terör insanlığa düşmandır ve terörün
hasmı bütün insanlıktır. İnsanlık olarak terörün her türlüsüne
karşı ortak bir tavır göstermemiz, teröre karşı birlikte mücadele
etmemiz artık bir zarurettir. Türkiye olarak kimden gelirse gelsin,
kime yönelirse yönelsin, nerede gerçekleşirse gerçekleşsin, hangi
gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsüne karşı
mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir yandan terörle mücadelemizi
sürdürürken aynı zamanda terörün beslendiği kaynakları da birer
birer kurutmaya kararlıyız.
"ÜLKENİN MESELELERİNE SAHİP ÇIKMASI GEREK
AKADEMİSYENLER..."
Bizler terörle mücadele ederken, işte her gün bir taraftan DEAŞ
gibi uluslararası bir terörle, diğer taraftan dün 5 aylık bir
bebeğin de içinde olduğu lojmanlarda sivilleri katleden bölücü
terör örgütü ile mücadele ederken, vatandaşlarımızın can ve mal
emniyeti için çalışırken, ülkenin bütün meselelerine sahip çıkması
gereken akademisyenlerimizin böylesine bir bildiriye imza atmış
olmaları gerçekten büyük üzüntü veriyor.
"MEŞRU DÜZENİ KORUMAYA ÇALIŞANLARI
İNSAFSIZCA ELEŞTİRİYORLAR"
Bu bildiriye yansıyan provokatif dil, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Zira ben bu bildiriyi, tek tek harfine, virgülüne kadar düşünerek okudum. Kafamı iki elimin arasına alarak bu bildiriye imza atan, bir kısmını da şahsen tanıdığım akademisyenlerin psikolojilerini anlamaya çalıştım. Büyük üzüntü, hicap duydum. Demokratik hukuk devletinde yaşayan vatandaşlar olarak, aydınlar olarak böylesine tek yanlı, böylesine şiddet ve terörü mazur görüp meşru düzeni korumaya çalışanları insafsızca eleştiren bir yaklaşımın nasıl sergilenmiş olduğunu ciddi bir şekilde hepimizin düşünmesi lazım. Sayısız cinayet işleyen, kan döken terör örgütü için tek bir cümle kurmayan, korsan örgüt bildirilerine imza atan, devletin bölge halklarına katliam uyguladığından söz eden bir bildiri, hiçbir meşru, hukuki, insani mülahaza içermemektedir.
"ÖRGÜTÜN HAKİMİYET KURMASINA İZİN
VERMEYECEĞİZ"
Devlet ile terör örgütünü eş tutmanız hangi demokrasi
anlayışınıza, akademik yetkinliğinize dayanıyor? Çok objektif
şartlarla soruyorum, açık bir tavır sergilemelerini istiyorum.
'Çatışmalar dursun' demek eğer şu ise; 'devlet güvenlik birimlerini
bu ilçelerden çeksin, bu ilçeleri fiilen hiçbir meşru temele
dayanmayan ve tamamıyla terör uygulayan bir örgütün mensuplarına
terk etsin' diyorlarsa sadece Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak
değil, bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir akademisyen olarak
onlara diyorum ki, demokratik yönetim dışında hiçbir yönetimin ya
da örgütün, ülkenin herhangi bir yerinde böylesine bir hakimiyet
kurmasına izin vermeyeceğiz, izin vermemiz de mümkün değildir.
"NEDEN TERÖR ÖRGÜTÜNÜ BİR BİLDİRİYLE
ELEŞTİRMİYORSUNUZ"
Aydın olmak, demokrasiyi savunmak önce demokratik yöntemleri savunmakla olur. Tekrar soruyorum. Daha bugün gece yarısı emniyet lojmanlarını ve lojmanların etrafındaki evleri hedef alan, biri 5 aylık olan 5 sivil ve bir emniyet görevlisi vatandaşımızın katledilmesine sebebiyet veren bir terör örgütünün arkasında niçin hizalanıyorsunuz? Niçin bu terör örgütüne dönüp, bütün o bildiride, altına imza koyduğunuz bildiride bir eleştiri getirmiyorsunuz?
Net olarak soruyorum; bildirinizde terör örgütünden tek bir
kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor
musunuz? Dün gece 5 aylık bir bebeği katleden bu terör örgütünün
eylemlerini benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız yeni bir
bildiriyle bunu açıklamanız lazım.
"HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYİ DİNLEMEYE
HAZIRIM"
Seçim ve halkın iradesiyle oluşmuş parlamento dışında kimse kendi başına herhangi bir yönetim biçimi ilan edemez. Kimse meşruiyetini halktan almayan bir güç tekelini kullanamaz.
Her türlü eleştiriyi dinlemeye hazırım. Ama bu ülkeyi, birtakım silahlı örgütlerin karşılıklı etki alanlarına bölmeye yönelen hiç bir eyleme izin vermedik, bu yönde bize gelecek hiç bir eleştiriyi de bu anlamda objektif olarak görmüyoruz.
"ASGARİ ÜCRET VE PROJELERDE DESTEK
VERECEĞİZ"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ar-Ge çalışmalarıyla ilgili ise şu şekilde konuştu:
Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde istihdam edilecek temel bilimler
mezunlarının maaşlarının brüt asgari ücret kadarlık kısmını, iki
yıl süreyle devlet olarak biz karşılamaya başlıyoruz.
Firmalarımızın ortak proje yapmasını teşvik etmek amacıyla rekabet
öncesi işbirliği projelerine destek sağlamaya başlıyoruz. Bu
firmalara hem gelir vergisi stopajı, damga vergisi istisnası, vergi
ve sigorta indirimi gibi vergisel destekler sağlayacağız hem de
diğer desteklerimizle önlerini açacağız.
"EN FAZLA YÜZDE 15 OLACAK ŞEKİLDE
SINIRLANDIRIYORUZ"
Üniversite-sanayi işbirliği faaliyetlerinde bulunan öğretim üyelerimize müjde olarak zikrediyorum. Öğretim üyelerimizin bu faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerden gelir vergisi kesintisi yapılmasına son veriyoruz. Ayrıca üniversitenin bu gelirle ilgili yaptığı döner sermaye kesintisini de en fazla yüzde 15 olacak şekilde sınırlandırıyoruz. Yani eskiden öğretim üyesi bu gelirin yaklaşık yüzde 54'ünü kazanabilirken artık yüzde 85'ini kazanabilecek ve üstelik gelir vergisi kesintisi de yapılmayacak.