Emekli öğretmen çalınan rüyasının peşinde!
Alaçam İlçesi’nde oturan 3 çocuk babası emekli öğretmen Hasan Sancak, gördüğü rüyayı 1 Aralık 2000 tarihinde reklam senaryosu olabileceği iddiasıyla Samsun’un Bafra İlçesi’nde 2’nci Noterliği’nde tutanakla tespit ettirdi.
Sancak, başkalarının rüyasını kullanmaması için ’İş bu rüya
metninin hiçbir bilgisayar, internet ve benzeri şirket tarafından,
tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon ya da
radyoda reklam haline getirilerek oynanamaz ve oynatılamaz’ şerhini
koydurttu.
Aradan 6 yıl geçtikten sonra rüyasını anlatan metnin bir meşrubat
firması tarafından reklam filminde kullanıldığını iddia eden
Sancak, 2006 yılı Nisan ayında Samsun Cumhuriyet Savcılığı’na
giderek noter onaylı rüyasının çalındığı ileri sürerek suç
duyurusunda bulundu ve Samsun 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 7
bin liralık tazminat davası açtı.
Mahkeme, geçen Eylül ayında dava konusu olan rüya hakkında Ankara
Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nden görüş istedi.
Mahkeme tarafından gönderilen raporda, "Davacıya ait noter
onaylı metnin FSEK (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu) hükümlerine
göre eser vasfını haiz olduğu, davacının eser sahibi sıfatı
bulunduğu, dava konusu reklam filminin senaryosunun ise davacı
eseri ile aynı veya benzer olmadığı, bu nedenle davacının mali
haklarına tecavüz vuku bulmadığı kanaat ve sonucuna
ulaşılmıştır" denildi.
Samsun 3’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, bu rapor üzerine 2011 yılı
Nisan ayında verdiği kararda emekli öğretmen Hasan Sancak’ın
davasını reddetti.
Hasan Sancak, karara itiraz ederek dosyayı Yargıtay’a gönderdi.
Ancak, Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi meşrubat firmasına ait reklam
senaryosunun 2003 yılında yabancı bir şirket tarafından
çekildiğini, önce Meksika’da, ardından Arjantin ve daha sonra da
2005 yılında Türkiye’de yayınlandığı belirterek yerel mahkemenin
verdiği kararı onadı.
Notere onaylattığı rüyası ile reklam filminde çok benzerlikler
olduğunu söyleyen Sancak, "Ben rüyayı yatakta görüyorum.
Reklamdaki genç koltukta. Ben rüyamda yattığım yerden kalkıyorum,
bir şeyler arıyorum. Reklamdaki genç de yattığı yerden kalkıyor ve
bir şey arıyor. Benim açlık ihtiyacım var. Reklamdaki gencin ise
susuzluk ihtiyacı var. Ben buzdolabının kapağını açıp
yiyecek arıyor, bulamıyorum. Reklamdaki genç buzdolabında içecek
arıyor, o da bulamıyor. İkimiz de aradığımıza en sonunda ulaşıyor
ve uyanıyoruz. Reklamda oynayan kişi de bulunduğu yerden
uyanmaktadır. Rüyam ile reklam senaryosu bu kadar benzemektedir"
dedi.
Yargıtay 11’inci Hukuk Dairesi’nin verdiği kararı beğenmeyen ve bu
karara imza atan hakimleri Adalet Bakanlığına şikayet ettiğini dile
getiren Sancak, "Dosyada inceleme yapan bilirkişi heyetinin
hazırladığı raporda çelişkiler vardır. Bilirkişi, taraflara ait
senaryoları mukayese ettiklerini ileri sürülüyorlar. Oysa
meşrubat şirketinin verdiği reklam filminin içinde bulunduğu CD’nin
boş olduğunu da kendilerini söylüyor. İncelemeyi reklam filmi
çekimi sırasında çekilen fotoğraflarla yapıyorlar. Bu büyük bir
skandaldır. Hakimleri bakanlığa şikayet ettim. Buradan sonuç
çıkmazsa önce Anayasa Mahkemesine oda olmazsa Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne başvuracağım" dedi.