Erdoğan: 3 yenilikçi aşı adayımız faz çalışmalarına başlama arifesinde
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda 3 yenilikçi aşı adayımız faz çalışmalarına başlama arifesindedir. Hocalarımızın çalışması, kendi kategorilerinde dünyada klinik aşamaya geçen üçüncü aşı adayı olma potansiyeline sahiptir. Ayrıca mevcut inaktif aşılarından daha etkin olma potansiyeline sahip bir aşımız ile ikinci nesil bir aşımızın çalışmaları da hızla devam ediyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Bilim Ödülleri Töreni'nde konuştu. Bu yıl TÜBİTAK ödüllerinde 18 ve TÜBA ödüllerinde 43 bilim insanının ödül almaya hak kazandığını ifade eden Erdoğan,
"Türkiye son 18 yılda ortaya koyduğu başarıları ilim ve irfan medeniyetine sahip çıkmasına borçludur. Hiç şüphesiz bu başarının en önemli mimarları, çocuklarının eğitim ve öğretiminin üzerine titreyen anne babalar ile gecesini gündüzüne katarak milleti ve insanlık için katma değer üreten bilim insanlarıdır. Sizlerin ortaya koyduğu her yeni çalışma, bilim dünyasında Türkiye'nin varlığının, bunun yanında kadim medeniyetimizin gücünü ifade ediyor. Keşfetmeye araştırmaya üretmeye devam eden her bilim insanımın yanında olarak biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz" dedi.
'EĞİTİM SİSTEMİMİZ ÜZERİNE KURULAN TÜM BARİYERLERİ
KALDIRDIK'
Gerek ilk ve ortaöğretimde gerekse yükseköğretim seviyesinde
gerçekleştirdikleri reformlarla kendini yetiştirmek ve geliştirmek
isteyen her öğrenciye imkanı sağladıklarını dile getiren
Erdoğan, "Daha önceki dönemde kısır ideolojik bakış açılarıyla
eğitim öğretim sistemimiz üzerinde kurulan tüm bariyerleri
kaldırdık. Erkek ve kız tüm evlatlarımızın diledikleri düzeye kadar
ve istedikleri her yerde eğitim öğretim alabilmelerini temin ettik.
Zorunlu eğitimi 8 yıldan 12 yıla çıkararak lise seviyesinde
okullaşma oranını yüzde 100'e yaklaştırdık.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayımızı ilkokul düzeyinde 28'den 17'ye, ortaöğretimde ise 18'den 11'e indirdik. En büyük atılımlarımızdan birini ise yükseköğretimde gerçekleştirdik. Üniversite sayımızı 76'dan 207'ye çıkardık. Okullaşma oranını yükseköğretim seviyesinde yüzde 15'ten yüzde 44'e çıkardık. Ortaöğretim ve yükseköğretim seviyesindeki okullaşma oranlarımızla artık OECD ortalamasını yakalamış durumdayız. Şimdi okul öncesi eğitime odaklandık. Biz geldiğimizde yüzde 10 civarında olan okul öncesi eğitim oranını, 5 yaş grubunda yüzde 75'lere kadar yükselttik. Hedefimiz inşallah bu oranı kısa sürede yüzde 100'e taşımaktır" diye konuştu.
'SON 2 YILDA 159 ÖĞRENCİMİZ 144 MADALYA İLE
DÖNDÜ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte bilim insanlarını çocuklara 'rol
model' olarak gösterdiklerini, düzenledikleri araştırma
projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatlarıyla,
çocukları bilim insanı olma ve girişimcilik konusunda geleceğe
hazırladıklarını ifade etti. TEKNOFEST yarışmalarıyla gençleri
büyük bir heyecanla icat peşinde koşmaya teşvik ettiklerini,
Dene-Yap teknoloji atölyelerinde genç yetenekleri, 'geleceğin mucit
adayları' olarak yükselen teknolojilerle buluşturduklarını
anlatan Erdoğan, "Nitekim son 2 yılda 159 öğrencimiz uluslararası
ve bölgesel bilim olimpiyatlarından 144 madalya ve 8 mansiyon
derecesi ile döndü.
Yeni stajyer araştırmacı programıyla 1500 lisans öğrencimizi Ar-Ge ve yenilik süreçlerine dahil ettik. TÜBİTAK Sanayi Doktora programı ile bugüne kadar 1162 doktora öğrencisini yetiştirdik. TÜBA'nın genç bilim insanlarına yönelik ödüllerini de bu açıdan çok önemli görüyorum. Üstün yetenekli genç bilim insanlarının ödüllendirilmesi, gelecekteki çığır açıcı çalışmalara kapı açacaktır" ifadelerini kullandı.
'BU MEDENİYETİN EVLATLARI BİLİMİ SADECE İNSANLIK
YARARINA ÜRETİR'
Bilim ve teknolojinin insanlığın faydasına kullanılabildiği,
başkalarına aktarılabildiği ölçüde kıymetli olduğunun altını çizen
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir ilimin sadece eyleme dönüşmesi yeterli değildir. Gerekli olan
faydalı hale gelmesidir. Sizlerin ortaya koyduğu bilimi, ürettiği
teknolojiyi özgün ve değerli kılan işte bu hassasiyettir. Onun için
faydasız ilimden Allah'a sığınırız. Ailenizden, kendinizden feragat
ederek yürüttüğünüz, hayatınızı adadığınız çalışmalar insanlığa
fayda sağlamıyorsa o zaman şöyle oturup ne yaptığımızı düşünmemiz
lazım. Unutmayınız her medeniyet kendi teknolojisini, her teknoloji
kendi kültürünü ve değerini üretir.
Bilim ve teknolojiyi yıkıcı güç olarak gören, diğerlerine üstünlük kurmak için bir sömürü aracı olarak kullanan ülkeler var. Bizim medeniyetimiz işte tüm bu noktada diğerlerinden ayrılıyor. Bu medeniyetin evlatları bilimi sadece ve sadece insanlık yararına üretip teknolojiyi insanlık yararına geliştirir. Onlar yeni bir teknoloji geliştirdiğinde uzak coğrafyaları antrenman sahası olarak kullanıp, yeni savaşlar başlatır. Biz yeni bir teknoloji geliştirdiğimizde ise bunu o coğrafyalarda sefaletin, insanlık dışı görüntülerin önüne geçmek, hayatlarını değiştirmek için kullanırız. Bizim medeniyetimize yakışan da dünyanın tüm bilim insanların da beklediği de işte bu duruştur. Türkiye'yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapma hedefimizin altında yatan ana sebep de budur."
'3 YENİLİKÇİ AŞI ADAYIMIZ FAZ ÇALIŞMALARINA BAŞLAMA
ARİFESİNDE'
Bilim insanlarının laboratuvarlarda, araştırma geliştirme
merkezlerinde yaptığı çalışmaların gün yüzüne çıkması ve
somutlaşmasının Türkiye'nin hedefleri bakımından çok önemli
olduğunu kaydeden Erdoğan, bu çerçevede dünyanın koronavirüs
salgınıyla boğuştuğu bir dönemde bilim insanlarının sağlık alanında
elde ettikleri gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini söyledi.
Salgın henüz ülke sınırlarına dayanmadan kurdukları 'TÜBİTAK
Covid-19 Türkiye Platformu' ile adeta bir bilim seferberliği
başlattıklarını belirten Erdoğan, aşı çalışmalarıyla ilgili şunları
söyledi:
"Bu platformlardaki 436 araştırmacımız aşı ve ilaç geliştirme odaklı 17 proje yürütüyordu. Platformun en önemli yanı, araştırmacılarımızın çalışmalarını ve tecrübelerini birbirleriyle paylaşarak birlikte geliştirme modelini dünyaya örnek olacak şekilde kullanmasıdır. Şu anda 3 yenilikçi aşı adayımız faz çalışmalarına başlama arifesindedir. Hocalarımızın çalışması, kendi kategorilerinde dünyada klinik aşamaya geçen üçüncü aşı adayı olma potansiyeline sahiptir. Ayrıca mevcut inaktif aşılardan daha etkin olma potansiyeline sahip bir aşımız ile ikinci nesil bir aşımızın çalışmaları da hızla devam ediyor. Yenilikçi aşı adaylarının yerli ve milli üretimi konusunda özel sektör kuruluşlarımızı seferber ettik. Üretim onayı almış firmalarımız, yenilikçi yerli aşılarımızın üretim süreçlerine dahil oldular. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Amerika ve Çin'den sonra Covid-19 konusunda en çok aşı projesi yürüten üçüncü ülke durumundayız."
'21 ÜLKEDEN 127 ARAŞTIRMACI ÇALIŞMALARINI TÜRKİYE'YE
TAŞIDI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu alana yaptığı yatırımların
sadece salgın dönemiyle sınırlı olmadığını ifade ederek, "İnşallah
kendi aşısını tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke olarak uzun
yıllardır ihmal edilmiş bu alanda uluslararası arenada önde gelen
bir oyuncu konumuna geleceğiz" dedi.
Medeniyet coğrafyasının büyüklüğünü Türkiye'nin en önemli gücü
olarak gördüklerini kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:
"Bu gücü değerlendirebilmek için öncelikle elimizdeki potansiyeli kullanılabilir hale getirmemiz gerekiyor. Bu amaçla Türk İslam Medeniyeti havzasında farklı dillerde ve farklı lehçelerde üretilmiş telif, tercüme ve şerh eserleri çeviri, tıpkıbasım ve harf çevirisi yoluyla günümüze kazandırıyoruz. TÜBA'nın 2014 yılında başlattığı TÜBA Türk İslam Bilim Kültür Mirası Projesi kapsamında pek çok eser genç kuşaklarla buluştu. Yine TÜBA'nın bilim diplomasisi kapsamında uluslararası çatı kuruluşlar nezdinde yürüttüğü temsil faaliyetleri de ülkemizin bilim dünyasındaki etkinliğinin artırılması bakımından çok kıymetlidir. Bu çerçevede 2025 yılında Dünya Bilim Forumu'na ev sahipliği yapmaya talip olduk, hazırız. Diğer yandan Türkiye'yi kendi vatandaşlarımız yanında dünyadaki tüm bilim insanları için de bir cazibe merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda özellikle Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı vasıtasıyla, 21 farklı ülkeden 127 üst düzey araştırmacı çalışmalarını Türkiye'ye taşıdı."
'EN AZ 100 ARAŞTIRMACIYI DAHA ÜLKEMİZE
KAZANDIRACAĞIZ'
Erdoğan, Fransa'nın ve dünyanın önde gelen araştırma
kuruluşlarından birinde 36 yıldır temiz ve güvenli enerji konusunda
çalışmalarını yürüten Prof. Dr. İskender Gökalp, iklim değişikliği
alanında çok önemli çalışmaları olan Prof. Dr. Erik Jeppesen,
Stanford Üniversitesi'ndeki laboratuvarını Türkiye'ye taşıyarak
yapısal biyofizik, yapısal biyoloji ve protein mühendisliği
çalışmalarını ülkede yürütmeye karar veren Dr. Hasan Demirci'nin de
bu araştırmacılar arasında olduğunu belirtti.
Bu yıl TÜBA ödülü almaya hak kazanan Dr. Eliza Gheorghe, Dr. Savaş Taşoğlu ve Dr. Ayşegül Doğan'ın da Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında Türkiye'ye gelenler arasında yer aldığını kaydeden Erdoğan, "İnşallah bu yıl içerisinde yeni bir çağrı daha açarak alanının en iyisi en az 100 araştırmacıyı daha ülkemize kazandıracağız. Sizlerin gayreti ve müteşebbislerimizin cesaretiyle yükselen bilim ve teknoloji ekosistemimizin meyvelerini vermesi bizleri doğrusu mutlu ediyor. Ancak daha gidecek çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. Sahip olduğumuz sinerji ve potansiyelin bizleri en kısa sürede hedeflerimize ulaştıracağına yürekten inanıyorum" dedi.
BAKAN VARANK: BİLİM İNSANLARIMIZ SEFERBER
OLDU
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise, 2023 Sanayi ve
Teknoloji Stratejisi kapsamında somut, gerçekçi ve çözüm odaklı yol
haritaları hazırladıklarını belirterek, "Hedefimiz çok net,
ülkemizi Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla, bilimin filizlendiği,
çığır açıcı teknolojilerin tasarlanıp geliştirildiği ve üretildiği
bir cazibe merkezi haline getirmek. Bu hedefi gerçek kılacak
ekosistemi, akademi ve iş dünyasından paydaşlarımızla birlikte
planlıyoruz. Aksi takdirde yaptığımız çalışmaların sürdürülebilir
olamayacağının farkındayız. Bu nedenle biz bakanlık olarak, hem
bilim insanlarımızın hem iş insanlarımızın öneri ve taleplerinde
ısrarcı ve cesur olmalarını bekliyoruz" diye konuştu.
Son yıllarda yaşanılan bölgesel istikrarsızlıklar ve etkileri süren küresel salgının, teknolojik bağımsızlığın ne kadar elzem olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu kaydeden Varank, "Salgın sürecinde Türkiye, bilim ve teknolojinin öncülüğünde kendi kendine yetebilmenin en güzel örneklerini verdi. Tüm dünyanın peşinden koştuğu solunum cihazlarını Türk mühendisler rekor bir sürede üretti. Yerli aşı ve ilaç çalışmalarını neticeye taşımak için bilim insanlarımız büyük bir özveriyle seferber olmuş durumda" ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK BAŞKANI MANDAL: YERLİ AŞI DAHA ETKİN
OLACAK
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise, yerli aşı çalışmaları
ile ilgili, "Bu zorlu süreçte normal şartlarda uzun yıllar süren
aşı ve ilaç çalışmalarında kısa zamanda çok büyük başarılar elde
ettik. Önemle belirtmek isterim ki bu aşılar, yurt dışında
çalışılanların benzeri değil, virüse karşı etkinliği ve güvenirliği
daha yüksek aşılar olacak. İnaktif aşı adayımız, kullandığımız
adjuvan tipinden dolayı dünyadaki diğer inaktif aşılardan daha
etkili olacak şekilde geliştirildi. Yine daha gelişmiş ve yeni bir
tasarım içeren adenoviral vektör aşımız da 2'nci nesil aşı
adayıdır. Virüs benzeri parçacık türü aşı adayımız biyoteknolojik
açıdan dünyadaki en yenilikçi aşı grubunda" diye konuştu.
ERDOĞAN'A İLK MİLLİ MİKROİŞLEMCİ
'ÇAKIL' HEDİYESİ
Konuşmaların ardından Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Türkiye'nin
ilk milli mikro işlemcisi 'Çakıl'ı ve TÜBA'nın 2020 yılında
yayımlanan 5 kitabını takdim etti.