Erdoğan: Perşembe veya Cuma aşı kampanyamız başlamış olacak
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemize gelen aşıların kullanıma sunulabilmesi için gereken test süreçleri tamamlanır tamamlanmaz belirlenen öncelik sırasına göre uygulamasına geçilecektir.
Perşembe veya Cuma bu kampanyamız başlamış
olacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığındaki Kabine toplantısı yaklaşık
4 saat sürdü. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen
toplantının ardından Erdoğan Millete Sesleniş konuşmasını
yaptı. Ekonomide aldıkları tedbirlerle koronavirüs salgınının
Türkiye'ye gelişini geciktirerek yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5
büyüme oranına ulaştıklarını kaydeden Erdoğan, "Eğer salgın mart
ayını hiç etkilememiş olsaydı bu oranın 1 veya 1,5 puan daha
üzerine çıkmış olacaktık. Yılın ikinci çeyreğinde ise koronavirüs
salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derinden hissedildi.
Bu dönemde Türkiye, diğer ülkelere nazaran oldukça düşük bir seviye
olan yüzde 9,9 oranında daraldı. Salgının etkilerini azaltmak için
hayata geçirdiğimiz önlem ve teşvikler sayesinde bu zor dönemde
ekonomimizin direncini korumayı başardık. Haziran ayında başlayan
normalleşme adımlarıyla hızlı bir toparlanma sürecine gittik.
Üçüncü çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre sanayi üretimi yüzde 30,
perakende satış hacmimiz yüzde 25 oranında arttı. Aynı dönemde
imalat sanayi kapasite kullanım oranı 10 puan artarak yüzde 63'ten
yüzde 73'e yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri
toplamında üçüncü çeyrekteki ciro endeksi artışı ise bir önceki
çeyreğe göre yüzde 36 oldu. Otomobil ve konut piyasalarında haziran
ayı ile birlikte ciddi bir hareketlilik görüldü. Hatta satışlar
geçen senenin bile üzerinde gerçekleşti" dedi.
'SALGINA BEL BAĞLAYAN KRİZ TELLALLARININ PAYINA YİNE HÜSRAN
DÜŞTÜ'
Geçen yıl otomotiv piyasasının, bir önceki yıla göre yüzde 61
büyümeyle 773 bine yaklaştığını söyleyen Erdoğan, 2020'nin ilk 11
ayındaki konut satışlarının da önceki yıla göre yüzde 21,5 artışla
1 milyon 400 bine ulaştığını belirtti. Erdoğan, ekonomideki bu
olumlu havanın, güven endekslerine de yansıdığını, üçüncü çeyrekte
elde edilen yüzde 6,7'lik büyüme oranıyla Türkiye'nin dünyada en
hızlı büyüyen ekonomi olduğunu dile getirdi. Borsanın 2020'de
yatırımcısına yüzde 29 getiri sağlayarak dünya çapında en iyi
performans gösteren piyasalardan biri olduğunu söyleyen Erdoğan, bu
yılın ilk haftasında da borsa endeksinin yüzde 4,3'lük artışla
rekor tazelediğine dikkat çekerek, "Salgın nedeniyle ihracat
pazarlarımızda görülen ciddi daralmalara rağmen 2020 yılını ihracat
açısından da oldukça iyi tamamladık. Geçtiğimiz yıl ihracatımız
169,5 milyar dolar ile programda belirlediğimiz hedefi yaklaşık 4
milyar dolar aştı. Henüz rakamlar açıklanmadı ama aynı şekilde 2020
yılı yine yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum.
Küresel ekonominin yüzde 4'ten fazla küçüldüğü tahmin edilen bir
dönemde, Türkiye ekonomisinin büyümesi ekonomimizin gücünün
ifadesidir." diye konuştu.
Karadeniz'deki 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfinin 2020’de
ekonomiye en güzel armağanı olduğunu kaydeden Erdoğan, "Tüm bu
gelişmeler sayesinde salgına bel bağlayan kriz tellallarının payına
yine hüsran düştü. 2021 yılının yatırımın, üretimin, istihdamın,
ihracatın arttığı ve sürdürülebilir bir büyümenin sağlandığı bir
yıl olacağına inanıyorum. Güven ve istikrar iklimini güçlendirerek
kayıplarımızı telafi edecek daha büyük atılımların hazırlıkları
içindeyiz. Yeni yılda önceliklerimiz fiyat istikrarı ve bir süredir
üzerinde çalıştığımız reformlar olacaktır" dedi.
'KASET KOMPLOSUYLA İŞ BAŞINA GELEN SÖZDE GENEL BAŞKAN'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sorunların yol açtığı sıkıntılara
rağmen Türkiye'nin kararlılıkla yoluna devam ettikçe, önlerine yeni
tuzaklar kurulmaya çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Bunlardan biri de bir süredir hiçbir rasyonel temeli olmadan
başlatılan siyasi ve sosyal kaos çıkarma gayretleridir. Türkiye'nin
huzurunu kaçırmak isteyenlerin aslında neye cevap verdiklerini
gayet iyi biliyoruz. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp milli
iradenin güçlendirilmesi konusunda kat ettiğimiz mesafeye verilen
cevaplardır. Türkiye bu ülkede kimin Cumhurbaşkanı seçileceği
konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayatmasının
belirleyici olduğu günleri geride bırakmıştır. Artık bu ülkede
Cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle
belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine
sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler ve bahaneler altında
dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla iş başına gelen
partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden
gelerek orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde genel
başkanının sancısının sebebi de budur. Bunların derdi milletledir,
milli iradeyledir, millletin tercihleriyledir. Bunlara oy vermeyen
öğretmen sözde öğretmendir, muhtar sözde muhtardır, çiftçi söz
çiftçidir, hakim sözde hakimdir. Her hafta toplumumuzun bir
kesimini hedefe koyarak kendi çapsızlıklarını, parti içi
skandallarını örtmeye çalışıyorlar. Türk demokrasisi millete ve
onun temsilcilerini hakareti siyaset zanneden bu çukur zihniyeti
hak etmiyor. Teröriste terörist demekten bile aciz bu sözde genel
başkanı öncelikle CHP seçmeninin sağduyusuna sonra da aziz
milletimizin irfanına havale ediyoruz."
'DİKTATÖRLÜĞÜ MAZLUMLARA DAYATANLARIN SIRÇA KÖŞKLERİ BAŞLARINA
YIKILDI'
Siyasi ve sosyal kaos denemelerinin cevap verdiği konulardan biri
de Türk Milletinin Kurtuluş Savaşı'ndan bu yana en güçlü şekilde
gösterdiği, istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesi olduğunu
belirten Erdoğan, "Terör örgütlerinin ülkemiz içinde ve
sınırlarımız boyunca yaptığı eylemleri gizli veya açık şekilde
destekleyenler, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemek için
çırpınıyorlar. Ülkemizin kendi güvenliğini ve kardeşlerinin hakkını
korumak için gerçekleştirdiği harekatların ruh dünyalarında yol
açtığı sarsıntıyı işte bu şekilde dışa vuruyorlar. Bir dönem kendi
topraklarına dahi sahip çıkmakta zorlanan bir ülkeden, bölgesel ve
küresel düzeyde saha ve masa hakimiyeti sağlayan konuma gelmiş bir
ülke fotoğrafına geçmiş olmamızı kabul edemiyorlar. Siyasi ve
sosyal kaos denemeleri, salgının iyice ortaya çıkardığı küresel
düzendeki çarpıklıkların rol modellerinde yol açtığı derin sarsıntı
karşısında paniğe kapılanların çırpınışlarının ifadesidir. Varlık
sebepleri olan sivil toplum görünümlü 5'inci kol
organizasyonlarının da medya görünümlü operasyon aygıtlarının da
maskeleri birer birer düşenler paniğe kapılmışlardır. Uzunca bir
süre demokrasi kılıfı altında en ilkel faşizmin, özgürlük kılıfı
altında en vahşi diktatörlüğü mazlumlara dayatanların sırça
köşkleri başlarına yıkıldı" dedi.
'YENİDEN SİYASET VE TOPLUM MÜHENDİSLİĞİNE SARILDILAR,
BAŞARAMAYACAKSINIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın ortak değerleri haline gelen
kavramların içlerini kendi çıkarları uğruna boşaltanların, artık
hiç kimseye diyecek bir sözü, örnek gösterecek bir düzeni
kalmadığını söyleyerek, "Dünün zalimlerinin bugün mazlum kisvesiyle
karşımıza çıkarak sergiledikleri sinsiliği yüzlerine vurduğumuz
için bize saldırıyorlar. İdeolojik saplantılarını, marjinal
eğilimlerini, fıtrata aykırı sapkınlıklarını, terör örgütlerine
payandalıklarını cilalı kavramlarla topluma dayatanlar için yolun
sonu görünmüştür. Siyasi ve sosyal kaos denemeleriyle 83 milyonun
huzurunu kaçırmaya çalışanlar karşılarında hukuku bulmaya devam
edeceklerdir. Cumhurbaşkanı olarak yasama, yürütme ve yargı gücünü
milletimizi bu tehditlere karşı korumak için seferber etmek
anayasal vazifemdir. Türkiye'yi son on yıldır bölgemizdeki
neredeyse tüm ülkeleri etkisi altına alan kargaşa iklimine
sürükleyerek iç çatışmalar ve dış müdahalelerle hedeflerinden
uzaklaştırmak isteyenleri hep hüsrana uğrattık. Ülkemizi yeniden
kendi güdümlerine sokmak için kimi zaman vesayet güçlerini kimi
zaman darbecileri kimi zaman terör örgütlerini kimi zaman ekonomi
tetikçileri kullandılar. Buna rağmen Türkiye’yi dize
getiremeyenler, açıkça söylemekten de çekinmedikleri şekilde şimdi
yeniden siyaset ve toplum mühendisliğine sarıldılar. Bir kez daha
inanç ve kararlılıkla diyorum ki, başaramayacaksınız." açıklamasını
yaptı.
'UMUTLARINI FELAKETLERE BAĞLAYACAK KADAR ZAVALLI HALE GELDİKLERİNE
ŞAHİT OLUYORUZ'
Milletin geçmişte defalarca maruz kaldığı felaketlerin
müsebbiplerini deşifre ettiğini, yöntemlerini çözdüğünü ve
niyetlerini anladığını kaydeden Erdoğan şu mesajları verdi:
"Bu mücadele döneminde milletimiz birlik ve beraberlik içinde
hareket ettiğinde, milli iradenin üstünlüğünü hakim kıldığında,
gerektiğinde canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip
çıktığında önünde hiçbir gücün duramayacağını gördü. Yasakçılıktan
vandallığa kadar eski Türkiye'de bolca sahnelenen hiçbir senaryonun
bugünün Türkiyesinde milletimiz nezdinde karşılığı yoktur. Nitekim
bu gerçeği fark eden bazı eski Türkiye artıklarının, umutlarını
ülkenin başına gelecek felaketlere bağlayacak kadar zavallı hale
geldiklerine şahit oluyoruz. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar
Türkiye'nin demokraside ve kalkınmada 2023 hedeflerine ulaşmasını
engelleyemeyecekler. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar İstiklal
Marşı’nda en güzel ifadeleriyle dile getirilen milletimizin o
yüreğindeki hürriyet ateşinin yeniden yükselmesinin önüne
geçemeyeceklerdir. Ne kadar azgınlaşırsa azgınlaşsınlar ülkemizin
yeniden yapılanan küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği
yeri almasına mani olamayacaklardır. Büyük ve güçlü Türkiye’nin
silueti belirgin hale geldikçe bu tür hazımsızlıkların, bu tür kaos
çıkarma denemelerinin, bu tür tuzakların artacağını biliyoruz.
Hepsine de hazırlıklıyız. Sadece son 7 yılda sokakları
karıştırmaktan hukuki ve askeri darbe girişimlerine, terörü
azdırmaktan sınırlarımızı tacize kadar nice saldırıyı göğüsleyen
milletimiz Allah’ın izniyle bunları da tepeleyecek iradeye
sahiptir. Biz de milletimizle birlikte son nefesimize kadar hak
yolunda yürümeyi sürdüreceğiz."
'TASARRUFU ESAS ALAN BİR ANLAYIŞLA HAREKET ETMEK
MECBURİYETİNDEYİZ'
Dünyanın bir taraftan küresel ısınmanın yol açtığı sel
baskınlarıyla diğer tarafa kuraklığın sebep olduğu su kıtlığıyla
boğuştuğuna işaret eden Erdoğan, "Hepimiz aynı gemide olduğumuz
için Türkiye de bu tabiat olaylarından etkileniyor. Bu yıl mevsim
normallerinin çok altına düşmüş olan yağışlar ülkemizi ciddi bir
kuraklık tehdidi ile yüz yüze bırakmıştır. Kimi zaman da çok
şiddetli gerçekleşen ve sel baskınlarına yol açan yağışlara maruz
kalıyoruz. Hali hazırda ise barajların bir kısmının neredeyse
tamamen boşaldığı, diğerlerinde de su seviyesinin çok düştüğü bir
dönemden geçiyoruz. Ancak yüzyılda bir görülecek böylesine büyük
bir kuraklık tehdidi karşısında hep birlikte tedbir almamız
gerekiyor. Günlük kullanımdan tarımsal sulamaya kadar her alanda
tasarrufu esas alan bir anlayışla hareket etmek
mecburiyetindeyiz" uyarısında bulundu.
Türkiye'de suyun 3'te 2'sinden fazlasının tarımda kullanıldığını
belirten Erdoğan, "Bunun için baraj ve gölet depolama alanlarının
yanı sıra sulama tesislerinin inşasına hız veriyor ve yer altı
barajlarına da başlamış vaziyetteyiz. Geçtiğimiz 18 yılda 600
baraj, 590 hidroelektrik santrali, 262 içme suyu tesisi inşa ettik.
Bu yıl içinde depolama alanlarımızın hacmini 180 milyar metreküpe,
sulanan alanların büyüklüğünü 6,9 milyar hektara çıkarmayı
hedefliyoruz. Aynı şekilde içme suyu yatırımlarımızı da
süratlendirerek toplam içme suyu kapasitemizi 4,8 milyar metreküpe
ulaştıracağız. Sulama yatırımlarının hızla tamamlanabilmesi için
DSİ Genel Müdürlüğünün bütçesini yaklaşık 2,5 kat artırdık. Böylece
mevcut su kaynaklarımızın hem tarımsal üretimde hem içme suyu
hizmetlerinde en verimli şekilde kullanılmasını temin edeceğiz.
Tabi mevcut kaynakları en iyi kullanmanın asıl yolu tasarruftan
geçiyor. Doğru yöntemlerle ve bilinçli tüketimle sulamada yüzde
50’ye yakın tasarruf edebileceğimize inanıyoruz" diye
konuştu.
'2023'E KADAR ENERJİ TÜKETİMİNDE YÜZDE 14'LÜK TASARRUFA ULAŞMAYI
PLANLIYORUZ'
Enerjinin sürdürülebilir kalkınmanın temel altyapısı olduğunu, bu
alanda bir yandan yeni yatırımları devreye alırken diğer yandan da
verimliliği artırmaya gayret ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle
konuştu:
"Geçtiğimiz 18 yılda yaptığımız yatırımlarla, ülkemizin enerjide
toplam kurulu gücünü 32 bin megavattan 96 bin megavata çıkardık. En
büyük atılımı da 19 bin megavattan 56 bin megavata çıkardığımız
yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı enerji üretiminde yaptık.
Sadece geçtiğimiz yıl devreye aldığımız kurulu güç yüzde 98’i
yenilenebilir kaynaklardan olmak üzere 4 bin 900 megavattır.
Karadeniz'de bulduğumuz rezerv enerjide dışa bağımlılığımızın en
önemli kalemi olan doğal gazda önümüzde yeni bir dönem açtı. Enerji
verimliliğini de artırarak geleceğimize daha güvenli bakmak
istiyoruz. Bunun için 2 yıl önce başlattığımız Ulusal Enerji
Verimliliği Eylem Planı ile 24 milyar ton petrole eş değer bir
tasarruf sağlamayı hedefliyoruz. Bu planla özellikle ilk olarak
2023'e kadar enerji tüketiminde yüzde 14'lük bir tasarruf oranına
ulaşmayı planlıyoruz. Geçtiğimiz 2 yıldaki uygulamalarımızla 1
milyar dolara yakın tasarruf seviyesini yakaladık. Bu konuda
özellikle kamu binalarında ve sanayide gerçekten önemli neticeler
aldık. İnşallah 2033 yılına kadar enerjide tasarruf ettiğimiz
rakamı 30 milyar doların üzerine çıkaracağız."
'SALGININ ARTIŞ HIZINI GERİLETMEYİ BAŞARDIK'
Kabine toplantısının gündemindeki en önemli konunun koronavirüs
salgınıyla ilgili gelişmeler olduğunu ifade eden Erdoğan,
"Aldığımız tedbirler sayesinde salgının artış hızını gözle görülür
bir şekilde geriletmeyi başardık. Azalan vaka ve ağır hasta
sayısına paralel bir şekilde salgının sağlık sistemimiz üzerindeki
yükü de önemli ölçüde hafifledi. Bu kazanımları korumak ve daha
ileriye taşımak için 83 milyon hep birlikte gayret göstermemiz
gerekiyor. Salgın tedbirlerinin faaliyetlerine ara verilen
esnaflarımız, öğrencilerimiz, çalışanlarımız başta olmak üzere
vatandaşlarımız üzerinde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz.
Tüm dünya ile birlikte bu soruna kalıcı bir çare bulana kadar
hayatımızı kendimizi salgından koruyacak tedbirlerle sürdürmeye
mecburuz. Bu tedbirlerin en başında 'tamam' diye ifade
ettiğimiz temizlik, maske ve mesafe geliyor. Vaka sayısının belirli
bir rakamın altına düşmesiyle birlikte, daha önce de yaptığımız
gibi elbette kısıtlamaları kademeli olarak azaltacağız. Ama her
bireyin kendi tedbirlerini sıkı bir şekilde uygulamaya devam etmesi
şarttır" dedi.
'PERŞEMBE VEYA CUMA KAMPANYAMIZ BAŞLAMIŞ OLACAK'
Türkiye'nin dünyadaki tüm aşı geliştirme ve üretim faaliyetlerini
yakından takip ettiğini, uygulama aşamasına gelen her ürünle
ilgilendiğini kaydeden Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
"Hali hazırda Çin menşeili bir aşıyı bildiğiniz gibi ülkemize
getirmeye başladık. İlk etapta 3 milyon doz aşı şu anda ülkemize
geldi. Alman menşeli bir aşı ile ilgili anlaşmamızı da yaptık, ama
görüşmeler devam ediyor. Nihai kararı henüz karşılıklı olarak
vermiş değiliz. Rus ve İngiliz menşeili aşılarla ilgili gelişmeleri
de takip ediyoruz. Ülkemize gelen aşıların kullanıma sunulabilmesi
için gereken test süreçleri tamamlanır tamamlanmaz belirlenen
öncelik sırasına göre uygulamasına geçilecektir. Perşembe veya Cuma
olur, inşallah böylece belirlenen sıralamaya göre Perşembe veya
Cuma bu kampanyamız başlamış olacak. Tabi en önemlisi kendi aşımızı
geliştirme çalışmalarıdır. Çok sayıda üniversitemiz kuruluşumuz ve
firmamız bu amaçla yoğun bir gayret içindedir. İnşallah hep
birlikte bu musibetin de üstesinden gelecek, hedeflerimize doğru
tam kapasite yürümeye devam edeceğiz."