Eşinin sıcak suyla haşladığı Rukiye: Kızım beni hatırlamıyor, 'abla' diyor

KONYA'da, sabah kahvaltı için uyandırdığı eşi Ali Ay'ın (28), 1,5 yaşındaki kızı Eylül ile birlikte üzerlerine sıcak su dökerek haşladığı Rukiye Ay (23), ''Kızım yaşadığı travma ve benim bir süre hastanede kalmam nedeniyle beni unutmuş. Bana 'abla' diyor. Yanık nedeniyle vücudumdaki acımın yanında kızımın beni hatırlamaması daha çok acıydı. Aslında her şeyi hatırlıyor, 'Ali döktü', 'Geçti ama' diye kendince beni motive ediyor. Çocuğum gözümün içine bakıyor, gözü doluyor" dedi.

Merkez Karatay ilçesi Nakipoğlu Mahallesi’nde oturan ve 6 yıl önce evlenen Ali Ay ile Rukiye Ay çifti arasında bir süre sonra şiddetli geçimsizlik başladı. Rukiye Ay, 2019 yılının Şubat ayında evi terk edip, ailesinin yanına yerleşti. Yaklaşık 8 ay ayrı yaşayan çift, çocukları dünyaya geleceği için barışıp, yeniden birlikte yaşamaya başladı. Rukiye Ay, iddiaya göre, olay günü olan 9 Ocak'ta eşini kahvaltı yapması için uyandırmak istedi. Buna sinirlenen Ali Ay, çaydanlıktaki sıcak suyu eşinin üzerine döktü.

Sıcak su, bu sırada eşinin yanında olan kızları minik Eylül'ün üzerine de geldi. Komşuların çağırdığı sağlık görevlilerince ambulansla Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Rukiye Ay ile kızı Eylül tedavi altına alındı. Cumhuriyet Başsavcılığı ve Rukiye Ay'ın avukatı, pazartesi günü, olayın ardından gözaltına alınan Ali Ay'in adli kontrolle serbest bırakılmasına itirazda bulundu. İtiraz üzerine yeniden gözaltına alınan Ali Ay, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 

'EVLİĞİLİN İLK GÜNLERİNDE ŞİDDETE BAŞLADI' 
Tedavisi tamamlandıktan sonra ailesinin yanında kalmaya başlayan Rukiye Ay, yaşadıklarını anlattı. Ali Ay ile 2015 yılında evlendiklerini belirten Ay, şunları söyledi:
''Ailem evliliğimizi onaylamıyordu. Benim isteğim üzerine ailem kabul etti ve evlendik. Evlendikten 15 gün sonra sıkıntılı bir süreç başladı. Eşim ve kayınvalidem şiddet uygulamaya başladı. Bir süre sonra ailemin evine gittim sonra birleştik, ailesinin yanından ayrılıp, kendimize ev tuttuk. Kumara ve gazino gibi yerlere gitmeye başlamıştı. Evde erkek arkadaşlarıyla alkol alıyor, kumar oynuyordu. Evliliğim sürekli sorunlarla geçti.'' 

'LOHUSALIK DÖNEMİMDE DAYAK YEDİM'
Kızları Eylül'ü dünyaya getirdikten sonra lohusalık döneminde dayak yediğini öne süren Ay, ''Çocuğumuz oldu. Çocuğum 1 aylıktı. Beni dövdü. Çocuğumu almakla tehdit etti. 'Bir şekilde boşanacağız ama anlaşmalı olacak. Nafaka almayacaksın. Eşyalar bende kalacak. Çocuğu da istediğim zaman göreceğim' dedi. O an kabul etmemek gibi lüksüm yoktu. Ailem burada değildi. Küçücük çocuğum vardı. Ailem geldikten sonra duruşmaya girmek istemedim. Çünkü haklarım vardı. Orada polislerin yanında tehdit etti, 'Kabul etmezsen çok daha farklı yerlere gidecek' dedi. Sonra yeniden birleştik; ancak arkadaşları arayıp, gazinolar kapalı olmasına rağmen evde kadınlarla ortam hazırlayıp buluşuyordu. Aldığı borçları ödeyemiyordu. Para olmayınca huzursuzluk da başladı. Bu şiddete dönüyordu. Çocuğumun gözü önünde kaç defa bana vurdu. Ben bunu aileme söylemiyordum ve sessiz kalıyordum. Sessiz kalınca da bunu avantaja dönüştürdü'' dedi.

'BİZİ ÖLÜME TERK ETTİ' 
Olay günü eşinin, kendisini ve kızını ölüme terk ettiğini savunan Ay, ''O gün kahvaltı yapmak için uyandırmıştım. Yer sofrası hazırladım. 'Hadi gel çocuk açıktı. Güzel bir aile kahvaltısı yapalım' dedim. 'Ben uykusuzum' dedi. 'Ben de uykusuzum. Çocuğu uyutamadığım için uyumadım. Sen oyun oynadığın için uykusuzsun' dedim. Kalmayacağını söyleyince sofraya oturdum. Sonra geldi, 'Çocuğu alacağım sana da tekmeyi vuracağım' dedi. Sıcak suyu döktü. Sıcak suyu boynumdan akmaya başladı. Ben sadece yüzümü koruyabildim. Tişörtüm üzerime yapıştığı için çıkardım. Arkamdan ısıtıcıdaki kalan suyu döktü'' diye konuştu. 

'GÖZÜMÜ KAPATTIĞIMDA O ANI YAŞIYORUM'
Yaşadıklarını unutamadığını ve her gözünü kapattığında yaşadığı anı hatırladığını belirten Ay, ''O anı, hala unutamadım. Gözümü kapattığımda o anları hatırlıyorum. Çocuğumun ağladığı çığlık sesleri aklıma geliyor. O an ölseydim kurtulurdum ama ben kaç haftadır ne yaşıyorum ne de ölemedim. O gün su üzerime döküldükten sonra buharlaştığını hissettim. Bir taraftan da çocuğum ağlıyordu. Ambulans çağırması ve hastaneye götürmesi için Ali'ye yalvardım. Hiçbir şekilde ne telefonumu bana verdi ne yardım çağırdı. Panikle babasını aradı. Ben o sırada kapıyı açıp yardım istedim. O sırada kapıya elim sıkıştı ama ben o acıyı hissetmedim bile. Sonra Ali, babasıyla telefonla konuştuğu sırada kızımı da alıp karşı komşuya geçerek yardım istedim. Sonra onlar ambulans ve polis çağırdı'' dedi. 

Rukiye Ay, kadınlara, eşlerinin uyguladığı şiddete sessiz kalmamaları ve ikinci şansı vermemelerini tavsiye ederek, ''İkinci şans verilmemeli, arada çocuk da olsa olmuyor. Ya siz ya çocuğunuz şiddete uğruyor'' diye konuştu. 

'CEZAEVİNDEN ÇIKTIĞINDA ZARAR VERMESİNDEN KORKUYORUM'
Eşi Ali Ay'ın tutuklanmasına rağmen hala korktuğunu belirten Ay, ''Daha önce açtığımız boşanma davası sürüyor. Dava sürecinde ayrı olduğumuz için nafaka ödemesi gerekiyordu. Ama ödemedi. Hakkında arama kararı çıktı, adres belirtmediği için bulunamadı. Sonra süreçte yeniden birleşmiştik. Hatta o zamanlar 'Ben nafaka için 3 ay cezaevinde yatacaksam çıktığımda bunu senin yanına bırakmam' diyordu. Şimdi cezaevinde bile olsa 3 ay sonra 1 yıl sonra çıktığında bana zarar vermesinden korkuyorum'' dedi. 

'YARDIMA İHTİYACIM VAR'
Evinin elektrik, doğal gaz ve suyunun kesik olduğunu, ev sahibinin de evi boşaltmasını istediğini belirten Ay, ''Şu an tedavi sürecim devam ettiği için ailemin yanındayım. Anne ve babam kendi hayatlarını kurdu. Ben tedavi sürecim boyunca ailemin yanında kalmak istiyorum. Daha sonra kızımla birlikte güvenli bir yuva kurmak istiyorum. İnşallah çalışacağım günlerde gelecek; ama şu an maddi manevi her türle desteğe ihtiyacım var'' diye konuştu. 

'ÇOCUĞUM BANA, ABLA, DİYOR' 
Eylül'ün yaşadığı travma nedeniyle kendisini tanımadığını anlatan Rukiye Ay, şöyle konuştu:
''Kızım yaşadığı travma ve benim bir süre hastanede kalmam nedeniyle çocuğum beni unutmuş. Bana 'abla' diyor. Yanık nedeniyle vücudumdaki kendim acımın yanında kızımın beni hatırlamaması daha çok acıydı. Aslında her şeyi hatırlıyor; ' Ali döktü', 'Geçti ama' diye kendince beni motive ediyor. Çocuğum gözümün içine bakıyor, gözü doluyor ve bana 'abla' diyor. Bana bakıp yaklaşmaması, burada olup da onunla uyuyamamak, onu uyutamamak, yemeğini yedirememek çok kötü. Umarım bu travmayı atlatır. Bunun etkisinden çıkar. Ben bu travmadan çıkabileceğini düşünmüyorum; ama kızımın çıkması gerekir. Çünkü bu olayları hatırlarsa geleceği çok kötü olabilir.''