Havai fişek fabrika sahibi tutuklu Y.C.: “Böyle büyük bir dava 9 ayda bitirilmeye çalışılıyor”
7 kişinin hayatını kaybettiği 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin davanın yedinci duruşmasının ikinci gününde savunma yapan tutuklu fabrika sahibi Y.C., “Kardeşlerimiz öldü 7 kişi. 55 yıllık emeklerimiz gitti. Babam ölmek üzere, bunun sorumlusu siz olacaksınız. İlk günden beri adalet istiyorum, kim yaptıysa sorumlusu bulunsun. Böyle büyük bir dava 9 ayda bitirilmeye çalışılıyor, apar topar sanki yangın mal kaçırır gibi” dedi.
Sakarya’nın Hendek ilçesinde bulunan havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 7 kişi hayatını kaybederken, 127 kişi yaralanmıştı. Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, hazırlanan 27 sayfalık iddianame Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilirken, 7 sanık hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Dün devam eden davada mahkeme heyeti, 7 sanık için 7’şer kez "muhtemel kastla ölüme sebebiyet verme" ve 107’şer kez "muhtemel kastla yaralamaya sebebiyet verme" suçlarından ek savunma hakkı verdi. Konuya ilişkin söz alan sanık avukatları, bu suçlamaya ilişkin savunmalarını hazırlamak için ek süre talebinde bulunmuştu.
Ferizli ilçesindeki yeni cezaevi kampüsünde bulunan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu’nda devam eden duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık A.B., “Çalışanların bir çoğu benden şikayetçi olmadı ve bu da görevimi yerine getirdiğimi gösteriyor. Kazada bir kusurumun olmadığını düşünüyorum, görevimi eksiksiz yerine getirdim. Bu patlamada ihmal ve kusurum yoktur, bu yüzden beraatimi talep ediyorum” derken, avukatı Rahşan Bengi Gezdin Kayan ise, sundukları belgelerin müvekkilinin eyleminin kazaya sebebiyet vermediğini gösterdiğini ifade etti.
Tutuksuz sanık A.A., adalete yardımcı olmak adına bildiği her şeyi anlattığını ve hiçbir ihmal ve kusuru kabul etmediğini söyleyerek beraatini talep etti. Sanık E.Ö., kendisine ne iş verilirse onu yaptığını, kendisinin hiçbir yetki ve imzası olmadığını dile getirerek beraatini talep etti.
Tutuklu sanık Y.C. ise mütalaaya karşı savunma yapmayacağını
belirterek, “Gerekli üst mahkemelere savunma yapacağım. SEGBİS’ten
bağlanmak istiyordum. Geçen duruşma SEGBİS’ten bağlandım, bana
hakaret, küfürler ediliyor, en rahat duruşma geçen duruşmaydı.
Sağlık sorunlarım var, buraya gelmek benim psikolojimi bozuyor,
küfür yiyorum. Bana bir şey olursa bunun sorumlusu sizsiniz. İkinci
patlama 9 Temmuz tarihinde oldu. Birinci patlamada ihmal var mı,
olay nasıl oldu, sabotaj var mı belli değil. İkinci patlamada
ihmal, sebebi belli, ben 20 aydır tutukluyum, bu sanıklar neden
tutuklu değil. Adalet herkese farklı mı? Ben tutuklansın demiyorum
ama adalet diyorum. Patlayan kamyona bizim imalattaki malzemeleri
yüklemiş askerler. Bende; ‘bu mallar sağlam neden alıyorsunuz?’
dedim, onlarda ‘savcı emri’ dediler. Ben böyle olmayacağını
söyledim ama kabul etmediler. Malların üstünü açıp ıslattılar ve
öyle taşıdılar, tabi bu yüzden güneşte vurdu ve ben ayın 7’sinde
tutuklandım, 9’unda bu acı olay gerçekleşti. Ben tutuklandıktan 3
ay sonra davanın mütalaası hazırlandı, hatta bu mahkemece kabul
edildi ama hala patlamanın nedeni belli olmadı. Bu patlama tesise
35 kilometre uzaklıkta oldu ve bu ürünler köylerin içinden
taşındılar. Eğer bu patlama o köylerde olsaydı oralar havaya
uçardı” diye konuştu.
Böyle büyük bir dava 9 ayda bitirilmeye
çalışılıyor
Y.C., “Bu mahkemeyi boşuna mı yapıyoruz, anladığım kadarıyla karar
zaten verilmiş. Ben burada istediğim kadar anlatayım. Verdiğiniz
mütalaa iddianamenin aynısı. Bu mütalaayla ceza vermeniz suçtur, bu
mütalaayla 7 sanığın beraat etmesi gerekiyor. Tek delil sabotaj,
başka delil yok. Sabotaj iddiasının üstü kapandı. Sürekli
konuşacağım, mahkeme bitsin yine konuşacağım. Ama bu iş ciddi bir
iştir, vebal işidir. Kardeşlerimiz öldü 7 kişi. 55 yıllık
emeklerimiz gitti. Babam ölmek üzere, bunun sorumlusu siz
olacaksınız. İlk günden beri adalet istiyorum, kim yaptıysa
sorumlusu bulunsun. Böyle büyük bir dava 9 ayda bitirilmeye
çalışılıyor, apar topar sanki yangın mal kaçırır gibi” şeklinde
konuştu.
Bu dava siyasi bir dava değildir
Y.C., “CHP, HDP milletvekillerini getiriyorlar ama bana siyaset
diyorlar. Bu dava siyasi bir dava değildir. Siyasetçi değilim, iş
adamıyım. Hakkınızı arayın ama siyasete alet olmayın, kimlerle yol
yürüdüğünüzün farkında değilsiniz, araştırın, hakkınızı doğru
arayın, yanlış yolda gitmeyin. Hazreti Ömer adaletini sağlamak
zorundasınız. Bizi eşit yargılayın. HDP’lilerin etkisi altında
kalıp bunları yapıyorsanız yazıklar olsun” ifadelerini
kullandı.
Rüşvet değildi, hakları ödendi
30 kişinin tazminatını verdiklerini söyleyen Y.C., “Bunlar rüşvet
değildi, hakları ödendi. Cezaevindeyken eşimden, dostumdan,
çevremden borç alarak ödedim bu parayı. Ödedik ama suçlu olduk.
"Olası kast" vardı madem neden baştan açılmadı, kabul etmiyoruz.
Daha iyi yerlere gelirsiniz İnşallah ama tecrübe kazanırken elini
vicdanınıza koyun. Ben sizden Hazreti Ömer adaleti istiyorum.
Burada adaleti en çok hak eden benim. Benim üzerime kumpas olduğunu
iddia ediyorum. Lütfen kumpasa alet olmayın. Ben sabotaj iddiasını
yineliyorum. Burada bir kumpas olduğunu düşünüyorum. Bu konunun
araştırılmasını talep ediyorum” şeklinde savunmasını tamamladı.