İş güvenliği uzmanlığı sınavının ardından
Memurhaber.com yazarı Dr. Adnan Ağır 30 bin iş güvenliği uzmanını adayının girdiği sınavı ve sınav sonrasını değerlendiriyor.
2004 yılında ilk kez iş mevzuatına giren iş güvenliği uzmanlığı
kavramı ve mesleği aradan geçen 10 yıllık süreçte çok kez yargı
kararları nedeniyle akamete uğramıştı.
Mühendis, mimar, teknik öğretmen, fizikçi, kimyager ve iş sağlığı
ve güvenliği teknikerlerinin olabildiği iş güvenliği uzmanlığı,
gelecek yıllarda gözde iş alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.
6331 sayılı yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun tam anlamıyla
yürürlüğe girmesiyle birlikte işyerlerinin ve işverenlerin bu
meslek grubuna olan talebi hayli artacağa benziyor. Çünkü, yanında
bir kişi dahi çalışsa iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini alması
gerekiyor işverenlerin. Aksi halde idari para cezaları hayli
yüksek.
Yürürlükteki Kanun ve yönetmelik hükümlerine göre aslında ülkenin
ihtiyacı 15.000 civarındaki iş güvenliği uzmanı ile
karşılanabilmektedir. Tabi, bu sayının başkaca bir iş yapmaması
yani 15.000 mühendis ya da teknik elemanın sadece iş güvenliği
uzmanlığı yapması halinde ihtiyaç karşılanacaktır. Oysa ki, ülkede
her sertifika sahibi iş güvenliği uzmanı bu işi yapmıyor, ya da
kısmi süreli çalışıyor. O nedenle ihtiyacı yaklaşık üç kat çarpmak
gerekiyor. Böylece 45-50 civarındaki iş güvenliği uzmanı, ihtiyacı
fazlasıyla karşılayacağa benziyor.
Nitelik ne durumda?
Sayıca istenilen miktarda iş güvenliği uzmanı bu sınav ve ardından
yapılacak Ağustos sınavı ile yetişecektir. Peki bunların saha
deneyimi ne kadar? Ben söyleyeyim. Sıfır. İş kazalarının ve meslek
hastalıklarının önlenmesine ne kadar katkı sağlayacaklar? Bütün
bunları şimdiden söylemek zor.
İşsiz mühendisler için bir çıkış yolu mu?
Her yıl binlerce mühendis mezun oluyor ve iş bulmakta
zorlanıyorlar. Bu sertifika iş bulmada belki can simidi ya da artı
değer katabiliyor.
Nitelik nasıl artar?
15 günlük bir kurs, ardından yapılan sınavla elde edilen iş
güvenliği uzmanlığı sertifikasına sahip teknik kişiler bu işi
biliyor kabul edilmekle birlikte saha deneyimi ve risk
değerlendirmesi konusundaki yetkinliği ile ancak işverenlere artı
değer sağlayabilecektir. Böyle olursa ancak iş kazalarının
azalmasına katkı sağlayacaklardır.
Çözüm: Hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan A, B ve C sınıfı gibi
kategorileri derhal ortadan kaldırmak gerekmektedir. Sektörel iş
güvenliği uzmanlığı bu işin en rasyonel çözümüdür. Üniversitelerin
mühendislik fakültelerinde bu gibi derslerin en az iki yarıyıl
okutulması gerekir ki sahaya indiklerinde yabancı kalmasınlar.
Maaşını işverenden alan bir teknik personelin ne kadar bağımsız
olacağını siz düşünün. Bu ücret meselesinde bir orta yol
bulunmadığı süre ce sonuç alamayız gibi geliyo