İslam dünyası niçin aynı günde oruca başlamıyor?
Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bazı ülkelerde Ramazan ve bayram günleri neden aynı günlere denk gelmiyor? İslam dünyası niçin aynı günde oruca başlamıyor? Yeni Şafak'tan Hayrettin Karaman yazdı...
İslam dünyası ve Müslümanların yoğun olarak yaşadığı
bazı ülkelerde Ramazan ve bayram günlerinin aynı olmaması hem
kafaları karıştırıyor hem de ümmetin birliğine aykırı düştüğü
söyleniyor. Yıllardan beri bu arızayı ortadan kaldırmak için başını
Türkiye'nin çektiği önemli ve yoğun çalışmalar yapıldı. Pek yakında
bunlara biri daha eklendi. Son toplantıda birlik sağlandığı, bundan
sonra Ramazana aynı günde başlanacağı, bayramın da aynı günde
yapılacağı ilan edildi, ancak ben uygulamanın böyle olacağı
konusundan emin değilim.
İslam ibadet hayatında, esas alınan ay takvimi, başlangıcı ve
bitişi ayın hareketlerine göre belirlenen aylardan oluşuyor.
Ramazan ayının giriş ve çıkışı da ay takvimi ile güneş takvimi
arasındaki farka göre her sene değiştiğinden, oruca başlayabilmek
için öncelikle, ramazan ayının başladığı günü tespit etmek
gerekiyor. İslam fıkhında yeni ayın tespiti için iki görüş
bulunuyor: Gözle görme ve hesapla tespit etme. Aybaşlarının
belirlenmesinde çıplak gözle görülme yöntemini tercih edenler ile
bilimsel ölçüm ve hesaplamaları esas alan fıkıh otoriteleri, zaman
zaman tarihlendirme konusunda farklılaşıyorlar. Alınan kararlarda
“dünyanın hergangi bir noktasında batı ufkunda gözle görülmenin
mümkün olduğu akşamın ertesi yeni ayın başı olsun” denmişti, bu
karar imza atanların bir kısmı bir gün öncesinden Ramazan'ı
başlattılar, daha sonraki toplantılarda onların bilim adamlarına
“Sizin ilan ettiğiniz günden bir gün öncenin akşamında hilalin
görülmesi mümkün müdür” diye sorulduğunda “Hayır, bilime göre
mümkün değildir” dediler, ama onların karar mercii kuralı bozmaya
devam etti.
Bana kalırsa bu konuyu dert etmek, ihtilaf ve kavga konusu yapmak
yerine müminleri, itimad ettikleri din ve ilim mercilerini tercihte
serbest bırakmak gerekiyor. Türkiye için Diyanet'in takvimine
itimad etmeyi tavsiye ederim; çünkü bu kurumun hem bilim hem de
dinin gerektirdiği gibi hareket ettiği ve bu konuda kılı kırk
yararcasına titizlik gösterdiğini biliyorum.
Farklı coğrafyalarda hilalin bir gün önce bir gün sonra görülmesi
mümkündür. Bu durum karşısında fıkıh alimleri iki farklı görüş
ileri sürmüşlerdir: 1. Her bölge kendi takvimini uygular, 2.Bir
yerde hilal görülünce bütün İslam dünyası oruca başlar, bayram
yapar. Birinci görüş uygulandığında bir gün önce bir gün sonra
orucun veya bayramın başlaması nasıl ümmetin birliğini bozmuyorsa,
bir bölgede müminler uykuda iken diğer bölgede iş ve ibadetin devam
etmesi (mesela Cuma namazının kılınması) nasıl birliğe zarar
vermiyorsa günümüzde bütün çabalara rağmen oruca başlama ve bayram
yapma günlerinde anlaşamamak da ümmetin birliğine zarar
vermemelidir ve vermez.
Yeni Şafak-Hayrettin Karaman