Kardeşini öldürdüğünü kabul etmedi, eşi vahşeti itiraf etti
İZMİT'te, 19 yıl sonra çöp sahasında çuval içerisinde battaniyeye sarılı kemikleri bulunan Ercüment Çetin'i öldürdüğünü emniyette itiraf eden kardeşi Recep Çetin, yargılandığı davada bipolar hastası olduğunu ve panik atak geçirdiği için yapmadığı şeyleri anlattığını öne sürerek ifadesini değiştirdi.
Tanık sıfatıyla ifade veren Recep Çetin'in eşi M.D, ise "Eşim tutuklanmadan 1,5 yıl kadar önce panik atak geçirdi. Burada ilaçların etkisindeyken bana bir cinayet işlediğini itiraf etti. Durumu doktora söyledim. Doktor, 'İlacın etkisiyle söylemiştir' dediği için üzerinde durmadım" dedi.
Karadenizliler Mahallesi'ndeki çöp döküm sahasında geçen yıl 21 Nisan günü ayrıştırma yapan temizlik işçileri, çuvalda battaniyeye sarılı insan kemikleri buldu. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen polis ekiplerinin yaptığı araştırmada, kemiklerin Ercüment Çetin'e ait olduğu ve 19 yıl önce öldürüldüğü belirlendi. Kemiklerin, İzmit’in Serdar Mahallesi'ndeki bir binanın kapısı olmayan bodrum katındaki kum yığınının altında kaldığı, binada yaşayanların koronavirüs temizliği yaptıkları sırada çuvalın içerisindeki kemikleri fark etmeyerek çöpe attıkları belirlendi.
Binada 17 Ağustos 1999 depremi öncesinde yaşayan ailenin Sakarya'daki adresini tespit eden polis ekipleri, Ercüment Çetin'in kardeşleri Recep Çetin ve Ercan Çetin'i gözaltına aldı. Ağabeyini öldürdüğünü itiraf eden Recep Çetin tutuklandı. Polis ekiplerinin yeni delillere ulaşmasıyla ilk sorgusunda adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Ercan Çetin de olaydan 1 ay sonra tutuklandı.
'PANİK ATAK GEÇİRDİM, YAPMADIĞIM ŞEYLERİ
ANLATTIM'
Ercüment Çetin'in öldürülmesiyle ilgili davaya Kocaeli 6. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşma salonunda tutuklu sanıklar
Recep Çetin ve Ercan Çetin ile avukatlar hazır bulundu. Recep Çetin
savunmasında, "Önceki aşamalarda verdiğim ifadeler doğru değildir.
Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Emniyette verdiğim ilk ifadede
bipolar hastası olduğum için panik atak geçirdim. Yapmadığım
şeyleri anlattım. 1999 yılından beri bipolar hastasıyım. Daha önce
Sakarya Korucuk ile İstanbul Bakırköy ve Erenköy'deki hastanelerin
psikiyatri bölümlerinde tedavi gördüm. Bipolar hastası olduğuma
dair rapor bulunmaktadır. Ercüment ağabeyim kaybolduğunda ben 20
yaşındaydım. Ağabeyim ise 31 yaşındaydı" dedi.
KARDEŞİNİN YANINDA RAHAT KONUŞAMADI
Recep Çetin'in savunması sırasında kardeşi Ercan Çetin'in salonda
bulunması nedeniyle rahat konuşamadığını gözlemleyen mahkeme
heyeti, Ercan Çetin'i salon dışına çıkardı. Daha sonra savurmasını
sürdüren Recep Çetin, ölen ağabeyinin de psikolojik hastalıkları
olduğunu iddia ederek,
"Ercüment ağabeyin şizofren hastasıydı. Belli bir işi yoktu. Zaman zaman bize ve anneme saldırırdı. Ben o tarihte 20 yaşında cılız bir gençtim. 30 yaş üzerindeki ağabeyimi dövme veya öldürme ihtimalim bulunmamaktadır. Bu olayı Ercan ağabeyim de yapmadı. Ercan ağabeyim iyi biridir" diye konuştu.
'ACIMI YAŞAYAMADAN CEZAEVİNE KONULDUM'
Duruşma salonuna geri alınıp, savunması alınan Ercan Çetin ise,
"Önceki aşamalardaki ifadelerim doğrudur. Suçlamaları kabul
etmiyorum. Ben asla ağabeyime zarar vermedim. Kendisiyle
tartışmadım bile" dedi.
1996 yılında üniversite kazanarak Çanakkale'ye gittiğini ve o
tarihten bu yana evden ayrı yaşadığını anlatan Ercan Çetin,
üniversite dönemi ve işi nedeniyle yıllar içerisinde gittiği illeri
anlattı. Ercüment ağabeyinin ölümünü polisten öğrendiğini ve
acısını yaşayamadan cezaevine girdiğini söyleyen Ercan Çetin,
"Kendimi ve meramımı açıklamama fırsat verilmedi. Ağabeyimle
ilişkim her türlü ispatlanabilir. Kendisi beni çok severdi. Okumam
için elinden geleni yapardı. Ben, babam ve ağabeyime verdiğim sözü
tuttum. Ancak kendisinin ölümünü öğrendim. Doğrusunu araştıramadan
bu suçtan yargılanmaya başladım. Beraatimi istiyorum" ifadelerini
kullandı.
‘ÇUVALI KOMŞULARIMLA BİRLİKTE SÜRÜKLEYEREK ÇÖPE
ATTIK'
Çuvalın bodrum kattan çıkarılarak çöpe atılmasını anlatan tanık
Ç.T. ise, "Sanıkların evi bodrum katındadır. Apartman olarak bodrum
katını temizlemek istemiştik. Ancak içeride çuval vardı. Tek
başımıza kaldıramadığımız için 4-5 kişi taşıdık. Komşularımla
birlikte sürükleyerek çöpe attık. Bu sırada çuvalın içerisinden ya
da kenarlarından kemik benzeri bir şey çıkmadı. Çuvalın yanında
kürek, çizme, perde gibi birtakım çöpler de attık. İşçilerin
kullandığı tarzdaydı. Kum da vardı. Çuval giderin üzerinde durduğu
için binada su birikmesi sorunumuz vardı. Biz de bu yüzden bodruma
girdik. Başka bir amacımız yoktu. Sanıkların evi eksi 4'üncü katta
yer almaktadır. 4 kat çıkardıktan sonra çöpe götürdük. Bu sırada
çuvalın zarar görmediğini hatırlıyorum" diye konuştu.
'EŞİM YALAN SÖYLEMEKTEDİR'
Duruşmada tanık sıfatıyla ifade veren Recep Çetin'in eşi M.D.Ç.
ise, "Eşimin rahatsızlığının olduğunu evlenmeden önce bilmiyordum.
6 aylık hamileyken öğrenmiştim. Eşim tutuklanmadan 1,5 yıl kadar
önce panik atak geçirdi. Kendisini hastaneye götürdük. Burada
ilaçların etkisindeyken bana bir cinayet işlediğini itiraf etti.
Durumu doktora söyledim. Doktor, 'İlacın etkisiyle söylemiştir'
dediği için üzerinde durmadım. Konu kapandı. Daha sonraki
dönemlerde de evde bu konudan hiç bahsetmedik. Ben bodrum kata hiç
girmedim. O yüzden bir anormallik de görmedim. Ercüment'i
tanımıyorum. Benden önce vefat etmiş. Aile içinde bu konu çok
konuşulmazdı. Mevzusu geçerse de kayınvalidem Ercüment'in
Almanya'ya gittiğini söyleyerek konuyu kapatırdı. Eşim yalan
söylemektedir. Verdiği beyanları kabul etmiyorum" dedi.
Diğer tanıkları da dinleyen mahkeme heyeti, sanık Recep Çetin'in akıl hastalığı veya zayıflığı bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasına ve her iki sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 16 Eylül’e erteledi.