Kendisi de dahil tüm ailesi selde mahsur kaldı, babasını kaybetti
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde meydana gelen sel felaketinde hasta babasının cansız bedenine ulaşan selzede, felaket haberini alır almaz tek düşüncesinin babasını kurtarmak olduğunu, ancak köye ulaşamadığı için bunu başaramadığını söyledi. Selzede vatandaş, felaket sırasında kendisinin başka bir yerde, anne ve babasının başka bir yerde çocuğunun ise evde mahsur kaldığını söyledi.
Batı Karadeniz bölgesinde 11 Ağustos tarihinde meydana gelen sel felaketinden en çok Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi etkilendi. İlçede bir çok ev, iş yeri zarar görürken, geride çamurların sardığı ilçede yıkılan binaların oluşturduğu acı manzara ve selzedelerin buruk hikayeleri kaldı.
Sel haberini duyar duymaz Bozkurt ilçesine bağlı Koşmapınar Köyü
Gürpınar Mahallesi’nde yaşayan 70 yaşındaki yatağa bağımlı hasta
babasını kurtarabilmek için köye doğru yola çıktığını, ancak sel
suları yükselince kendisinin de mahsur kaldığını söyleyen 39
yaşındaki selzede Yılmaz Topçu, yaşadığı korku dolu anları anlattı.
65 yaşındaki annesi Sultan Topçu’nun, babası Kazım Topçu’yu
kurtarmaya gücünün yetmediğini aktaran Yılmaz Topçu, selin ertesi
günü felaketin vurduğu evlerinde babasının cansız bedenini
bulduklarını anlattı.
“Önümde ve arkamda yollar çöktü”
Kendisinin sel haberini alan ilk kişilerden birisi olduğunu
vurgulayan selzede Yılmaz Topçu, “Ben de bu sel felaketinde babamı
kaybettim. Sel felaketinin ilk haberini alanlardan bir tanesi benim
ama bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Benim köyüm buradan 10
kilometre uzakta bu dere yatağında. Ben annemle görüştüm telefon
açmıştım buradan. Annem ‘Babanız boğuluyor oğlum, koşun’ dedi. Ben
de buradan arabaya atladım gittim ama bir 5 kilometre kadar
gidebildim. Oradan ileriye geçemedim çünkü çay o kadar çoğalmıştı
ki dağ gibi geliyordu yukarıdan, yollar çökmüştü önümden, geri
dönmek istedim. Bu sefer de Bayramgazi’den geriye gelemedim, çünkü
önümde de yollar çökmüştü. Zaten başka araçlar da vardı oralarda.
Oradan geri döndüm tekrar Bayramgazi’nin içine girdim. Oradan da
başka bir köye gitmek zorunda kaldım orada kalacak yerim yoktu
çünkü. Yaşarlı denilen bir köye gittim” dedi.
“Ben başka köyde mahsur kaldım, ailem başka köyde, çocuğum evde
mahsur kaldı”
Sel felaketinde babasını kaybettiğini kaydeden Topçu, “Babam yaşlı
ve yatalaktı. Sadece annem vardı köyde, annem de yaşlı zaten. Gücü
yetmemiş babamı dışarı çıkarmaya evden. Zaten annem de suyun
içerisinden çıkmış, kendisini zor kurtarabilmiş. Köydeki evimin alt
katı tamamen suyla doluyor ve hiçbir şey bırakmıyor dağıtıyor,
atıyor. Annem babamı dışarı çıkaramamış, evde kalmış babam. Ertesi
gün cenazesini çıkardık babamın. Ben köyüme ulaşamadım, tek ulaşım
hava yoluydu. Ben başka bir köyde mahsur kaldım, onlar başka bir
köyde mahsur kaldı, çocuğum burada, evde mahsur kaldı. Çok büyük
bir felaket yaşadık. Cenabı Allah bir daha böyle bir felaket
göstermesin” diye konuştu.
“Tek düşüncem babamı kurtarabilmekti,
kurtaramadım”
Sele kapılsaydı babasının cansız bedenini bulamamama ihtimallerinin
olduğunu dile getiren Topçu, “O kadar kayıp kişiler var ki nerede
oldukları bilinmiyor. Toprağa mı gömüldü, denize mi gitti, denize
getirip uzak yerlere mi sürükledi? Samsun, Sinop gibi yerlerden
cesetler çıkıyor, buradan giden cenazeler çıkıyor. İlk haberi
aldığımda hiçbir şey düşünemedim, benim sadece düşüncem babamı
kurtarmaktı. O niyetle ben yola çıktım. Ben yolda giderken sel suyu
yükselmişti yani yol da biraz alçak yola yaklaşmıştı. Ben artık
kendi canımı saymıyordum yani. Benim amacım orada babamı
kurtarmaktı. Kim olsa öyle düşünürdü zaten. Kendi canımdan ziyade
orada can kurtarmaktı benim amacım. Kurtaramadım maalesef. Allah
rahmet eylesin tüm ölmüşlerimize” şeklinde konuştu.