Kocasını tandırda yaktı! Anlattıkları kan dondurdu! Kokuyu bastırmak için...
ISPARTA'da boşandıktan sonra dini nikahla birlikte yaşamaya devam ettiği Ramazan Yılmaz'ı (45) av tüfeğiyle vurarak öldürüp, cesedini tandırda yakan Emel Gür (41) hakkında hazırlanan iddianame, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Olay, geçen yıl 23 Ekim günü Senirkent ilçesi Akkeçili köyünde meydana geldi. 3 çocuk annesi Emel Gür ile boşandıktan sonra dini nikahla birlikte yaşadığı Ramazan Yılmaz arasında tartışma çıktı. Yılmaz'ın eve alkollü gelmesi üzerine başlayan tartışmada Gür, Yılmaz'ı av tüfeğiyle ateş ederek öldürdü, ardından da cesedini tandırda yaktı. Cinayet, çiftin Antalya'da yaşayan en büyük oğlunun babasından haber alamaması üzerine köye gelmesiyle ortaya çıktı. İhbar üzerine köye gelen jandarma ve sağlık ekipleri, evin tandırında Ramazan Yılmaz'ın yanmış cesedini buldu. Gözaltına alınan Emel Gür, ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Cinayetinin ardından hazırlanan iddianame, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. 'Tasarlayarak öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılanacak Emel Gür, iddianamede yer alan ifadesinde, Ramazan Yılmaz ile boşandıktan bir ay sonra kendisini tehdit ederek evine geri götürdüğünü ve imam nikahı kıyarak birlikte yaşamaya devam ettiklerini anlattı. Bir süre Ramazan Yılmaz ile aralarının iyi olduğunu, ancak daha sonra tekrar eskisi gibi tartışmaya başladıklarını ve kendisini dövdüğünü söyleyen Gür, kavgaların şiddetlendiğini belirtti. Eski eşinin bir kadınla mesajlaşmalarını gördüğünü, geceleri bile o kadının adını sayıkladığını ve bundan dolayı tartışmaların daha da şiddetlendiğini anlatan Gür, 22 Ekim 2020 gecesi Ramazan Yılmaz'ın eve alkollü geldiğini, yine o gece kavga etmelerinden dolayı huzursuz olduğu için uyumadığını söyledi. Aynı günün sabahı Ramazan Yılmaz'ın elinde av tüfeğiyle yanına gelerek, kolundan tutup, misafir odasına götürdüğünü kaydeden Emel Gür, burada tüfeği sol şakağına dayayarak, "Kendimi öldüreceğim. Ben ölünce seni sorumlu tutacaklar. Sen de yanacaksın" gibi sözler söylediğinden bahsetti.
"Bir gün başımı alıp gideceğim"
Tüfeğin namlusunu kendi şakağına dayayan Ramazan Yılmaz'ın, sağ
eliyle tutup sağ işaret parmağını tetiğin üzerine koydurttuğunu
iddia eden Gür, Yılmaz'ın parmağıyla baskı yaparak tetiği
çektirdiğini, bu sırada tüfeğin ateş aldığını, oğlunun da yaşanan
bu olayı gördüğünü ileri sürdü. Ramazan Yılmaz'ın tüfekle
vurulmasından sonra kafasının yatak odasının eşiğine gelecek
şekilde düştüğünü, alt kısmının ise girişteki koridor kısmında
kaldığını kaydeden Emel Gür, olayın ardından çocuklarının yurtta
kalmasını istemediğinden, Ramazan'ın 'bir gün başımı alıp
gideceğim' sözünü hatırlayarak, cesedi ortadan kaldırma
düşüncesinin aklına geldiğini, bunun üzerine cesedi kolundan
dışarıya doğru sürüklemeye başladığını, ağır olduğu için
zorlandığını, bu sürede oğlunun kendisine yardım etmediğini
anlattı.
Tandırın üzerini sacla kapattı
Ramazan Yılmaz'ın cansız bedenini evinin bahçesine
indirdiğini, bahçede yatacak olursa etrafta herkesin görebileceğini
düşündüğünden cesedi evin altındaki oda şeklindeki tandır fırınına
götürdüğünü söyleyen Emel Gür, daha sonra evde kan izleri olan
yerleri temizlediğini, halıyla birlikte kan olan ne varsa cesedin
üstüne attığını, orada bulunan kağıtlarla cesedi ve yanındaki
eşyaları tutuşturduğunu ve tandırın üzerini sacla kapattığını
belirtti. Olay sırasında kızı ve küçük oğlunun evde olduğunu, küçük
oğlunun olayları gördüğünü, Antalya'dan gelen büyük oğluna da
yaşananları anlattığını söyleyen Emel Gür, kızına ise babasının
evden gittiğini söylediğini ifade etti.
Kokuyu bastırmak için plastik çaputu yaktı
Ramazan Yılmaz'a ait telefonu, Eğirdir Gölü'ne attığını belirten
Gür, telefon burada bulunursa Yılmaz'ın intihar ettiğinin
düşünüleceğini belirtti. Eve geri döndüğünde Ramazan Yılmaz'ın
cesedinin yanmaya devam ettiğini, ara sıra paspaslar ve
battaniyelerle ateşi beslediğini, cesedin yanıp kül olan
kısımlarını el arabasının içerisine koyduğunu, ancak o el arabasını
tandırdan çıkarmadığını, planının sabaha kadar cesedin yanması
olduğunu daha sonra da kalan parçalarını çuvala koyarak bahçedeki
su kuyusuna atmayı düşündüğünü, ceset kokusunu bastırmak için de
etrafta bulduğu plastik çaputu ateşe atarak yaktığını söyledi.
Gece karanlığında cesedi çuvala koymak için
uyandı
Akşam olduktan sonra kızı ve oğluyla oturup televizyon izleyip çay
içtiklerini, daha sonra uyuduklarını anlatan Emel Gür, sabah
olmadan gece karanlığında cesedi çuvala koymak için uyandığını,
Antalya'da yaşayan oğlunun geldiğini, kendisine babasına
ulaşamadığını ve nerede olduğunu sorduğunu, bunun üzerine de oğluna
olup biteni anlattığını belirtti. Olayla ilgili dava ileriki
günlerde görülecek.