Sendikalar; çalışanların ortak hak ve
çıkarlarını korumak, başta ekonomik olmak üzere her türlü
problemlerini çözmek amacıyla kurulmuş, resmi devlet kurumlarından,
siyasi partilerden, iktidar örgülerinden bağımsız
kuruluşlardır.
Şu an gündemde “Toplu Sözleşme” görüşmeleri
nedeni ile sendikalar yine başat köşededir. Toplu Sözleşme
masasındaki yetkili Memur-Sen, taleplerini yetkili
kurullara iletti. Bu istekler her memurun altına imzasını atacağı
türden isteklerdir. Masada yetkili olmayan sendikalar ve bunların
üyeleri ile kendi üyeleri Memur-Sen’i bir önceki toplu sözleşme
dönemindeki memur maaş artışındaki tutumundan dolayı eleştirmişti.
Fakat tüm bu eleştirilere rağmen 2016-2017 yıllarındaki memur maaş
artışlarında tüm hizmet kollarında yine Memur-Sen yetkilidir.
Sendikaların devletten istediği, devletin memurlara vermeyi
planladığı maaş artışı tumturaklı cümlelerle, istatistiklerle güzel
şekilde ambalajlanmıştır. Bu raporları satır satır okuyup
yorumlamak da ayrı bir uzmanlık alanıdır. Fakat memurlar başta
olmak üzere kamuoyu, tüm bunları abesle iştigal olarak
görmektedir.
Kamuoyunun gördüğü şudur. Devlet, çalışanına
çay kaşığı ile maaş artışı vermek istemektedir.
Masanın etrafında bulunan sendikalar ise, maaş artışını
kepçe ile istemektedir. Toplu Sözleşme masasındaki
yetkili sendika Memur-Sen ise; hakkını savunmakla
yetkili olduğu memurlar için insanca yaşam için kâfi miktarda, yani
kaşıkla memur maaş artışı istemektedir. Kısacası
tablo bundan ibarettir.
İsteyen yetkili sendika Memur-Sen’in yetkili kurullara verdiği
maaş artışını en ince detayına kadar, Memur-Sen’in sitesindeki şu
linkten okuyabilir. ( )
***
Benim Memur-Sen’in Toplu Sözleşme görüşmelerine sunduğu
isteklerden en ilgimi çekeni ise Memur-Sen Başkanı Ali
Yalçın’ın açıkladığı, “Kamu görevlilerine Cuma Namazı
izni.” konusu oldu. ( ) 1980’lerde orta öğrenim öğrencisi
idim. Ortaokul yıllarımda ve lise yıllarımda bazı öğretmenlerimizin
izin vermesi; daha da çoğu izinsiz yani hatalı bir iş
yapıyormuşçasına Cuma Namazı saatlerine denk gelen derslerden
kaçarak Cuma Namazlarına gittik. Fakülteden mezun olduktan sonra
öğretmen olarak göreve başladık. Bu zaman da okul idaresi ile Cuma
Namazı saatlerine ders konmaması pazarlıkları başladı. Sınıf
öğretmenleri için böyle bir durum da söz konusu değildi. O zaman
maalesef bir çok öğretmen ve kamu çalışanı bu saatlerde ya Cuma
Namazını terk etti ya da o saatlerdeki mesaisinde Cuma Namazına
devam etti. Bu sorunu tüm kamuoyu bilmesine rağmen bu güne kadar
kimse bu sorunu çözmek için adım atmadı.
Memur-Sen gözler önünde olan bu sorunu Toplu Sözleşme masasına
getirmekle kamuda çalışanların büyük bir sorununu daha çözecektir.
Tıpkı 12 milyon 300 bin imza toplayıp, kamuda başörtü ile serbest
çalışma özgürlüğünü getirdiği gibi kangren olmuş olan bu sorunu da
basit bir şekilde çözecektir. Şimdiden vesile olanlara teşekkür
ediyorum.
***
Ülke gündemi maalesef mevsim normallerinin üzerinde ısındı ve
ısınmaya devam ediyor. Maalesef bu toprakların uzun yıllar ana
gündemi olan “terör” yine başköşedeki yerini
alıyor. Yüreklerimiz ekranlara yansıyan şehit haberleri ile yangın
yerine dönüyor. Bu ülke hepimizin. Tüm kuruluşlarımız, tüm
insanımız topyekün bu sorunu çözmek için birlik olmalı, güzel
ülkemizi ve insanımızı bu bataklıktan çıkarmalıdır.
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, geride bıraktıkları
yakınlarına can-ı gönülden sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Mekânları
cennet olsun. (31.7.2015)