Muhasebe denetmenlerinin başı KHK ile dertte!

Bu konuda dertli olan ve mağdur duruma düştüklerini belirten muhasebe ve Milli Emlak Denetmenleri seslerini duyurmak; en kısa zamanda mağduriyetlerine çözüm bulmak istiyor...

Bu konuda dertli olan isimlerden birisi de Eski Muhasebe Denetmeni Doğan Yıldırım, bu soruna çözüm arayan Yıldırım, şunları söylüyor...

6223 sayılı Yetki Kanununa dayanılarak çıkarılan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Maliye Bakanlığı teşkilât yapısı içinde aynı statü ve özlük haklarına sahip oldukları Vergi Denetmeni meslektaşlarının; Maliye Bakanlığının merkezî denetim elemanları olan Maliye Müfettişleri, Hesap Uzmanları ve Gelirler Kontrolörleri ile birlikte aynı unvan altında birleştirilerek Vergi Denetim Kurulu çatısı altında Maliye Bakanına bağlı olarak Vergi Müfettişi unvanı altında birleştirildiklerini ifade eden Muhasebe ve Millî Emlâk Denetmenleri, kendileri için de bu yapıya benzer bir düzenleme yapılacağı beklentisi içine girmişlerken, aynı yetki Kanununa dayanılarak çıkarılan 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile denetim, inceleme ve soruşturma işlerini yaptıkları birimlerde müdür yardımcısının altında idarî anlamda görev ifa eden muhasebe ve millî emlâk uzmanı unvanlı personelle Defterdarlık Uzmanı unvanında birleştirilmelerinin kendileri açısından tam bir hayâl kırıklığı oluşturduğunu, bu düzenlemeler neticesinde, eşitleri olan Vergi Denetmenleri ile aralarında özlük hakları ve statü anlamında bir uçurumun oluştuğunu ifade etmektedirler.

Bununla birlikte, 31/10/2011 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliği ile, Muhasebe Denetmenlerinin yürüttüğü kamu hesaplarını denetleme görevi ile Millî Emlâk Denetmenlerinin ifa ettiği kamu mallarını denetleme görevlerinin de unvanları Vergi Müfettişi olan kişilere verildiğini dile getiren Muhasebe ve Millî Emlâk Denetmenleri, 25/06/2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Maliye Bakanlığı Defterdarlık Uzmanlığı Yönetmeliğinde de bu görevlerin eskiden olduğu gibi yine kendilerine tevdî edildiğini, bu anlamda da ortaya bir görev ve yetki karmaşasının ortaya çıktığını, Maliye Bakanlığı yetkililerince her platformda unvan standardizasyonu, aynı işin birden çok birim tarafından yapılmaması, personel kaynağının rasyonel bir şekilde kullanımının sağlanması gibi gerekçelerle yapıldığı belirtilen düzenlemeler neticesinde böyle bir sonuca ulaşılmasına anlam vermelerinin mümkün olmadığını belirtmektedirler.

11/01/2012 tarihinde Maliye Bakanlığında dernek yöneticileri ile yapılan ve Maliye Bakan ve Müsteşarının da iştirak ettikleri toplantıda Sayın Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in Muhasebe ve Millî Emlâk Derneği yöneticilerine hitaben, yönetmelikle düzenlenebilecek hususların yönetmelikle, yönetmelikle düzenlenemeyecek hususların ise kanunla düzenleneceği yönünde beyanda bulunduğunu belirten Muhasebe ve Millî Emlâk Denetmenleri, 659 sayılı KHK’nin Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarih olan 02/11/2011 tarihinden bu yana pozisyonlarını düzeltici, mevcut sıkıntılarını izâle edici, ortaya çıkan hak kayıpları ve adaletsizlikleri giderici herhangi bir kanunî düzenleme yapılmadığını, bunun aksine, yürürlüğe konulan Defterdarlık Uzmanlığı Yönetmeliğinde yer verilen hükümlerle de, kanunî bir şekilde elde ettikleri denetim elemanlığı güvence, görev, yetki ve statülerinin de Bakanlık onayı ile kendilerinden alınabilir duruma getirildiğini, bunun neticesinde herhangi bir Defterdarlık biriminde müdür yardımcısının altında çalışma durumlarının ortaya çıkmasının işten bile olmadığını dile getirmektedirler.

Haksız güçlülere karşı haklı zayıfları koruyan bir yönetim anlayışına sahip olduğunu bildikleri Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a yazdıkları mektuplarla, Maliye Bakanlığı denetim birimleri arasında KHK’ler ile ortaya çıkan durumu izâh etmeye çalışan ve düzeltilmesi yönünde ilgili ve yetkili makamlara gerekli talimatı vermesi hususunu kendisine arz ettiklerini söyleyen Muhasebe ve Millî Emlâk Denetmenleri, aynı zamanda 659 sayılı KHK’nin ilgili hükümlerinin yargılamasının Anayasa Mahkemesi’nde devam ettiğini ve buradan iptal yönünde bir kararın çıkmasını umutla beklediklerini ifade etmektedirler.