Öğretmenler Gezi Parkı için iş bıraktı!

Taksim Gezi Parkı direnişine destek vermek ve iş güvencesine yapılan saldırıları protesto etmek isteyen Eğitim İş'li öğretmenler iş bırakma eylemi yaptı...

Eğitim-İş, Taksim Gezi Parkı direnişine destek vermek, hükümetin uygulamalarına “dur” demek ve hükümet tarafından iş güvencesine yapılan saldırıları protesto etmek için bugün Türkiye genelinde iş bıraktı.

Eğitim-İş'in grev çağrısı üzerine sabah saatlerinde Mithatpaşa'daki Ankara Şube önünde toplanan Eğitim-İş üyesi öğretmenler, Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların da katılımıyla Sakarya Caddesi üzerinden Kızılay'a yürüyüşe geçti.

Ellerinde “Velev ki çapulcuyuz”, “Köleliğe hayır”, “Edison pişman”, “Diren Gezi” pankartları taşıyan eylemciler “Her yer direniş, her yer Taksim” “Faşizme karşı omuz omuza”, “Buralar karışık sakın dönme Tayyip”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganları atarak Kızılay meydanına geldi.

Eğitim-İş Ankara Şube Başkanı Kasım Demirci burada basın açıklaması yaptı ve AKP'nin, kamu çalışanlarının iş güvencesini ortadan kaldırarak, itaatkar memur yaratmayı, ardından da başta eğitim ve sağlık olmak üzere tüm kamu hizmetlerini yerellere devredip özelleştirmeyi amaçladığını vurguladı. Demirci, “Bu nedenle de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'ndaki değişikliği öngören yasa tasarısını Meclis'e sunarak torba yasalar marifetiyle birçok düzenlemeyi halkın gözünden kaçırıp emekçileri torbanın içinde mahkum etmeye çalışmaktadır” dedi.

AKP iktidarının 11 yıldır uyguladığı küreselleşme politikalarıyla birlikte yeraltı ve yerüstü tüm ekonomik tesislerin çok uluslu şirketlere ve onların işbirlikçilerine peşkeş çekildiğini vurgulayan Demirci, şöyle konuştu:

“Halk uygulanan ekonomik politikalar ile yoksullaştırıldı. Şimdi de kamu çalışanları köleleştirilmeye ve tüm kamu hizmetleri özelleştirilmeye çalışılıyor. Eğer bu gerçekleşir ise bundan sadece kamu emekçileri değil tüm yurttaşlarımız etkilenecektir. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan haberleşmeye kadar her şey özelleştirilecek ve tamamen paralı hale getirilecektir.

İktidara geldiği günden bu yana emekçilerin işine ve aşına göz diken siyasal iktidarın, özelleştirmenin önünde en büyük engel olan iş güvencemize saldırmasına izin vermeyeceğiz. İş güvencemize sahip çıkacağız. Çünkü iş güvencesi geleceğimize güvenle bakmak demektir. İş güvencemizin ortadan kaldırılması demek, başta örgütlenme özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınması demektir. İş güvencesinin ortadan kaldırılması 2,5 milyondan fazla kamu çalışanının rotasyona tabi olması, göçebe hayatına mahkum edilmesi demektir. Esnek ve kuralsız çalışma demektir. Performansa dayalı, işverenin iki dudağı arasına bağlı ücrete mahkum olmak demektir.”

Demirci, bir taraftan emekçileri işsizliğe ve yoksulluğa mahkum eden AKP hükümetinin bir taraftan da halkın özgürlük ve demokrasi taleplerine tahammül edemediğini kaydetti ve şunları söyledi:

“Son bir haftadır yaşananlar ülkemizin polis devletine dönüştürüldüğünün açık göstergesidir. Halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla mükellef olan polis, bugün halkın can ve mal güvenliğini tehdit eder boyuta gelmiştir. Cadde ve sokaklarda insanlarımız dolaşamaz olmuştur. Kentlerimiz ABD ve Brezilya patentli gaz kokularına boğulmuştur. Gece yarıları yüzlerce polis cadde ve sokaklarda dolaşıp her gördüğü vatandaşa gaz bombası atmaktadır. Medya susturulmuş zapturapt altına alınmıştır. Ülke adeta işgal günlerini yaşamaktadır.

Bu bağlamda yurtseverleri, emekçileri, tüm halkımızı tarihsel sorumluluk gereği birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”