Memur Haber Mobil Uygulama
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Memur Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişiminden
yargılanan "Paşa" lakaplı Zekeriya
Kuzu'nun aynı davada 4 ayrı gasp ve yağma suçlamasıyla
yargılandığını biliyor muydunuz?
Anlatayım...
Tarih 16 Temmuz 2016.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris'te kalmış olduğu otelden
ayrılmasından bir süre sonra darbe teşebbüsünde bulunan
teröristler, 3 askeri helikopterle otele saldırı
düzenliyor.
Havadan helikopterler, yerden teröristler kendilerine
karşılık veren Erdoğan'ın yakın korumalarını yoğun ateş altına
alıyor.
Erdoğan'ın yakın koruması olan Uşaklı Mehmet Çetin, bu
saldırı sırasında hain kurşunlara hedef olmaktan kaçamıyor ve
oracıkta şehit düşüyor.
Uzun süren çatışma sonunda mühimmatları biten bazı koruma
polisleri darbecilerin eline düşüyor. Elleri ve ayakları plastik
kelepçelerle bağlanan polisler, Erdoğan'ın yerini söylemeleri için
korkunç işkencelere maruz kalıyor.
Pek çoğu kendinden geçip bayılıyor.
Erdoğan'ın izine rastlayamayan teröristler bir süre sonra
olay yerinden ayrılmak için harekete geçiyor. Yakıt sorunu
çeken helikopterler kendilerini almadan Çiğli'ye döndüğü için,
teröristler yaya olarak kaçıp ormanda izlerini
kaybettiriyor.
Yaklaşık iki gün ormanda saklanan teröristler, açlık
sıkıntısı çekmeye başlıyor. Herkes üzerinde ne kadar para varsa
çıkarıp ortaya koyuyor.
Amaçları, yerleşim alanına inip bir marketten alışveriş
yapmak.
Bu sırada "Paşa" lakaplı
Zekeriya Kuzu, ceplerinden bir tomar para ve 4 ayrı cüzdan
çıkarıp toplanan paraların üstüne atıyor.
Herkes şaşkınlıkla kendisine baktığında şu açıklamayı
yapıyor:
"Para sıkıntısı çekeceğimizi bildiğim için koruma
polislerinin üzerindeki cüzdan ve paraları zorla
aldım!"
Yani, "ölü soygunculuğu"
yaptığını, şehit Mehmet Çetin ile elleri ayakları bağlanmış
diğer yaralı polisleri soyduğunu itiraf ediyor.
O sırada ne oluyor biliyor musunuz?
Erdoğan'ı katletmek için Marmaris'e gelen, koruma polisini
şehit eden hainlerden bazıları, kul hakkından dem
vuruyor, "Biz bu paraya dokunamayız"
diyor!
Bir süre sonra kul hakkı falan kimsenin umrunda olmuyor
tabi...
Eşit derecede pay edilen gasp ve yağma paralarıyla yiyecekler
alınıyor ve afiyetle yeniyor.
Allah'ın adaletine bakın ki bu durumu duruşma
anında kendileri itiraf ediyor.
17/25 Aralık veya 15 Temmuz darbe girişimleri başarılı olmuş
olsa, Erdoğan'a hırsız damgası vurmaya çalışan bu
"ölü soyucular" ülkeyi
yönetecekti.
Mümkünatı olsa, kendilerini ameliyat eden hekimin
elindeki neşteri bile çalacak kadar azgınlaşan bu sapkın
grubun adaletine kalacaktık!
Göklerden gelen şaşmaz kararın sahibine hamdolsun ki
başaramadılar.
ZORUNLU AÇIKLAMA
"Görevden alınacak belediye başkanları"
başlıklı yazımı okuyanlar hatırlayacaktır.
O yazıda, listeye eklediğim Sultangazi'yi daha sonra listeden
çıkardım. Kafalarda oluşan soru işaretlerine cevap vermek adına
bunu neden yaptığımı açıklayayım.
İstanbul'u bilenler bilir, Sancaktepe'nin eski adı Sarıgazi
idi. Listede parantez içinde "Sarıgazi"
ismini görünce dikkatsiz davranıp Sultangazi
yazmışım.
Hatamı uyarılar üzerine farkedip düzelttim ve Sultangazi
Belediyesi'yle iletişime geçerek özür diledim.
Bunun yanısıra, iki belediye ile ilgili daha açıklama yapma
ihtiyacı doğdu.
O yazıda ismi geçen Amasya
Belediye Başkanı'nın sosyal medya üzerinden açıklama
yaptığını, beni iftira atmakla, tetikçi olmakla ve çıkar
karşılığı yazı yazmakla suçladığını gördüm.
Başkanı tanımam. Hasmım da hısmım da değil.
Yazıyı dikkatle okursanız, Fetöcü suçlamasında bulunmadığımı,
yanlış icraatlar sonucu AK Partilileri küstürmekle suçladığımı
göreceksiniz.
Yanlış icraatlar derken iftira atmadım..
Aksine, Etik Kurulu'nun hazırladığı rapordan bahsettim. Madem
başkan bunu tetikçilik ve iftira olarak yorumluyor, o
zaman hepinizin huzurunda kendisine bir çağrıda bulunmak
istiyorum.
Sayın başkan...
Kendinizin ve çalışma arkadaşlarınızın birinci derecede
yakınlarını torpille belediye kadrosuna aldırdınız mı?
Bu alımlarla ilgili Etik Kurulu'na nasıl bir savunma verdiniz
ve Etik Kurulu'nun kararı ne oldu?
Lütfen, o kararı orjinal şekliyle sosyal medya
hesabınızdan paylaşınız. Eğer o kararı okuyan kamuoyu sizi
haklı bulursa, söz veriyorum, sizden özür dileyeceğim!
Ve bir çağrı da Darıca'ya...
Sayın Şükrü Karabacak.
Kızınız Vildan Bozdağ'ın 17/25 Aralık darbe girişiminden
sonra AK Parti üyeliğinden istifa ettiği doğru mu?
Damadınızın, Fetöcü Boydak ailesiyle bir yakınlığı var mı,
yok mu? Ve bu damadınız şu anda nerede, hangi ülkede ikamet
ediyor?
17/25 Aralık sonrası özel kalem müdürlüğünüze getirdiğiniz
kişinin Fetö okullarında eğitim almışlığı var mıdır? Bu
okullarda "Abilik" görevinde bulunmuş
mudur?
15 Temmuz darbe girişimi sonrası belediye bünyesinde Fetö ile
uzaktan yakından ilgisi olmamasına rağmen, görevden aldığınız kişi
sayısı kaçtır? Bu kişilerin Fetö ile bağlantılarını benimle veyahut
kamuoyu ile paylaşır mısınız?
Cevabınızı bu sayfada aynen yayınlayacağım.