'Organ nakli olanlara koronavirüs aşısını öneriyoruz'

ANKARA Şehir Hastanesi Böbrek Nakli Sorumlusu Doç. Dr. Erkan Ölçücüoğlu, diyaliz hastası olarak yaşamlarını sürdüren ve böbrek nakli olan hastaların sırası geldiğinde koronavirüs aşısı olmaları gerektiğini söyledi.

Doç. Dr. Erkan Ölçücüoğlu, diyalize giren hastalara daha önce inaktif aşıların yapıldığını hatırlatarak, "İnaktif aşıları öneriyorduk bu hastalara. O bilgiler ışığında hala öneriyoruz. Bilim Kurulu da bu konuda kararını daha net bir şekilde açıklayacak. Bizim bugünkü bildiğimiz bilimsel veriler ışığında diyaliz hastalarına inaktif aşılar yapılabilir. İnaktif aşı bir terim. Örneğin Hepatit B aşısı inaktif aşıdır. Koronavirüs aşısının da inaktif aşı olduğunu düşünüyoruz. Bundan dolayı da geçmişteki bilgilerimize güvenerek bunu 'Olabilirsiniz' diyoruz. Böbrek yetmezliği hastaları da bu aşıyı olabilir. Bu tür hastalar yine kendi takipleri yapıldığı kliniklere gidip doktorlarının bilgisi dahilinde gerekli tetkikler yapıldıktan sonra aşılarını olabilirler. Burada bir sakınca şu anki veriler ışığında yok" dedi.

'NAKİLDEN 2-3 AY SONRA OLABİLİR'
Doç. Dr. Ölçücüoğlu, böbrek nakli olan hastalarda aşı uygulamasına ilişkin ise "Böbrek nakli olmuş hastalara belli bir kan tablosuyla, nakilden 2-3 ay sonraki durumlarına bakarak inaktif aşıyı yapabiliyoruz. Koronavirüs aşısının da bu cins aşıdan olduğunu düşündüğümüzde; kişi nakilden 2-3 ay sonra kendi hekimine danışarak o aşıyı olmayı kabul edebilir. Biz öneriyoruz. Fakat şu an elimizde bu aşıyı vurulmuş organ nakli hasta grupları yok. O nedenle sonuçlarını tam bilmiyoruz. Ama nihayetinde bunlar riskli grupta hastalar. Aşılama da bir koruyucu hekimlik demek.

Ve şu an virüse karşı elimizde bulunan en güçlü silahımız olan aşıyı da bu tür organ nakli olmuş hastalarımıza önermek istiyoruz. Çünkü nakil hastalar; koronavirüs olduğunda yüzde 10 ila 30 oranına kadar 'mortalite' dediğimiz hasta kaybı veya organ kaybına giden oranlar karşımıza çıkıyor. Yani bu hastaların koronavirüs olduğunda yaşamlarını ya da organlarını kaybetmesi riski daha fazla. Bu konuda aşının bize hem hayatını hem de organını korumada büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.