Prof. Dr. Alper Şener'den, çift kat maske önerisi
ÇANAKKALE'de koronavirüs (Covid-19) vaka sayısı bir ay öncesine göre yüzde 50 artış gösterirken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener'den çift maske kullanımı önerisi geldi.
Şener, "Cerrahi maskenin geçirgenliği ıslanma durumunda arttığı için iki tane cerrahi maske takmalıyız. Çift kat cerrahi maske virüsün geçirgenliğini yüzde 90 oranında önlüyor. Bunun artı bir avantajı da var, toplu taşımalarda ve sosyal mesafenizi koruyamadığınız durumlarda çift kat maske sizi daha çok koruyacaktır" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki günlerde yaptığı açıklama ile Çanakkale'de koronavirüs vaka sayısının bir ay öncesine göre yüzde 50 oranında arttığını belirtti. ÇOMÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alper Şener ise maske, mesafe ve el hijyeni üçlemesinin salgından korunmanın ana unsuru olduğunu belirterek, ana omurgayı maskenin oluşturduğunu söyledi.
Hangi tür maskeyi seçmenin ve kullanımının önemine değinen Prof. Dr. Alper Şener, "Dışarıda kullandığımız bez maskelerin virüsü geçirmeme oranı yüzde 60 iken, cerrahi maskeler çift kat olduğu için virüsten koruma oranı yüzde 80'e ulaşıyor. N95 ve N99 dediğimiz maskelerin ise yüzde 99'a kadar virüsten koruma özelliği var. Cerrahi maskesinin telini burnumuza yerleştiriyoruz, burun kısmını sıkıyoruz ki nefes alıp verdikçe virüsü dışarıdan içeriye almayalım. Cerrahi maskenin geçirgenliği ıslanmayla birlikte kaybolduğu bilindiği için iki tane cerrahi maske takmalıyız. Bu kez teli çene kısmına getirmeliyiz. Çift kat cerrahi maske virüsün geçirgenliğini yüzde 90 oranında önlüyor. Bunun artı bir avantajı da var. Toplu taşıma araçlarında özellikle virüsün yükünün yoğun olduğu dönemlere giriyoruz. Virüs yükünün yoğun olduğu alanlarda ve sosyal mesafeyi koruyamadığımız alanlarda, özellikle toplu taşıma araçlarında bu şekilde çift maske takmak artı bir avantaj. Şu anda piyasada kullanılan her cerrahi maskenin geçirgenliği standart değil ne yazık ki. Avrupa Birliği ölçeğinde olan ‘CE’ belgesine sahip maskeler Türkiye'de yaygınlaşmış değil. Çift maske özellikle kalabalık alanlarda toplu taşımalarda, maske ile ilgili oluşabilecek dezenformasyon, yırtılma ve ıslanmaya karşı bir önlem olarak kullanılabilir. Çift maske kullanımı konuşma sırasında maskenin burundan ya da çeneden çıkmasını engelliyor. Kulağımıza çapraz olarak taktığımız için de maske sabit hale geliyor" dedi.
'KAPALI ALANDAKİ 3 KİŞİ AÇIK ALANDAKİ 10 KİŞİYE
EŞİT'
Çanakkale'deki vaka sayısının yüzde 50 oranında artış göstermesinin
sebeplerini de değerlendiren Prof. Dr. Alper Şener, şöyle
konuştu:
“Türkiye ve Dünya ölçeğinde baktığımızda koronavirüs olguları
artıyor. Aslında biz buna terminolojik olarak 2'nci dalga
diyoruz ama bilimsel olarak baktığımızda bu aslında 2'nci dalga
değil. Çünkü Türkiye ölçeğinde 1'inci dalgamız hiç bitmedi. Yaz
boyunca günlük 2 bin civarındaki vaka sayılarımız devam etti. Biz
aslında bunu 1'inci dalganın içerisinde gerçekleşen dalgalanmalar
olarak görüyoruz. Umut ediyoruz ki, Nisan ayında gördüğümüz gibi
günlük 5-6 bin sayılarına ulaşarak ikinci piki yaşamayız.
Türkiye’nin geneline baktığınızda kalabalık nüfusu olan,
metrekareye daha fazla insan düşen illerde hasta sayısında
yoğunlaşma görüyoruz ama metrekareye düşen insan sayısı az olan
illerde de, örneğin Çanakkale ilinde hastalığın yaygınlaştığını ve
daha sık görülmeye başladığını biliyoruz bir ay öncekine
göre. Artıştaki bir unsur da insan trafiği. İnsan trafiğinde
hali hazırda dışarıda vakit geçirme ve beraberinde kapalı
mekanlarda vakit geçirme alışkanlıkları sürüyor. Özellikle eğlence
mekanlarında vakit geçirme alışkanlıklarında yaygınlaşma var. Çünkü
sahaya baktığımızda şunu zaten gözlemliyoruz; vardiyalı
çalışmaya geçtikçe insanlar boş vakitlerini evin içerisinde
geçirmek yerine yine eğlence mekanlarında, kahvehane gibi yerlerde
geçirmeyi tercih ediyorlar. Dolayısıyla dışarıda olan seyrek
birim içeriye girip kalabalıklaştıkça virüsün yaygınlaşmasını
engellemek mümkün değil. Bizim stratejimiz şu olması
lazım: Eğer boş vaktinizi değerlendirecekseniz park, bahçe
gibi açık alanlarda yürüyüş yaparak değerlendirmek
gerekir. Toplu taşıma araçlarını olabildiğince az
kullanmalıyız. Çünkü toplu taşıma araçlarında bulaşı engellemek ne
yazık ki mümkün değil. Bu nedenle bireysel taşıtları kullanmalıyız.
Bunlar bisiklet, motosiklet, scooter olabilir. Ya da toplu taşıma
araçları için camların açılması, araç sayısının artırılması gibi ek
önlemler alınabilir. Özellikle toplu taşıma için Türkiye
genelinde ek önlem gerekecek gibi gözüküyor. Kapalı alandaki 3
kişi açık alandaki 10 kişiye eşit. Açık alanda 10 kişiyle alınacak
hasta yükü kapalı alanda 3 kişiyle alınır."
YAYALARA DA TAKİP MESAFESİ ÖNERDİ
Çanakkale özelinde ise kordon boyunun mevsim normalleri üzerinde
seyreden sıcaklıklar nedeniyle oldukça kalabalık olduğuna dikkat
çeken Prof. Dr. Alper Şener, "Kordon boyu kalabalık oluyor. Orada
zaten sosyal mesafe tamamen kayboluyor, deniz kıyısı
olduğundan. Güvenli takip mesafesi 1 metre. Bunu trafikteki
güvenli takip mesafesi gibi düşünmek lazım. Trafikte fazla
yaklaşırsanız kaza yapma ihtimaliniz artar. Yürürken de güvenli
takip mesafesini kaybederseniz, virüsü kapma ihtimaliniz artar.
Virüsü kaparsanız da ya ayakta hafif geçireceksiniz, ya da ağır bir
şekilde geçirecekseniz. Ağır geçirirseniz de hali hazırda Türkiye
için yüzde 4 gibi ölüm riski var. Dolayısıyla kabul edilebilir
bir risk mi değil mi buna vatandaşımız kendi karar vermesi lazım"
dedi.