Eve dönüş yolumda oldukça aktif bir referandum kampanya noktası
var. Evetçilerle hayırcılar haftalardır hem yan yana hem de karşı
karşıya kampanya yürüyor.
Mecburen önünden geçtiğim çadırlarda hergün farklı bir manzara
vardı. Ancak bir akşam gördüğüm şeye takılıp kaldım.
Kampanya yürüten partililerden biri arkada çalan müziğin
ahengine kapılmış halayla horon arası dans ediyordu. Bir elinde
yanındaki arkadaşının eli, diğer elinde ise kampanyasını yürüttüğü
safın broşürü. Yanında ise daha sonra kızı olduğunu anladığım
bir sevimli çocuk. Gürültünün yüksekliğinden bahsetmeme gerek yok
sanırım!
Çocuğu gördüğümde annesinin eteğini yakalamış dikkatini
çekmeye çalışıyordu. Önce bir kaç adım yürüdüm sonra geri
dönüp olacakları izlemeye karar verdim.
Çocuk defalarca annesine o gürültüde sesini duyurmaya çalıştı.
Ancak annesi davasına ve müziğe kendini öyle bir kaptırmıştı ki
çocuğun orada olduğunun farkında bile değildi, horonla karışık
halayına devam ediyordu.
Abartısınız söylüyorum yüzünü çevirmedi bile! Ta ki müzik bitene
kadar.
Sonrasında ise çocuğa öylesine bakıp dinliyormuş gibi yaptı.
Ardından müzik yeniden başladı ve aynen devam...
Peki bir önemi var mı o annenin 'evet'çi ya da
'hayır'cı olmasının?
Bence yok!
Herkes ülkesinin, çocuğunun geleceği için uğraşıyor değil
mi?
Aslında değil!
Bir çocukla ilişkisinde 'adalet ve
demokrasi'den uzak bir tutum sergileyenlerin ülkenin
geleceği ve demokrasiyle ilgili vaatleri havada kalır.
Hele ki 2 gün sonra sandıkta o çocukların geleceği
oylanacaksa!
Sandıktan ister 'evet' çıksın ister
'hayır'...
Ülkeyi yönetenler aynen o çocukla annesinin yaşadığı gibi
yanında sesini duyurmak isteyenlere kulaklarını
tıkarsa, geleceğimiz karanlık!
Ancak sesini bastıran tüm gürültüye rağmen eğilip o çocuğun
gözüne bakan bir zihniyet hepimizi aydınlığa
ulaştırır.
İşin sırrı BEN değil BİZ olmakta!
Referandumda seçmen olarak ister evet deyin ister
hayır!
Kimin evet kimin hayır dediği sadece bir istatistik. Farkı
yaratan, geleceğimizi şekillendiren o kararı verirken
'neden evet' ya da 'neden hayır'
dediğimizde.
İşin sırrı bilinçli bir tercih yapıp vicdanımızı ve aklımızı
ikna etmekte.
Önce sandıkta oylayacağımız 18 maddeyi mutlaka
dikkatlice okuyun. Son kez kim ne demiş tarafsız bir bakışla
yeniden dinleyin. Mevcut sistemi tüm artıları ve eksileriyle
değerlendirin.
Tercihinizi son kez bir teste tabi tutun!
Kararını verdiğiniz şey hepimize iyiyi, doğruyu ve adil
olanı getiriyor mu?
facebook.com/obenimannem
twitter.com/obenimannem
/obenimannem