Sel suyu içinde ağaca sarılarak 5 saat mahsur kaldı, balkondan atılan iple kurtulabildi
Sel felaketinin yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde sel sularında 5 saat boyunca mahsur kalan kadın, yüzerek ıhlamur ağacına sarılarak tutundu. Bu sırada balkondan atılan ipi beline dolayan kadın, büyük mücadeleler sonunda balkona çıkarak sele kapılmaktan kurtuldu.
Kastamonu’da 11 Ağustos’ta Ezine ve Zarbana Çayı’nın taşması
sonucu meydana gelen sel, can kayıplarının yanı sıra çok sayıda ev
ve iş yerinin zarar görmesine neden oldu. Bozkurt İlçe Emniyet
Müdürlüğü ekiplerinin anonsunun ardından hemen yakınında ikamet
eden ablasını merak eden Safiye Deşti, evden çıkar çıkmaz sel
sularına kapıldı. Sel sularıyla yaklaşık 5 saat mücadele eden
Safiye Deşti, yüzerek ıhlamur ağacına tutundu. Ihlamur ağacında
kütüklerin arasında sıkışan Safiye Deşti, hemen yakınındaki
apartmandan atılan ipi beline doladı ve büyük mücadeleler sonucunda
kendisini sel sularından kurtardı. Ellerinde ve vücudunda yaralar
oluşan Safiye Deşti, Bozkurt Devlet Hastanesinde yapılan müdahale
sonucunda tedavi altına alındı. Sel sularıyla her şeyini
kaybettiğini söyleyen Safiye Deşti, yakınlarıyla iletişim
kurabilmek için cep telefonuna ihtiyaç duyduğunu söyledi.
“5-6 saat boyunca selde mücadele ettim, ıhlamur ağacına tutunarak
kurtuldum”
Sel mağduru olduğunu söyleyen Safiye Deşti, “Polisler, araçlarıyla
anons yaptılar. Arabalarınızı alıp kaçın, arabalarınızı alıp kaçın
diye sinyalleri duyduk. Bir baktım camdan karşımızdan çaydan sel
geliyor. Çayın üzerinde kepçeler, arabalar gidiyor. Çayın suyu da
yukarıdan bir patladı, bende; alt katta ablam oturuyordu, tek katlı
bir binada. Sel gelir bunlarda içeride boğulur diye onlara haber
vereyim dedim ve dışarı çıktım. Tam kapıdan dışarı çıkarken sel bir
geldi, beni bir aldı bir vurdu dosdoğru karşıdaki evlerin olduğu
yere sürükledi. 3-4 metre boyunda sel suyu, yüze yüze yan tarafta
bulunan ıhlamur ağacına zar zor tutundum. Üzerimden arabalar,
tomruklar, ağaçlar, artık Allah ne verdiyse, evlerden çıkanlar
üzerimden gelip geçti. Ihlamur ağacında iken kütükler beni
sıkıştırdı. Orada sıkışıp kalınca bir süre bana kimse yardım
edemedi. Zaten o anda kimse yardım edemezdi. 4-5 saat kadar sel
suyunun içerisinde ıhlamur ağacına takılı halde kaldım. Kütüklerin
arasına elim sıkıştı, vücuduma ağaçların arasından çıkartamadım.
Kütüklerden kurtulmaya çalışırken arkadaşın bir tanesi ev yakındı
ıhlamur ağacına bana doğru ip attı. İpi belime bağladım. Kütükler
üst üste binince kolum biraz yumuşadı yani boşluk kaldı. Biraz
uğraşarak elimi kütüklerin arasından kurtardım. Kütüklerin üzerine
çıktım, kütüklerin üzerinde bir süre bekledim, yağmurda çok fazla
yağıyordu. Sel suları yükseliyordu bir yandan. Tomrukların üzerinde
bir süre yürüyerek karşıki binanın birinci katına çıktım. Oradan
içeriye girdim, oradan da su basmıştı zaten. Oradan dışarı çıkıp
üçüncü kata çıkabildim, orada başkalarının evine girdim. Evim sular
altında kaldı, eşyalarımız yok, telefonumuz yok. Kimse ile irtibat
kuramıyoruz, görüşemiyoruz. Yakınlarımız öldü. Mağduruz, sel sefil
olduk” dedi.
“İyi yüzme bildiğim için sel sularından kurtuldum”
İyi yüzme bildiği için sel sularından kurtulduğunu anlatan Safiye
Deşti, “Kendi çabalarımla selden kurtuldum. Yoksa yüzme bilmeseydim
büyük ihtimalle bende sele kapılıp giderdim, ölürdüm. Ama o sel
suları da beni bir hayli yuvarladı, kendi zar zor karşı tarafa
attım yüze yüze. Yoksa kurtulamazdım. Çünkü sel öyle bir geliyor ki
bir haylide çamurlu suyu yuttum. 5-6 saat boyunca sel sularıyla
mücadele ettim. Bir yandan da halen yağmur yağıyordu. O sel suları
sabaha kadar bitmedi. Ellerim hep yara, kütüklerin arasında
sıkıştı. Zor kurtuldum. Ellerim yaralı, hastaneye gittim. İlaç
verdiler, pansuman yaptılar şimdi Allah’a şükür daha iyiyim” diye
konuştu.
“Kendi canımla mücadele ederken yine de ablamı düşündüm”
Sel sularında kendi canıyla mücadele ederken yine de ablasını merak
ettiğini belirten Deşti, “İnsanın o an aklına pek bir şey gelmiyor.
Sudan çıkar mıyım, çıkmaz mıyım? Böyle şeylerde aklıma nadir geldi.
Benim asıl aklım ablamın evine misafirler gelmişti, onlarda
kaldıydı. Ondan sonra ya ölürüz ya da kalırız dedik, bundan sonrası
kısmet dedik. Ben canımla mücadele ederken yine ben ablamı
düşündüm. Ablamların evi gitti, bütün eşyalarını sel suyu aldı.
Zaten mağdurdular, şimdi hep mağdur oldular. Hiçbir şeyleri yok.
Ablamların oturduğu evde yıkılacak sanırsam. Evden bir şey kalmadı”
dedi.
“Yakınlarımla iletişim kurabilmek için cep telefonu istiyorum”
Bütün eşyalarını ve parasını selde kaybettiğini ifade eden Deşti,
şöyle konuştu: “Bütün eşyalarımızı kaybettik, telefonumu kaybettim.
Bir telefonum olsa iyi olurdu, çünkü kimse ile iletişim
kuramıyorum. Şu anda bir şey alacak durumda da değiliz. Evden
canımızı zor kurtardık. Paramızda gitti, eşyalarımızda gitti,
kimliklerimizde kayboldu”