Sınav görevlendirmeleri adil mi? Öğretmenlerden ÖSYM'ye çağrı

Sınav görevlendirmelerinde üvey evlat olarak görülen öğretmenler ÖSYM'den adalet bekliyor...

Hacı Sarı haci-sari@internethaber.com

Kurumlar arasında iş bölümü yapmak, yapılan işin kalitesini artıran bir etkendir. Özellikle eğitim kurumları arasında dayanışma ve ihtiyaç duyulduğunda destek olma kültürü oluşmuş sayılabilir. İlk ve orta dereceli okullarda bu dayanışma kültürü daha düzenlidir ve kurumsal bir anlayışla devam etmektedir.

Son yıllarda ÖSYM’nin yapmış olduğu sınavların sayısı ve çeşidi artmış durumdadır. Adeta sınavlar bağımsız bir sektör halini almış durumdadır. ÖSYM’nin son yıllarda yaptığı sınavlarda, kopya şaibeleri artmış ve konu yargının değişmeyen maddeleri arasındaki yerini almıştır. Gerçekten de sınavlarda sistematik bir kopya uygulaması olmuş mu bilinmez; fakat kopya söylentileri bile vicdanları yaralamaya yetmiştir.



İnsanlar, yıllar boyu çalışarak adil olduğuna inanılan bir sınav neticesinde geleceklerini belirlemenin derdindeyken, birileri kendi tarafından olanlara haksız yere avantajlar oluşturmuşsa bu haksızlığı yapanların iki cihanda hesap vermeyecekleri kanaati hakimdir tüm tolum kesimlerinde.

İnsanlar, yıllar boyu çalışarak adil olduğuna inanılan bir sınav neticesinde geleceklerini belirlemenin derdindeyken, birileri kendi tarafından olanlara haksız yere avantajlar oluşturmuşsa bu haksızlığı yapanların iki cihanda hesap vermeyecekleri kanaati hakimdir tüm tolum kesimlerinde.

Son zamanların tartışma konusu sadece sınavlardaki yolsuzluk değildir. Bilindiği üzere ÖSYM sınav yöneticilikleri şu günlerde13 Mart’ta yapılacak YGS’ de sınav görevlisi olmak isteyenlerden talepleri almaktadır. Her yıl YGS’ ye iki milyona yakın aday başvurmaktadır. Başvuranların büyük çoğunluğu da sınavlara girmektedir. Sayı bu kadar çok olunca ÖSYM öğretmenlerin tamamına yakınına sınav görevi vermektedir.

Son yıllarda öğretmenleri, haksızlığa uğradıkları kanaatine götüren bir farklılık gözlenmektedir. Görevlendirmelerde öncelik üniversite hocaları tercih edilmektedir. Şayet üniversite hocalarından arta kalan görevler olursa üniversitelerde çalışan diğer eğitim çalışanları görevlendirilmektedir. Bu gruptan da arta kalan sınav görevi olursa son olarak Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı öğretmenlere sınav görevleri verilmektedir.

ÖĞRETMENLERİN ÇOĞU BU SINAVDA GÖREV ALAMAMAKTA...

Haziran ayında dört oturum olarak yapılan Lisans Yerleştirme Sınavlarına sadece üniversite personeli sınav görevlisi olarak atanmaktadır. Öğretmenlerin çoğu bu sınavlarda görev alamamaktadır. Yine yıl içerisinde yapılan sınavlarda öğretmenler üvey evlat muamelesi görmekte ve talep etmelerine rağmen sınav görevi alamamaktadırlar.
Sınavların üniversite dersliklerinde yapılması tek başına, sınav görevlerinin üniversite personeline verilmesi için yeterli ve adil bir gerekçe değildir. ALES, DGS, TUS, KPSS, KPDS ve daha dar kapsamlı onlarca sınav yapılmakta ve sınav görevlerinin tamamına yakını üniversite personeline verilmektedir.



Anadolu Üniversitesi, sınav görevlendirmeleri daha adil ve sistematik uygulanmaktadır. Açık Öğretim Fakültesi sınavlarında, öğretmenler genellikle görev almaktalar ve uygulamanın mantıklı bir siteme bağlanmasından memnun kalmaktadırlar.

Beklenti şudur: öğretmenler ve üniversite personeli arasında eşit ve adil bir sınav görevi atama sistemi kurulmalıdır. Sadece mecbur kalınınca değil, her sınavda belirli sayıda öğretmen ve üniversite personeline sınav görevi verilmeli ve yıl içerinde bu sitem tekrar etmelidir.
Eğitim sistemi, ana okullarından ilkokullara, ortaokullara, liselere ve üniversitelere kadarki aşamaların tamamından oluşan bir bütündür. İlkokul öğretmeni ile ortaöğretim öğretmenleri arasında bile maaş karşılığı okutulan ders saatleri arasında dengesizlik bulunmaktadır. Sınıf öğretmenleri maaş karşılığı haftada 18 saat derse girerken branş öğretmenleri maaş karşılığı hafta 15 saat derse girmektedir. Bu farklılıklar, çalışma barışını olumsuz etkileyen, küçük gibi gözüken; fakat insanların gönlünde gizli yaralar açan problem alanlarıdır.

EĞİTİMCİ OLMANIN ZORLUKLARI...

Eğitimci olmanın birçok zorlukları vardır. Zorluklar bazen çevresel etkilerle ortaya çıkarken, bazen de yine eğitim camiasının farklı, belki de yanlış değerlendirmelerinden ortaya çıkmaktadır. Üniversitelerde gençleri mesleğe ve topluma hazırlayan bazı eğitim çalışanları, ilk ve ortaokullarda eğitime omuz veren emekçileri kendileriyle eşit görmemektedirler. Elbette herkes kendi yaptığı işi önemseyecektir; fakat temel olmadan bina yapılamaz. Ne temel önemsizdir ne de çatı. Bundan dolayı sınav görevlendirmelerinde öğretmenler ile üniversite personeli arasında adil bir sistemin kurulması önem arz etmektedir.

Öğretmenler, yıl içerisinde yapılan tüm sınavlarda görev almak istemektedirler. Bu konuda illerdeki sınav yöneticilikleri daha titiz bir çalışmanın içerisinde olmalıdır. Zahmet rahmet dengesinin sağlıklı oluşturulması iş barışı ve dayanışma anlayışı açısında büyük önem arz etmektedir.

Bu yazının tüm hakları Memurhaber.com'e aittir. "www." biçiminde aktif bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır.