Zaman hiç durmadan akıp gidiyor ve hiçbir şey yerli yerinde
durmuyor. Zamana sözü geçmeyen insanoğlu her dönemde olduğu gibi
“Bizim zamanımızda böyle miydi? Gençliğin durumu hiç de iyi değil!”
mealindeki yakınmalarına hiç ara vermeden devam ediyor. Evet, bizim
zamanımızda da böyle değildi. Üniversite yıllarımızda özgürlükleri
kısıtlayan bir durum olduğunda hemen protestolar, boykotlar
başlardı. Yemekleri mi beğenmiyorsun? Hemen bir protesto. Kampüse
ulaşım sorunu mu var? Hemen bir başka protesto. Kılık kıyafet
serbestliğine mi karışılıyor? Hemen yeni bir protesto. Sonuç. Bekle
ki duyarlı bir basın yayın organında protesto yer alsın, yetkililer
bu isteği dikkate alsın ve sorun çözülsün.
Her üniversiteli gibi dergi mi çıkarmadık? Çıkarmasına çıkardık.
Fakat dergileri okuyucuları ile buluşturmak probleminden dolayı
çoğumuzun dergileri ölü doğumla gerçekleşti. Dergilerini
hazırladıkları bültenlerle basın yayın organlarının ilgili
kuruluşlarına ulaştırabilen şanslı minik gruplar kısa süreli de
olsa yayında kalmayı başardı.
İşte o günlerden “Sosyal Medya” denilen özgür ve de kitlesine
anında, zamanın yetişen zamanlara geldik. Artık gençler ve de
iletecek bir durumu olan herkes açtıkları hashtag ile durumlarını
kolaylıkla ilgililere ve kamuoyuna ulaştırabiliyor. En son “Gezi
Olayları” sosyal medyanın organizesi ile filizlenip genişlemiş bir
harekettir. Yetkililer kendi istekleri dışında gerçekleşen bu
olaylar için “Sosyal Medyayı” suçlasalar da her işin hayırlı yanını
görüp; sosyal medyayı daha etkin ve faal kullanmaya da başlamadılar
değil.
Amerika’da son seçimlerde Obama’ın seçim zaferini sosyal medya
ve bu seçimi yürütmeleri için seçtiği bir avuç genç insan sayesinde
kazandığını duymayan kalmadı.
Ülkemizde de en son ÖSYM’nin LYS sonuçlarını bir hafta gibi kısa
bir sürede açıklamasının ardından, üniversitelere kayıt tarihinin
Ramazan Bayramı’na denk getirilmesi kayıt yaptıracak öğrencilerin
tepkisine neden olmuştu. Bunun üzerine LYS birincisi Fatih Arslan
twitter üzerinden ÖSYMbayramımızızehiretme hashtagi ile bir
kampanya başlatmıştı. Ne protesto ne de boykot. Hashtag ile
başlatılan kampanya kısa sürede hem Türkiye hem de dünya TT
listesine girmeyi başardı. Tabi böyle olunca da yetkililer bu
kampanyaya sessiz kalamadı. Kampanya istenen hedefe hem de çok kısa
sürede erişti. Sosyal Medya zaferlerine bir yenisini daha eklemiş
oldu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’da konuya duyarsız kalmayarak üniversite
kayıtlarının ileri bir tarihe alınmasını istedi. Bu tepkilerden
sonra YÖK başkanı Gökhan Çetinsaya daha önceden 12-16 Ağustos
olarak açıklanan kayıt tarihlerini 2-6 Eylül’e çektiklerini
açıkladı.
Ülkemizde ortaya çıkan her sorunu çözmek için okullara o konunun
dersini koyma kolaylığına gidenler gibi okullara Sosyal Medya dersi
konulsun diyecek kadar işgüzar değilim. Fakat bu Sosyal Medya
olayının da insanlarımıza formal bir ortamda doğru olarak
kazandırılması da vazgeçilmez bir gerçektir. Umarım yetkililer bu
konuya uygun bir çözüm üretirler.
2013 SBS sonuçları açıklandı
MEB daha önceden SBS Kılavuzunda yayınladığı gibi SBS
sonuçlarını tam zamanında 12 Ağustos 2013 tarihinde açıkladı. Sınav
sonunda son kez yapılan SBS sınavının zor olduğunda eğitimciler
hemfikirdi. Fakat ilk verilere göre yine 16 tne tam puan yapan
öğrencimiz var. SBS sonuçları ve tercihleri gerçekten önemli bir
konu. O nedenle bu konuyu bir sonraki yazımızda daha detaylı ele
almak üzere şimdilik bugünkü yazımıza son veriyoruz.
(12.07.2013)