Bilen biliyor ki İnternethaber sitesinde yazmak kolay değildir.
Yazılarımı inceleyip, olup biten hadiselere karşı duruşumu beğenen,
yazılarımdaki yaklaşımları makul bulan ve buraya yazı yazmama
fırsatını veren Hadi Özışık’a teşekkür ederim.
Doğrusu bir yıl boyunca hafta sonu hariç günlük bir yazar olarak
260 yazıyı nasıl yazdığıma ben de şaşıyorum.
Sözleşmemiz gereği haftanın dört günü güncel, Cuma günü ise dini
yazmamız gerekirken birkaç aydan sonra bazı okuyucularımızın ileri
geri konuşmaları o düzenimizi bozdu. Ben hakkımı onlara helal
etmiyorum. Bir İslam toplumunda Müslüman bir yazar için haftada bir
dini içerikli yazı yazmayı eleştirmek ayıp olsa gerek. Ama toplum o
kadar dejenere olmuş ki ayıp kavramını dahi unutmuş galiba.
O kadar yanlış bir tarafgirlik oluşmuş ki, onun ideolojik
yaklaşımını beğenmediğiniz sürece senin doğrularına hemen çarpı
işaret atıyor ne yazık ki!
Ben derin bir yazar değilim, ama düşünce adamıyım ve olayları
kendimce değerlendirme kapasitesine sahibim. Benim yazılarında ele
aldığım mevzuları bilgi ve tecrübemle değerlendirme gibi bir
sorumluluğum vardır.
Hekim-i lokmanın bir ifadesi var; “Tecrübeli insanlara
danışın, onlara pahallıya mal olmuş deneyimleri size ücretsiz
veriyorlar.”
*Yaş 55 kendimizce çok şey yaşadık, birçok acı tatlı hadiselere
şahitlik ettik.
*8 Yıl medrese tahsili gördüm ve aldığım o terbiye şahsiyetimi
şekillendirdi,
*Emekli bir eğitimci olarak milli eğitimin değişik kademelerinde
çalıştım,
*Yıllardır sivil toplum alanında faaliyet gösteriyor, ondan
fazla kuruşun üyesiyim ve aktif hale gelmesi için katkıda bulunup
kendimle yarışan bir insan hakları aktivistiyim.
*Nihai hedefim Allah rızasını kazanıp, iman üzeri bol sevapla
bir gün canı canana teslim edebilmektir.
*Ömür dediğin ne ki yaşadığım 50 yılı bir gün kadar kısaymış
gibi gördüğüme göre kalan ömrüm de bir günden daha azdır
kanaatimce.
Yazılarımın tıklama sayısı binlerle ifade ediliyor. Üç bin, beş
bin, on beş bin, yirmi dört bine kadar dahi çıktığı olmuştur. Bu
ilgiden dolayı okuyucularıma müteşekkirim.
Takipçilerimden üçü beşi her fırsatta ilgisiz ilgisiz yorumlarla
moralimi bozsa da bir yılı geride bırakmayı başardık
elhemdulillah.
İşte hayatın sırrı bu kavramda saklıdır. Elhamdülillah diye
biliyorsanız gerisi teferruattır.
Küçük bir sitemim de var doğrusu şimdiye kadar sadece bir yazım
manşet oldu. “Bakan soylu, soyadının ağırlığını
taşıyor” başlıklı yazım manşete alındı o kadar.
Sözleşmemiz gereği bazı çalışmalar daha vardı o da aramızda
kalsın. Hayatta yüzde yüz başarı yoktur. Ayrıca manşetlere
bakıyorum içeriği pek makul olmayan manşet yazılar dahi oluyor,
onların da manşet olmasına sebep olan galiba okurlarımızın ilgisi
olsa gerek.
Bu sene içinde birçok toplumsal sorunları gündeme getirmeyi
başardık elhemdulillah,
*Sur vatandaşlarımızın/esnafımızın sorununu,
*FETÖ/PKK İhraçlarının durumunu,
*Kürt meselesini… vs.
Ben kendimi bahtiyar kabul ediyorum, zaman ayırıp yazıları
okumaya gayret eden siz saygıdeğer okurlarıma teşekkür ederim.
İlk yazımı 7 Nisan 0216 da yazmıştım tam aradan bir yıl geçti,
şimdilik yazılarımı yazmaya devam edeceğim; “Bakalım Mevlam neyler,
neyleyse güzel eyler” diyor, sizi Allah’a emanet ediyorum. Bütün
yazılarımı gözden geçirip, yayına verilmesinde katkısı olan editör
Deniz Hanıma ve arkadaşlarına da müteşekkirim.
“İki günü bir olan zarardadır” diyen
peygamberin ümmeti olmakla iftihar ediyorum, hem dünyevi hem uhrevi
alanda “her gün bir adım ileri” düsturuyla yaşama
katkı vermeye çalışacağım.
Bu sene içinde yaptığım çalışmaları anlatsam inanmayacaksınız
belki. Bana bu takat ve kabiliyeti veren Allah’a şükürler
olsun.