Vahşeti 15 yıl sonra, yanmış ceset ve sigara izmaritleri ortaya çıkardı
İZMİR'de 2005 yılında ortadan kaybolup, 2020 yılında öldüğü tespit edilen Orhan Karaoğlan’ın cinayet zanlılarını, 15 yıl sonra yanmış bir cesetle birlikte olay yerinde bulunan sigara izmaritleri ele verdi.
İzmir’de, 2005 yılında ailesi tarafından kayıp başvurusunda bulunulan ancak o dönem yapılan araştırmalarda izine rastlanılmayan Orhan Karaoğlan’ın boğularak öldürüldükten sonra cesedinin yakıldığı belirlenmişti. Karaoğlan’ın öldürülmesine ilişkin şüphelilerin yargılanması devam ederken, kan donduran cinayetle ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı.
Ortadan kaybolduğu tarihte henüz 24 yaşında olan Orhan Karaoğlan, Denizli’de erkek kuaförü olarak çalışırken, bu işi isteksiz yapması üzerine babası kendine ait aracı Orhan Karaoğlan’a vererek satmasını ve iş kurmak için sermaye yapmasını söyledi. Babasının aracını 13 bin TL’ye satarak İzmir’de H.R.Ş.’ye ait oto galeride Serkan Oğuz (45), Mehmet Yüksel (48) ve Yakup Aldemir (44) ile birlikte gayri resmi oto alım satım işi yapmaya başladı. Bu, Karaoğlan için adeta sonun başlangıcı oldu.
Polise kayıp başvurusunda bulundu
Serkan Oğuz, Mehmet Yüksel ve Yakup Aldemir ile birlikte yaklaşık 3
ay daha oto alım satım işi yapan Orhan Karaoğlan, 2005 yılının
Ramazan Bayramı'ndan birkaç gün önce babasına, İstanbul’dan bir
araba alıp en geç bayram arifesinde döneceğini söyledi. Oğlundan
bir daha haber alamayan baba Karaoğlan, polise kayıp başvurusunda
bulundu.
Polisler adeta iğneyle kuyu kazdı
Yaklaşık 15 sene boyunca kayıp olan Orhan Karaoğlan’dan bir iz
bulunamazken, 2020 yılının başlarında İzmir Emniyet Müdürlüğü
Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliğinde kurulan özel
ekip, dosyayı raftan indirerek adeta iğneyle kuyu kazdı.
Karaoğlan’ın son görüştüğü kişiler olan Serkan Oğuz, Yakup Aldemir
ve Mehmet Yüksel’in 15 Eylül 2005 ve 15 Kasım 2005 tarihli telefon
kayıtlarını ve baz istasyonu bilgilerini Bilgi Teknolojileri ve
İletişim Kurumundan (BTK) isteyen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı,
gelen raporla soruşturmayı bu 4 şüphelinin üzerinde
yoğunlaştırdı.
Soruşturma genişletildi
BTK’dan gelen raporda, Orhan Karaoğlan’a ait telefonun 26 Ekim 2005
tarihinde kapandığı ve telefonun kapanmadan önce Serkan Oğuz’un
telefonu ile birlikte Bornova 2. Sanayi Bölgesinden sinyal verdiği
tespit edildi. Aynı saatlerde Yakup Aldemir ve Mehmet Yüksel’in
telefonlarının da aynı yerde sinyal verdiği raporu üzerine Oğuz,
Yüksel ve Aldemir’i gözaltına alan ekipler, soruşturmayı çok yönlü
genişletti.
Tanınmaz halde bulundu
Mehmet Yüksel’in olayı anlatarak cesedi attıkları yeri tarif etmesi
üzerine, Manisa’nın Salihli ilçesi Kumdere mevkiinde yapılan
aramada yanmış ve tanınmaz halde bir erkek cesedi bulundu. Mehmet
Yüksel, cesedin kolundaki bileklik ve parmağındaki yüzükten cesedin
Orhan Karaoğlan’a ait olabileceğini söyledi.
Yüzde 99,99 ihtimalle Karaoğlan’a ait olduğu
belirlendi
Yanmış cesedin kimliği ise İzmir Adli Tıp Kurumu tarafından
belirlendi. Orhan Karaoğlan’ın babasından alınan kan örneği, yanmış
cesetten alınan DNA örnekleri ile karşılaştırıldı. Yapılan
‘moleküler genetik inceleme’ sonucunda yanmış erkek cesedinin yüzde
99,99 ihtimalle Karaoğlan’a ait olduğu belirlendi.
Cesette 1.50 promil etil alkol bulundu
Karaoğlan’ın cesedinin yer yer kömürleşme derecesinde yandığı ifade
edilen Adli Tıp Kurumu raporunda, ölüm nedeninin saptanamadığı
ancak solunum yollarında is bulaşığı görülmediğinden ve kanda
karbonmonoksit tespit edilmediğinden dolayı yanma olayının şahsın
ölümünden sonra meydana geldiği ifade edildi. Adli Tıp Kurumu
raporunda, cesette 1.50 promil etil alkol bulunduğu, zehirleyici
veya uyuşturucu bir madde bulunmadığı belirtildi.
Sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük ortaya
çıkardı
Olay yerinde yapılan arama sonucu elde edilen 2 adet sigara
izmariti de DNA araştırması için Ankara Kriminal Polis Laboratuvar
Müdürlüğüne gönderildi. Sigara izmariti üzerine bulaşmış tükürük
örneğinin erkek genotip özellikte olduğu, sarma sigara izmariti
üzerine bulaşmış tükürük örneğinde ise 2 farklı erkeğin genotip
özelliğin karışık olarak bulunduğu belirlendi. Şüpheliler Yüksel,
Oğuz ve Aldemir’den alınan DNA örnekleri, sigara izmaritlerinden
alınan örneklerle uyuşunca İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
3 şüpheli hakkında “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan iddianame
hazırlandı.
"Sen nasıl benim karıma sarkarsın"
İtirafıyla 15 yıl önce işlenen cinayetin aydınlanmasını sağlayan
Mehmet Yüksel olay gününü, “Ben, Orhan, Serkan ve Yakup ile
birlikte araçla oto galeriden çıkarak Buca Atatürk Mahallesi’nin
alt tarafında bulunan ormanlık yere gittik. Orhan, kullandığı
uyuşturucu haplardan dolayı kendini kaybetmeye başlamıştı. Orhan
ayrıca hapın üzerine esrar ve bira da içmişti. Bir ara Serkan,
Orhan’a ‘Sen nasıl benim karıma sarkarsın’ diye küfrederek elinde
bulunan emniyet kemerini Orhan’ın boğazına dolayıp sıkmaya başladı.
Bu sırada Yakup Aldemir de Orhan’ın ellerini tutuyordu. Bu şekilde
Orhan’ı öldürdüler” diye anlattı.
"Çakmakla tutuşturarak cesedi yaktı"
Serkan Oğuz’un kendisini tehdit ederek “Seni yakarım artık bu işin
içindesin” dediğini öne süren Mehmet Yüksel, “Daha sonra aynı
araçla hep birlikte cesedi Salihli istikametine götürdük. Aracın
direksiyonunda ben vardım. Serkan, yolda bir benzin istasyonundan
1-1.5 litre benzin aldı. Turgutlu ile Salihli arasında toprak bir
yola döndük ve 3-4 kilometre bu yolu devam ettik. Issız bir yerde
Serkan ve Yakup Orhan’ın cesedini tutarak araçtan indirip 5 metre
kadar taşıyarak dere kenarı ile yol arasındaki boşluğa bıraktı.
Serkan, aldığı benzini cesedin üzerine döktü ve çakmakla
tutuşturarak cesedi yaktı. Daha sonra araçla İzmir'e döndük”
yönünde ifade verdi.