WhatsApp’ın kullanıcılara tanıdığı onay süresi 15 Mayıs’ta doluyor
Avukat Sefa Karcıoğlu, WhatsApp’ın 15 Mayıs’a kadar tanıdığı gizlilik sözleşmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Anlık çevrimiçi mesajlaşma uygulaması WhatsApp, 4 Ocak’ta ‘Gizlilik İlkesi’nin güncellerken önemli derecede kişisel bilgilerin de Facebook’a ait şirketlerle paylaşılmasını içeren koşulların onayı için kullanıcılara 8 Şubat’a kadar süre vermiş, gelen tepkiler üzerine bu süre 15 Mayıs’a kadar uzatılmıştı. Türkiye’deki kullanıcıların WhatsApp’la iletişim kurmaya devam etmesi için belirlenen tarihe kadar güncellenen koşullara onay vermesi gerekiyor. Avukat Sefa Karcıoğlu, kullanıcılara tanınan sürenin dolmasına 1 hafta kala yaşanabileceklere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kullanıcıların onay vermemesi halinde uygulamanın 120 gün
içerisinde silineceğini kaydeden Karcıoğlu, “Şubat ayında yaptığı
bir açıklama ile 15 Mayıs’a ertelemişti. Kullanıcılar bunu kabul
etmemesi durumunda sohbet imkanının ortadan kaldırılacağını
açıklamıştı. Gelinen noktada hiçbir geri adım atmadı. Sadece bu
izinleri niye aldığına ilişkin bir takım açıklamalarda bulundu.
Aslında değişen hiçbir şey yok. Aslında WhatsApp, 15 Mayıs’a kadar
herhangi bir yeni bir öteleme yapmaz ise kullanıcıların izin
vermemesi halinde faaliyetini durduracak. 15 Mayıstan sonra birkaç
gün daha mesajlar okunacak. Bunlarla ilgili onay verin diye
mesajlar gelecek. Eğer 120 gün içerisinde eğer onay verilmezse
içindeki tüm verileri silerek uygulamanın kullanılmasını engellemiş
olacak” dedi.
WhatsApp’ın bunu istemesinin hem ticari hem de hukuki boyutunun
olduğunu hatırlatan Karcıoğlu, şöyle devam etti:
“Hukuki tarafında AB ülkelerinden bu istenmiyor. Sadece Türkiye ve bir takım ülkelerden kullanıcıları zorlayan bir gizlilik politikası var. Bizim 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında bir onay verilmesinin şart koşulması yasaya aykırı. Üstelik yurtdışına aktarımı ve zorlama da söz konusu. WhatsApp bu verileri grup şirketlerine aktaracağını söylüyor. Günlük hayatta kullandığımız birçok veri ticari meta haline getirilmek isteniyor. Bunu bir ülke olarak düşündüğünüzde son derece sıkıntılı. Bu işin bir siyasi ve güvenlik tarafı diğer yönden de insanların günlük alışkanlıkları ile ilgili elde ettiği verilerin kişilere özel bir pazarlama stratejisi oluşturulması. Bu da sizi bir meta haline getiriyor demektir. Devlet kurumlarının bu konuda açtıkları soruşturmaları biran önce sonuçlandırmalarını ve Türkiye’nin verisinin Türkiye’de koruyup kollayacak kararlar alması gerekiyor. Bu konuda bir takım adımlar atılmasını bekliyoruz.”
Kullanıcı bu izinleri kabul etmezse pasif hale alınan programdaki verileri kurtarmanın yönetimini de anlatan Avukat Sefa Karcıoğlu, “120 gün içerisinde yeni gizlilik politikasına izin verilmemesi halinde pasife alınan WhatsApp, içindeki medyalar ve verilerle birlikte silinmiş olacak. Bu yazışmaları korumak için dışa aktar seçeneğini kullanmak gerekiyor. Bu seçenekle tüm yazışmalar ve bilgiler yedeklenebilir. Dolayısıyla hiçbir kesinti olmayacak. Burada kullanılabilecek yerli ve yabancı uygulamalar tercih edilebilir” ifadelerini kullandı.
Sosyal medyada başlayan ’20 yaş challenge’ akımıyla ilgili de konuşan Av. Sefa Karcıoğlu, kullanıcıları bekleyen tehlikelere dikkati çekti.
Karcıoğlu, bu konuda da şunları söyledi:
“Bu akımı kim çıkardı neden çıkardı belli değil. Ünlülerin de bu
akıma uymasıyla birlikte milyonlarca kişi de bu akım çerçevesinde
20 yıl önceki hali ile şimdiki halinin yer aldığı fotoğrafları
paylaşmaya başladı. Aslında masum gibi görülen bu akım global
firmaların, kişilerin geçmişteki görüntüsüne ilişkin verilerin ele
edilmesini sağlıyor. Çok masum gözükse de 20 yıl önceki birçok
veriyi sisteme yüklemiş oluyorsunuz. Şimdiki fotoğrafınızla 20 yıl
önceki halinizi yan yana koyup paylaştığınızda veri işleyen
firmalar için bulunmaz bir nimeti kendi ellerimizle sunmuş
oluyoruz.
Ülke ya da bölgesel anlamda bu verilerin aktarılması sıkıntı. Kim tarafından ne amaca hizmete ettiği belli olmayan akımlar adı altında fotoğrafların sunulması için bilinç oluşması lazım. Bu verilerimizi bu kadar kolay vermememiz gerekir. Bizi biz yapan kişisel verilerimizin kolayca analiz edilmesini önlememiz gerekiyor. Vatandaşlarımızın bilinçli olması gerekiyor. Akım adı altında kişisel verileri sosyal medyaya yüklemekten vazgeçmemiz lazım.”