Yaz aylarında genel bir rahatlama olabilir! Önümüzde ki kış için tekrar hazırlıklı olmalıyız
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, DHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de aşılamanın başarılı gittiğini belirterek, Türkiye'nin istediği miktarlardaki aşıyı, planladığı süre içerisinde getirebilirse gelen aşıları hızlıca uygulayabileceğini kaydetti.
SAĞLIK Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, "Planladığımız şekilde devam edebilirsek mart sonu, nisan gibi genel anlamda bir yüksek aşılamaya ulaşıp, toplum içerisinde kayıplarımızın azaldığı, hastane yükümüzün azaldığı bir dönemi görebiliriz. Yaz aylarında genel bir rahatlamamız olabilir; ama bu virüsün mevsimsel özellik kazanma ihtimalini, diğer ülkelerde de var olacağını düşündüğümüzde, önümüzdeki kış için tekrar bizim hazırlıklı olmamız gerektiği, belki o dönemde bir doz veya iki doz aşıyı özellikle riski olanların olması gerektiğini söylemek gerekecek" dedi.
Kara, "Büyüklerimiz özellikle risk grubunda olanlar da aşıyı kabul ediyorlar ve aşıyı oluyorlar. Bu bizim açımızdan çok büyük bir avantaj. Bu, virüs dolaşımda olsa bile hastalık yapmasını ve hastaneye yatışları önleyecek. '3’üncü bir pik yaşanabilir mi' veya 'vakalarda tekrar bir yükselme olabilir mi' bu hem bu şehirlerdeki mutasyonlu virüsün oranına bağlı olarak değişecektir" diye konuştu.
'AŞIYI KABUL ORANIMIZ YÜKSEK'
Türkiye'de 2 milyonun üzerinde aşılamanın yapıldığını hatırlatan
Prof. Dr. Kara, "Bizim aşıyı kabul oranımız çok yüksek; Türkiye
aşıyı kabul eden bir kültüre sahip. Zaten çocukluk çağında çok
ciddi bir alt yapımız vardı. Biz hiçbir aksama olmadan pandemi
döneminde bile yaklaşık 1 milyon 400 bin çocuğumuzu 13 defa
eksiksiz aşılayabildik. Böyle bir özelliğe sahip olunca bundan
sonraki gelen aşılamada da bakanlığın da alt yapısıyla kısa
sürede büyük bir başarı elde edildi. Bununla beraber dünyanın
birkaç haftada ulaştığı rakamlara Türkiye neredeyse birkaç günde
ulaşabildi.
Vatandaşımızın da burada düzenli, istekli olması, randevusunu alıp uygulamaya gitmesi büyük bir başarıyı getirdi. Buradaki en önemli basamak ise aşılama süreci içerisinde de aşıların devamlılığının olması. Bizim kendi aşımızı üretiyor olmamız büyük bir avantaj. Ancak Türkiye şu anda planladığı şekilde kalan aşıları da temin edebilirse 50 milyon doza yakın olarak inaktif aşı ve ciddi oranda mRNA aşısıyla aşılamada çok ciddi bir başarıyı elde edecek gibi görünüyor" dedi.
'YAZ AYLARINDA GENEL BİR RAHATLAMA
OLABİLİR'
İnaktif aşıda '1’inci dozdan sonra korunuruz' diye düşünmemek
gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kara, 2'nci doz
uygulandıktan 7-10 gün kadar
sonra korunmanın başlayacağını söyledi. Mevcut
koronavirüse karşı toplumda aşılama yüzde 60'lara ulaştığında
rahatlama olacağını; ama mutant virüste bunun değişeceğini belirten
Kara, "Mutant virüsün daha kolay bulaşan virüs olduğunu
düşündüğümüz zaman yani karşımızdakinin daha hızlı hareket
edip, koşabildiği bir durumda bizim rakamımız da yüzde 60 değil,
yüzde 75'e 80’e çıkması gerekecek.
Planladığımız şekilde devam edebilirsek mart sonu, nisan gibi genel anlamda bir yüksek aşılamaya ulaşıp, toplum içerisinde kayıplarımızın azaldığı, hastane yükümüzün azaldığı bir dönemi görebiliriz. Yerli aşılarımızın da üretim zamanlarını değerlendirdiğimizde yaz aylarında genel bir rahatlamamız olabilir; ama bu virüsün mevsimsel özellik kazanma ihtimalini, diğer ülkelerde de var olacağını düşündüğümüzde önümüzdeki kış için tekrar bizim hazırlıklı olmamız gerektiği, belki o dönemde bir doz veya iki doz aşıyı özellikle riski olanların olması gerektiğini söylemek gerekecek" ifadelerini kullandı.
'AŞI OLAN VİRÜSÜ ALSA DA AĞIR HASTA
OLMUYOR'
Prof. Dr. Kara, 'her aşı olan kişi korunacaktır' anlamına
gelmeyeceğini belirterek, "Bugünkü verilerle baktığımızda
oranımız yüksek; ama bu yüzde 100 değil yüzde 90, yüzde 80
olabilir. Yani aşı olan kişi hala virüsü alabilir ama biz
şunu biliyoruz; eğer aşılandıysanız inaktif aşı için aşının
koruyuculuk süresi 6 ayla, 7- 8 ay. Bu süre içerisinde virüsü
alsanız da hastalık boyutunda hastaneye yatacak ya da yoğun bakıma
yatacak kadar ağır hasta olmuyorsunuz. Ama virüsü alabiliyorsunuz,
bir başkasına bulaştırabiliyorsunuz öyle gibi görünüyor; ama
burada kesin bir rakam söylemek zor. Ülkeler arasındaki
çalışmalarda oranlar ve rakamlar farklı kesin bir şey söylemek
çok zor" dedi.