Anayasa değişiklik metni Meclis'ten geçtiği gün,
"Millete umut veren kazanacak, korkutan
kaybedecek" demiştim.
Bir iddiada daha bulunmuş,
"CHP'liler ve Kılıçdaroğlu konuştukça evet oyları
yükselecek" diye yazmıştım.
Tam da beklediğim gibi oldu.
"Tek adam gelince muhtarlıkları, berberleri, lokantaları
kapatacak" yalanıyla başladılar işe...
Ancak zaman geçtikçe ve "Hayır" oyları
gerilemeye başladıkça tehdit ve şantaja başvurarak fabrika
ayarlarına geri döndüklerini belli ettiler.
"Evet" oyu verecek olanları denize dökmekle tehdit
edenler, mikrofonu eline alıp seçmene, “Defol oradan
sarı it!” diye hakaret edenler, "Allah bile
elindeki yetkiyi dağıtmıştır" diye saçmalayanlar birbirini
izledi.
Ve pek tabi ki Kemal Kılıçdaroğlu...
Her zaman olduğu gibi CHP'ye en öldürücü darbeyi yine kendisi
indirdi, son haftaya girilirken bir kez daha imkansızı mümküne
çevirdi.
Patenti Fetö'ye ait olan, "Kontrollü
darbe" iddiasını yeniden gündeme getirerek
kimlerin emrinde olduğunu göstermiş oldu.
Bundan sonra, geçmiş ola!...
Artık ne yaparlarsa yapsınlar, "Evet"
oylarının ezici farkla galip gelmesine engel
olamazlar.
Bugüne kadar "Evet" oylarının yüzde 55-56
seviyelerinde olacağını söylüyordum. Artık Nisan gecesi yüzde 60 ve
üstü bir rakamla karşılaşırsam şaşırmayacağım.
Çünkü bu millet, tarihin hiç bir döneminde tehdit ve şantajlara
boyun eğmedi. Çünkü bu millet hiç bir zaman kukla liderlere
prim vermedi.
Çünkü bu millet hiç bir zaman zalimi sevmedi, zulme ortak
olmadı!
16 Nisan gecesi yaşayıp göreceksiniz...
Bu millet; Filistin, Arakan, Somali ve Suriye halkları bir kenarda
dururken, Almanya'yı, Hollanda'yı, Fransa'yı, Avusturya'yı
sevindirmeyecek.
Göreceksiniz...
Bu millet; şehit ve gazi aileleri bir kenarda dururken, PKK'yı,
Fetö'yü ve DHKP-C'yi sevindirmeyecek.
Göreceksiniz...
Bu millet; darbenin karşısına aslanlar gibi dikilen Recep Tayyip
Erdoğan, Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu gibi
isimler bir kenarda dururken, tankları gördüğünde havaalanından
kaçan Kemal Kılıçdaroğlu gibi isimleri ve tankları alkışlarla
karşılayıp darbeye sevinen hainleri sevindirmeyecek.
Küresel güçlerin, medeni zombilerin ve kana susamış vampirlerin bir
asır önce Türkiye ve İslam coğrafyasını sömürmek üzere açtıkları
kanlı parantez 17 Nisan sabahı kapanacak!
O gün, mazlumların duasıyla zalimlerin yenilgi
hezeyanları birlikte arşa yükselecek.
Şahit olun!
Dünyanın öteki ucundan fısıldayan Fetö iblisinin bedduaları değil,
Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksa'da el açıp,
"Allah'ım sen Türkiye'yi koru" diyen müslümanların
duaları kazanacak.
Şahit olun!
Binbir baskıya maruz kalmasına rağmen ülkesinin onurunu ve şerefini
ayaklar altına aldırmayan, bütün bu baskılara rağmen seçim
sandıklarına koşar adım giden Avrupa'daki Türkler
kazanacak.
16 Nisan, milleti denize dökmeye çalışanların, sandığa gömüldüğü
gün olacak.
Hazırlanın!
Allah'ın izni ve keremiyle, zafere hazırlanın!