200 bin işçi hükümetten ne talep ediyor?
Hükümet ile toplu iş sözleşmesi masasına oturan kamu işçileri ücret farkları üzerinde yoğunlaşıyor. Maaşlar arasındaki uçurum bazı işyerlerinde %80’i buluyor
Kamuda çalışan yaklaşık 200 bin işçi ile hükümet arasındaki toplu görüşemler devam ediyor. Görüşmelerin seyrini köşesine taşıyan Akşam yazarı Cem Kılıç tarafların ücret farkları üzerinde yoğunlaştığını vurguladı.
"Toplu iş sözleşmesi, maaş üzerindeki farka kilitlendi" diyerek söze başlayan Kılıç görüşmelerin içeriğini ve pürüzleri özetledi.
İşte Kılıç'ın yazısındaki ilgili bölüm:
200 bin kişiyi ilgilendiren toplu sözleşme pazarlığı sürüyor. Sendikaların itiraz ettiği noktalardan en dikkat çekeni kamuda ortaya çıkan ücret farkları. Bazı işyerlerinde en düşük ila en yüksek ücret arasındaki fark iki kata ulaşmış durumda... Maaşlar arasındaki uçurum bazı işyerlerinde %80’i buluyor
İş yaşamında hareketli anlar yaşanıyor. 200 bin kamu işçisini
ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri için Hükümetle pazarlıklar
sürüyor. Bu görüşmeler için Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmeleri
Koordinasyon Kurulu’nda işçi kesimini Türk-İş, işveren
tarafını da Kamu-İş temsil ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik, Koordinasyon Kurulu toplantısında, 186 kamu
kuruluşunda çalışan yaklaşık 200 bin kamu işçisini kapsayan toplam
194 toplu iş sözleşmesinin mali haklarının görüşüleceğini
söyledi.
Görüşmeler neticesinde ortaya çıkacak ‘çerçeve sözleşme’ bir
anlamda yürütülen tüm toplu sözleşmeler için kilit rol oynayacak.
Ücret seviyesinin belirlenmesinde çerçeve sözleşme kapsamında
belirlenen ücret artış oranları sözleşmelerde sınır ücreti
oluşturacak. Bu oranın üzerinde farklı seviyelerde ücret artışları
da olabilir. Bir anlamda çerçeve sözleşme beklentisi, resmi
arabuluculuk sürecinin etkinliğini sıfırlamış durumda. Diğer
yandan sadece kamu adına yapılan sözleşme görüşmeleri değil, özel
sektörde yapılan görüşmelerinin bir kısmı da çerçeve sözleşmeye
kilitlenmiş durumda. Şu an için çimento ve metal sanayi gruplarında
özel sektör toplu sözleşmeleri tamamlandı.
AİLE İÇİ ŞİDDET DE GİRDİ
Bu arada görüşmelerde ilginç de bir madde dikkatimi çekti. Eşine
şiddet uygulayan işçinin şiddeti tespit edilirse hem sendika hem de
işyerindeki kurullarda görev alamayacak. Hatta iş akdinin feshi
bile gündeme gelebilecek. Öz İplik-İş Sendikası ile Türkiye Tekstil
İşverenleri Sendikası arasındaki görüşmelerde işçi sendikanın
sözleşmeye koyduğu ve talepte bulunduğu maddelerden biri de
bu…
Çalışma barışına da etkileyecek düzeyde
Bazı kamu işyerlerinde ise, geçen dönem yapılan toplu sözleşmelerin
etkisiyle, bu fark yüzde 70 – 80’ler düzeyinde. Bu farklılıklar
işyerlerinde çalışma barışını da önemli ölçüde tehdit etmekte.
Performans ile ilişkilendirilmeyen ücret artışlarında herkese aynı
düzeyde ücret artışı yapılması bu farkı daha da açmakta...
Düşük ücret alana yönelik yeni bir düzenleme
isteniyor
Tüm işçileri aynı ücret seviyesine çekmek mümkün olmasa da düşük
ücretlilere yönelik pozitif bir düzenleme ile çerçeve protokolün
çıkması daha hakkaniyetli bir uygulama olacaktır. Kıdemli işçiyi
küstürmeden, genç işçinin de motivasyonunu düşürmeden bir düzenleme
yapmak gerekir. Bu şekilde çalışan işçi sayısı az olsa da düşük
ücretle çalışan ve aynı işyerini paylaşan işçilerin eşit işe eşit
ücret prensibi çerçevesinde hem hükümet kanadının hem de
sendikaların ortak bir zeminde buluşması iş barışını daha da
artıracaktır.
En düşük 1.800 TL olsun
Türk – İş’in taleplerinden en önemlisi en düşük işçi ücretlerini
makul bir seviyeye çıkarmak. Türk – İş’in 1.800 TL’ye çıkarılması
teklifi haklı teklif. Nitekim kamuda ortaya çıkan sorunlardan
birisi ücretler arasındaki farklılıklar. Bazı işyerlerinde en düşük
ücret ile en yüksek ücret arasındaki fark yaklaşık iki
katı.
Yazının tamamı için