657'ye göre devlet memurluğundan çıkaran haller

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, memuru devlet memurluğundan çıkaran haller nelerdir. Memurlar hangi hallerde memurluktan çıkarılır?

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA

1- GENEL OLARAK

657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin (E) bendinde Devlet memurluğundan çıkarma, bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmak şeklinde tarif edilmiştir Devlet memurluğundan çıkarma ile memurluk statüsü sona ermektedir.

Adı geçen kanunun 98 inci maddesine göre memurluktan çekilme veya çekilmiş sayılma, isteğe bağlı olarak emekliye ayrılma durumlarında da memurluk statüsü sona ermektedir Ancak bu hallerde tekrar statüye dönme mümkün iken Devlet memurluğundan çıkarma halinde statüye dönme mümkün olamamakla ve etkisini sürekli olarak göstermektedir.
Çıkarma, en ağır suçlara tatbik edilen bir müeyyidedir Çünkü etkileri şiddetlidir. Bir daha statüye dönüş yolunun kapalı olması yanında memur için hem maddi hem de manevi yönden yıkını sayılacak sonuçlan vardır.
Bu cezanın,idare için de olumsuz etkileri görülmekledir.Memurun bu statüyü kazanabilmesine kadar idare “yetiştirme” için çok büyük masraflar yapmak zorunda kalmıştır. Ayrıca tayin etmiş, iş basında gerekli yeterliliği, beceriyi kazanabilmesi için yetiştirmiş, bunu yaparken de kontrol etmiş ve bu konularda birtakım maddi külfetlere kalkınmıştır. Memur hakkında Devlet memurluğundan çıkarma müeyyidesinin uygulanması ile idarenin yaptığı bütün masraflar ve zaman boşa gitmiştir.İdare çıkardığı memurun yerine yeni birini getirmek için her şeye yeni bastan tekrar başlayacaktır
788 sayılı Memurin Kanunun 26 ıncı maddesinde Devlet memurluğundan çıkarma,"bir daha devlet memuriyetinde kullanılmamak üzere çıkarmaktır" şeklinde tarif edilmişti.657 sayılı Kanun da bu tarifi aynen kabul etmiştir. Ancak 657 sayılı Kanunda “geçici olarak görevden çıkarma” gibi bir yenilik getirilmiş daha sonra 2670 sayılı Kanun ile “geçici olarak görevden çıkarma” cezası kaldırılmıştır.Bu cezanın kaldırılmasının nedenini KIRMIZIGÜL şöyle tespit etmiştir: “. Çünkü uygulama içerisinde geçici olarak görevden çıkarmanın sakıncaları görülmüş ve özellikle usul saptırması ihtimalinin bulunması nedeniyle tekrar 78S sayılı Kanunun benimsediği sisteme dönülmüştür”

Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine memurun bağlı bulunduğu kurunum yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir.Ayrıca DMK'nun 127 inci maddesine göre memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.




2- DEVLETMEMURLUĞUNDAN ÇIKARMA CEZASININ VERİLMESİNİ GEREKTİREN FİİL VE HALLER

a- İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak (md. 125/E-a).
Ansiklopedik anlamda ideoloji; “bir konudaki fikir manzumesi,siyasi ekonomik veya sosyal konularda bir bakış ve değerlendiriş,bir düşünce manzumesi” olarak tanımlanmaktadır.129 İdeolojiler bilimsel eleştiriyi ve geleneksel siyasal çalışmayı ortadan kaldırmak suretiyle tartışmasız kabul ister.
Anayasamız herhangi bir ideolojik sisteme kapılarını kapatmıştır.
Siyasi amaç ise kişilerin siyasi kanaatları üzerinde etkili olacak davranışlar şekilnde tanımlanmıştır.130
Fıkrada çeşitli hareketler söz konusu edilmiştir:
- Memurlar ,siyasi,ideolojik veya başka amaçlarla boykot yapamazlar:
- Memurların işgal eyleminde bulunmaları yasaklanmıştır.
- Memurların işi yavaşlatmaları da yasaklanmıştır.
- İdeolojik veya siyasi amaçlarla grev131 de yasaklanmıştır
- İdeolojik veya siyasi amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek
- Yukarda sayılan suçların işlenilmesini tahrik ve teşvik eden veya yardımda bulunanlara da aynı ceza uygulanacaktır.

b- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak,çoğaltmak , dağıtmak veya bunların kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek(md.125/E-b)
Konuyu ikiye ayırarak incelemek daha uygun olacaktır
- Yasaklanmış her türlü yayını basmak,çoğaltmak,dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek :Burada mühim olan nokta; gerçekten yayının yasaklanmış olup olmadığıdır.
- siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak , dağıtmak veya bunların kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek :Burada ise siyasi ve ideolojik amaçlı bildiri,afiş ve benzerlerinin olması kafi gelip ayrıca bunların yasaklanmış olması şartı aranmamalıdır.

c- Siyasi partiye girmek(md.125/E-c)
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunun 11/a maddesine göre "... kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri yaptıkları hizmet bakımından isçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri siyasi partilere giremezler "
DMK'nun 7 inci maddesinde Devlet memurlarının siyasi partilere üye olamayacakları belirtildikten sonra buna uymamanın müeyyidesi de incelediğimiz fıkrada gösterilmiştir.

d- Özürsüz olarak, bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek (md. 125/E-d).
Fıkra. 28.11. 1984 tarih ve 243 sayılı KHK' nin 26 maddesi ile değiştirilmeden önce "özürsüz olarak kesintisiz 10 gün veya... şeklinde iken bugünkü şekle dönüştürülmüştür.
20 gün devamsızlığın gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanmasında diğer devamsızlık suçlarında değinildiği gibi hafta sonu tatillerinin sayılmaması, bayram tatillerinin sayılmaması gerekir. Danıştay tarafından verilen bir kararda söyle denilmektedir
"657 sayılı Kanunun 125/E-d maddesine göre bir yılda toplam özürsüz olarak 20 gün göreve gelmemek Devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiriyorsa da, devamsızlığın sonunun tatil olan cumartesi ve pazar günlerine rastlaması ve ilgilinin tatil günlerinden sonraki iş gününde göreve başlaması nedeniyle devamsızlığın 20 gün olarak kabulüne olanak bulunmadığı "132
Burada üzerinde durulması gereken mesele memurun 20 günlük devamsızlığının aralıklı şekilde cereyan etmesi hallerinde ortaya çıkacaktır. O da şuduriyelim ki memur özürsüz olarak bir gün göreve gelmedi. Bu durumda idare kurallara uygun olarak aylıktan kesme cezası verecektir.Aynı şekilde bir günlük devamsızlık halinde bu kez tekerrür hükmü uygulamak suretiyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verecektir Aynı hal özürsüz ve kesintisiz olarak 3-9 günlük devamsızlıklar içinde söz konusu olacaktır. Örneğin birinci üç günlük için kademi ilerlemesinin durdurulması ceza alan memur ikinci üç günlük için de tekerrür uygulanarak, Devlet memurluğundan çıkarılacaktır.Böylece 20 gün dolmadan 6 gün devamsızlık durumunda Devlet memurluğundan çıkarılma yoluna gidilmiş olunacaktır. Diğer bir deyişle idare disiplin işlemini devamsızlık biter bitmez uygularsa toplam 20 günlük sürenin dolması mümkün olamayacaktır.133

e- Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda Amirinin verdiği görev veya emirleri yapmamak (md. I25/E-e).
Bu fıkrada dikkat edilmesi gereken noktada ; Amirin verdiği görev veya emir doğrudan doğruya savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin olmalıdır.

f- Amirine ve maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak (md. 125/E-f).
Fiili tecavüzden anlatılmak istenen müessir fiildir. Fiili tecavüz “kaba muamele” veya “saygısızca hareket” sayılamayacak derecede ağır hareketlerdir

g- Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak (md.125/E-g)
Fıkranın uygulanmasında en önemli nokta yüz kızartıcı hareketlerin neler olduğunun tespitidir. Çünkü Ceza Kanununda yüz kızartıcı suçların tanımı yapılmamıştır.
DMK’nun 48 inci maddesinde yüz kızartıcı suçlar olarak zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas suçları yüz kızartıcı suçlar olarak sayılmış ve bu sayma sonunda "gibi" sözcüğü kullanılarak bu saymanın tahdidi olmadığı ve benzer suçların da yüz kızartıcı suçlardan sayılabileceği anlamına gelen bir düzenleme mevcuttur.
Fıkrada ayrıca utanç verici hareketlerden de söz edilmektedir. Böylece yüz kızartıcı suç sayılmamakla birlikle utanç verici suçlardan sayılan hareketlere de Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilecektir.Utanç verici hareketler ,toplumda yerleşmiş yüksekahlaki değerlere tezat olan, adap ve aile düzenini tahribe yönelik olan cürümlerdir. Bu cürümler TCK’nun genel adap ve aile düzenine karşı cürümler şeklinde ayrı bir bapta düzenlenmiştir.

h- Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak ( md.125/E-h)
DMK’nun 31 inci maddesine göre Devlet memurları, kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri, görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır.Bu yasağa aykırılın müeyyidesi de, Devlet Memurluğundan çıkarma şeklinde incelediğimiz fıkrada düzenlenmiştir.

ı- Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek (md. 125/E-ı).
İdeolojik ve siyasi eylemlerden arananlara yataklık yapan Devlet memurlarına, bu yataklık eylemini görev mahallinde yapmaları şartı ile bu fıkra uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılma cezası verilecektir

j- Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak (md.125/E-j).
DMK’ nun 9 uncu maddesinde yurt dışında davranış ile ilgili kurallar getirilmiş ve bu kurallara uymamanın müeyyidesi ise incelediğimiz fıkra hükmünce cezalandırmaktadır.

k- 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında Kanuna aykırı fiilleri işlemek (md.125/E-k)
5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunun l maddesinde, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven, Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimselerin cezalandırılacakları belirtilmiştir.Bu suçlardan herhangi birini işleyen memur hakkında md.125/E-k uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası uygulanacaktır.