7 sivil toplum örgütünden ortak açıklama

TESK, TOBB, TZOB, TÜRK-İŞ, TİSK, HAK-İŞ ve MEMUR-SEN temsilcileri, Türkiye'nin içinden geçtiği süreci değerlendirmek için biraraya gelerek ortak basın açıklaması yaptı.

Sivil toplum örgütlerine adına açıklama yapan TESK Başkanı Bendevi Palandöken, "Etrafı saran yolsuzluk iddiaları ve paralel devlet iddiaları, toplumsal barışı ve istikrarı tehdit etmekte, demokrasiye ve iç barışımıza açık şekilde tehlike oluşturmaktadır" dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonundan (TESK) oluşan 7 sivil toplum örgütünün temsilcileri, TESK'in ana binasında bir araya geldi.

Toplantıya TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler, HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, MEMUR-SEN Başkanı Ahmet Gündoğdu ve TESK Başkanı Bendevi Palandöken katıldı.

Türkiye'nin içinden geçmekte olduğu süreci değerlendirmek için bir araya geldiklerini belirten Palandöken, toplan katılan sivil toplum örgütleri adına hazırladıkları ortak metni okudu.

Etrafı saran yolsuzluk iddiaları ve paralel devlet iddialarının, toplumsal barışı ve istikrarı tehdit ettiğini, demokrasiye ve iç barışa açık şekilde tehlike oluşturduğunu ifade eden Palandöken, "Küresel ekonomide yeni dengelerin oluştuğu bu dönemde, bu tartışmalara saplanıp kalmamız, dünya yeniden kurulurken hızımızı kesme riski doğurmaktadır. Birlik ve beraberlik yerine ayrışmaları ve kamplaşmaları derinleştiren, kurumlara ve kurallara duyulan güveni ve ülke istikrarını tehdit eden gelişmeler, enerjimizi kalkınmaya, daha fazla refah ve demokrasiye odaklanma zorlaştırmaktadır" dedi.

İçinde bulunulan olumsuz süreçten bir an evvel çıkabilmek için önerilerini de sıralayan Palandöken, şunları kaydetti:

"Demokrasiyi, ekonomiyi ve iş dünyasını tehdit eden bu yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının üzerine kararlılıkla gidilmesini istiyoruz. Demokrasinin temel ilkelerinden kuvvetler ayrılığını kuvvetler çatışmasına dönüştürecek tartışmalardan ve ayrışmalardan kaçınılmasını istiyoruz. Türkiye'nin güçlenmesinden huzursuz olanlara fırsat verilmemesini istiyoruz. Küresel krize rağmen sürdürdüğümüz ekonomik başarımızın sekteye uğramasına izin verilmemesini istiyoruz. Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinin zayıflatılmamasını, aksine sürecin hızlandırılmasını istiyoruz. Türkiye'nin uluslararası imajını sarsacak girişimlerden hassasiyetle uzak durulmasını istiyoruz. Türkiye için üretenlerin, istihdam sağlayan kurum, kuruluş ve şirketlerimizin, itibarlarının zedelenmemesini, kamplaşmalara kurban edilmemesini istiyoruz. İfade, düşünce, inanç ve teşebbüs hürriyetini güçlendirecek, özel hayata saygıyı pekiştirecek bir anayasa istiyoruz. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, yeni bir toplumsal mutabakat zeminine her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz"

"TÜRKİYE HALA YENİ ANAYASASINI BEKLİYOR"

Türkiye'nin bugün hala yeni anayasasını beklediğini dile getiren Palandöken, evrensel hukuk ilkelerine uygun, AB normlarının hayata geçirilmesini kolaylaştıracak, demokratik bir anayasanın gerekliliğinin toplumun tüm kesimlerince kabul edildiğini söyledi.

Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tekrar bir çatışma yaşamamasının ancak yeni bir anayasa ile sağlanabileceğine işaret eden Palandöken, şöyle devam etti:

"Cumhuriyetimizin 100. yılı hedeflerine odaklanan Türkiye'mizde, Meclis'imize, siyasi partilerimize, bütün kurumlarımıza ve sivil topluma büyük bir görev düşmektedir.

Ülkenin istikrarsızlığa sürüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Palandöken, Türkiye'nin güçlü devlet geleneğiyle yaşanan zorlukları aşacak kudrete sahip olduğunu vurguladı.

Herkesin ülke için çalışıp, ürettiğini kaydeden Palandöken, "Gün ayrışma değil, bütünleşme günüdür. Gün, günlük çekişmelerden sıyrılıp, ortak geleceğimiz için birlikte hareket etme günüdür. Çünkü, Türkiye hepimizin" ifadesini kullandı.