Aile yardımı ödeneği ne kadar arttı?

Yeni Şafak gazetesinden Ahmet Ünlü, 2014 yılındaki aile yardımı ödeneğinin ne kadar arttığına ilişkin kaleme aldığı yazısında önemli noktalara değindi. İşte 2014 yılında ödenecek aile yardımı ödeneği.

Aile yardımı ödeneği 657 sayılı Kanunun 202 nci maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre; Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verileceği düzenlenmiştir. Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 2.134, çocuklarından her biri için de 250 gösterge rakamının (72 nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için bir kat artırımlı) aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödenmektedir ve bu ödemeden hiçbir kesinti yapılmamaktadır.

Bu maddeye göre aile yardımı ödeneği tutarını belirleyen iki unsur vardır. Bunlardan birincisi gösterge, ikincisi ise aylık katsayısıdır.

Bu çerçevede, 2014 yılının ilk yarısında aile yardımı ve çocuk yardımı ödeneğinin parasal tutarı;

Aile yardımı ödeneğinin iki unsuru olan eş ve çocuk için ödenen yardım tutarı şu şekilde açıklanayabilir.

Eş için ödenecek yardım tutarı; 2.134 x 0,076791 = 163,87 TL

Her bir çocuk için; 250 x 0,076791 = 19,19 TL

Çocuk 0-6 yaş grubunda ise; 500 x 0,076791 = 38,39 TL

Devlet memurlarının maaş ödemelerinde esas alınan memur maaş katsayısı arttığında aile yardımı ödeneği tutarı da artmaktadır. 2014 yılında maaş katsayısı artmadığı için aile yardımı ödeneği de artmayacaktır ve 2013 yılında ödenen tutar üzerinden bu ödeme yapılacaktır.

2014 yılında atama yapılacak kadro sayısı ne kadardır?

190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesinde açıktan ve naklen atamaların nasıl yapılacağı ile sınırlamaya tabi olmayan atamalar açık bir şekilde sıralanmıştır.

Ayrıca, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun (İ) cetvelinde; Açıktan veya nakil suretiyle; 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında öğretim üyeleri hariç olmak üzere boş öğretim elemanı kadrolarına 4.000, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında serbest memur kadrolarına 36.000 olmak üzere, yapılabilecek toplam atama sayısı sınırının 40.000 adet olduğu, ayrıca, yükseköğretim kurumlarının boş öğretim elemanı kadrolarına 2013 yılında emeklilik, ölüm, istifa, nakil, eğitimin tamamlanması veya başarısızlık sonucu kurumlarından ayrılan araştırma görevlisi sayısı kadar daha açıktan veya nakil suretiyle atama yapılabileceği, 4.000 adet atama izninin en az 2.000 adedinin, Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı kapsamında yetiştirilmek amacıyla araştırma görevlisi kadrolarına yapılacak atamalarda kullanılacağı, hükme bağlanmıştır.

Konuyla ilgili olarak bu ifadelerin yeterli olduğunu düşünüyoruz. Şayet daha fazla bilgi alınmak istenirse daha önceki yazılarımıza bakılabilir.

2014 yılında memurlara ne kadar ödenecek?

2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun (H) cetvelinde memurlara ne kadar harcırah ödeneceği açıkça belirtilmiştir. Buna göre; Memur ve Hizmetlilerden;

a) Ek göstergesi 8000 ve daha yüksek olan kadrolarda bulunanlar 40,50

b) Ek göstergesi 5800 (dahil) - 8000 (hariç) olan kadrolarda bulunanlar 37,50

c) Ek göstergesi 3000 (dahil) - 5800 (hariç) olan kadrolarda bulunanlar 35,00

d) Aylık/kadro derecesi 1-4 olanlar 31,00

e) Aylık/kadro derecesi 5-15 olanlar 30,00

6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasına göre verilecek gündeliklerin hesabında 40,5 tutarı esas alınarak ödeme yapılacaktır. Bu maddede Türkiye, bölge ve il düzeyinde denetim yapanların harcırahları düzenlenmiştir.

6245 sayılı Harcırah Kanununun 33 üncü maddesinin (b) ve (d) fıkralarına göre yatacak yer temini için ödenecek ücretlerin hesabında, gündeliklerinin %50 artırımlı miktarı esas alınarak ödeme yapılacaktır.

Hızlandırılmış yargısal süreç neyin işareti?

Adli kolluk yönetmeliğindeki değişikliğin dava edilmesi ve yargısal sürecin devam ettiği esnada HSYK tarafından beklenmedik bir şekilde davayla ilgili karar alınması ve kamuoyuna açıklanması olağanüstü dönemlere has bir davranış olup, hukuk devletinde karşılığı bulunmamaktadır. HSYK'nın almış olduğu bu karar bu kurumu tartışmalı hale getirerek tartışmanın odağına çekmiştir. Özellikle HSYK üyelerinden karar aleyhine oy kullananların yazmış oldukları muhalefet şerhlerinde belirtilen 'alınan kararla yargıya müdahale edilmiştir' ifadeleri bu Kurulun aldığı kararla yargıya müdahale ettiğini tescil etmiştir. Danıştay 10. Dairesinin yönetmelik değişikliğiyle ilgili vermiş olduğu kararın HSYK kararı doğrultusunda olması ise tartışmayı derinleştirmiş ve yargının taraf olduğu gibi bir algı oluşturmuştur.

Danıştay 10. Dairesinin Adli kolluk Yönetmeliği değişikliğiyle ilgili olarak açılan davada vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı ve bu kararı vermeden önce kanunen almak zorunda olduğu idarenin savunmasının alınmaması hukukun siyasallaşmasının açık bir göstergesi olarak algılanmıştır. Halbuki 2577 sayılı Kanunun 6352 sayılı Kanunun 57 nci maddesiyle değiştirilen 27 nci maddesi gereğince idarenin savunmasının alınması gerekirken Danıştay 10. Dairesi tarafından açıkça bu husus bir kenara bırakılarak 5 gün gibi olağanüstü kısa bir sürede karar verilmesi izahı kabil bir durum değildir. Kanunlar idareyi bağladığı gibi yargıyı da bağlar. Keşke yargı, bütün kararlarında bu kadar hızlı hareket etse de binlerce vatandaşın mağduriyeti biran önce sona erse. Unutmayalım ki herkesin sığınacağı güvenli liman hukuk limanıdır, başka liman arayanların fırtınaya yakalanma riski çok yüksektir bizden hatırlatması.