Bakanlık personeline güzel haber

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Bakanlık personeli tarlayla, toprakla buluşacak" dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "Suyun olmadığı yerde mısıra destek olmayacak. Su varsa destek olacak. Yani o bitki türüne uygun şartlar nerede varsa onu orada yetiştireceğiz" dedi.

Çelik, Trabzon'da bir otelde düzenlenen Bölgesel Sektörel Ortak Akıl Toplantısı'nın açılış bölümünde, iyi bir gelecek için Karadeniz'e geldiklerini söyledi.

Toplantının başarılı geçmesi temennisinde bulunan Çelik, ''Bizi bu coğrafyada Arapla Kürtlerle buluşturan kaderimiz, bizi birlikte yaşamayla baş başa bırakmış. Bunu kabul etmeyenler millete keder yaşatmaktadır. Milletimiz de kaderi de kederi de yaşatanları son derece iyi bilmektedir. İnşallah, müstahak oldukları, layık oldukları cezaya çarptırılıyorlar ve bedeline de ödeyeceklerdir. Bu memleketin birliğini, beraberliğini kimse bozamayacaktır'' diye konuştu.

"Trabzon'da olup da futbola değinmemek olmaz'' diyen Bakan Çelik, kendisinin futbola aşinalığının özellikleTrabzonspor'dan kaynaklı olduğunu belirtti.

Trabzonspor'un özellikle son oynadığı maçta ciddi haksızlıklarla karşı karşıya kaldığını bu işin otoritelerinin söylediğini anlatan Çelik, Türk futbolunun artık uluslararası başarılarla gündeme gelmesi gerektiğini kaydetti.

 Karadeniz Bölgesi'deki tarım ve hayvancılık faaliyetlerine değinen Çelik, "Balık üretimimizin yüzde 70'i Karadeniz'den, 700 milyon liralık bir üretim. Bitkisel üretimimizin beşte biri, yine ihracatımızın yüzde 14'ü bu illerimizden. Coğrafi şartlara bakıldığında bu rakamların güzel olduğunu ama bu rakamların yeterli olmadığını da söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.

Dünya genelinde 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine, diğer taraftan 500 milyon obez bulunduğuna dikkati çeken Çelik, bir tarafta varlık bir tarafta yokluk içinde yaşandığını dile getirdi.

"Toprağa sahip çıkmalıyız"

Tarımın ve ekilebilir arazinin önemine işaret eden Çelik, şöyle konuştu:

"Ülkemizde 24 milyon hektar tarıma elverişli arazi var, bunun 20 milyon hektarı şu anda tarımda kullanılıyor. 15 milyon hektara yakın meramız var, 1 milyon hektar da su alanımız var ama her yıl 50 bin dekar arazimiz bu toplulaştırmanın sonucunda tarım dışı kalıyor. Bugün itibarıyla iyi diyebileceğimiz rakamlar eğer dikkatli davranmaz, bu betonlaşmaya, bu tarım arazilerinin elden çıkışını izlemeye devam edersek büyük bir felaketin bizi de beklediğini bu toplantı vesilesiyle açıkça ifade etmek istiyorum. Onun için toprağa sahip çıkmamız gerekiyor. "

 Bakan Çelik, çiftçiyi ve üreticiyi daha bilinçli hale getirmek için çalıştıklarını belirterek, "'Bütün Bakanlık personelimiz tarlayla toprakla hayvanla buluşacak. Kokacağız, kirleneceğiz, yorulacağız ama netice itibarıyla tarım sektörümüz, milletimiz kazanacak. Milletimiz her alanda olduğu gibi tarım sektöründe de şaha kalkacak'' ifadelerini kullandı.

Havza bazlı üretimin son derece önemli olduğunu, suyun olduğu bölgeye göre ürün yetiştirilmesi gerektiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:"Bir yerde su yok, su sorunu var. Orada mısır ekmeye devam ediyoruz, mısıra da destek veriyoruz. Suyun olmadığı yerde mısıra destek olmayacak. Su varsa destek olacak. Yani o bitki türüne uygun şartlar nerede varsa onu orada yetiştireceğiz. Bunun için havza bazlı üretim hatta hayvancılık bazında da yoğun bir çalışmamız var. Yani nerede hayvan üreteceğiz, yetiştireceğiz, besleyeceğiz ve süt üretimi yapacağız. Bunlar çok farklılık arz ediyor. Karadeniz Bölgesi'nde süt olur ama Ege'de yaptığınız süt üretimini burada yapma şansınız yok, yapamazsınız." 

"Aile işletmeciliğinin gelişmesi gerek"

Çelik, Karadeniz'de güzel yaylalar bulunduğunu, buralarda aile işletmeciliğinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, ''Bu güzel yaylaları neden bırakıyoruz? Oraya dönmemiz gerekiyor. Aile işletmeciliğini güçlendirmemiz gerekiyor" dedi.

Etteki tavan fiyat uygulamasına da değinen Çelik, şunları söyledi:

"Bizim derdimiz hayvan varlığımızı artırmak, kendi kendine yeterli et üreten bir ülke haline gelmektir. Bunun için sektörün yalpa yapanlarına sesleniyorum. Sektörün tüm temsilcileri ile konuştuk dedik ki öyle bir fiyat belirleyelim ki halkın zorunlu tükettiği kıyma ile kuşbaşı... Yani kar edin ama istediğiniz ölçekte olmasa da o sektörü de bir yerde tutalım. Yeter ki üreticiler zarar etmesin, hayvan varlığımız artarak devam etsin. Ağıllarımız, ahırlarımız olsun, onu rencide edecek, sektörden çıkaracak bir iş yapmayalım. Onun için fiyatı 23,3 karkas diye tuttuk, 32 lira kıyma, 34 lira kuşbaşı dedik. Bunu birlikte söyledik. Bakanlığın bir talimatı değil. Hayvan varlığımız ve üretici üretime devam etsin diye bunu yaptık.

Hayvan varlığını, mevcut piyasa ve faaliyetler çerçevesinde artıracak bir yol bulmamız gerekiyor. Bu 78 milyonun zaruri gıda ürünlerini ihmal etmemiz anlamına gelmez. Yani ben istediğim gibi fiyatı serbest piyasada koyarım, ekmeği de istediğim gibi satarım olmaz. Biz maliyeti biliyoruz. 61 kuruşa ekmek maliyeti var. Etin de maliyetini biz biliyoruz, onun için de 23,3 diye fiyatı koyduk. Şimdi bu arada yoğun bir şekilde TİGEM'de damızlık üretimini artıracağız. Vatandaşımızın talep ettiği an gelip TİGEM'den damızlık hayvanını alacak. Bu arada bazı uyanıklar fındıkta olsun, ette olsun, ekmekte olsun kendisine göre bir şey yaptığını zannediyor. Yanlış yoldasınız. Bu ülkeyi seviyor, bu ülkeden para kazanıyor, bu ülkede ticaret yapıyorsanız buradaki üreteciye dönük alınmış kararları öncelikle sizin uygulamanız gerekiyor. Sizin öne çıkarmanız gerekiyor ki gelecekte tarım ve hayvancılıktaki sorunları tümden ortadan kaldıralım.''

Çay ve fındık destekleri

Karadeniz'in fındık ve çay gibi iki önemli stratejik ürünü olduğunu anımsatan Çelik, 2015 yılında ÇAYKUR tarafından 681 bin ton çay alımı gerçekleştirildiğini, 1,1 milyar liralık ödeme yapıldığını belirtti. Çaya desteklerinin devam edeceğini dile getiren Çelik, geçen yıl 151 milyon liralık destek primi ödediklerini anlattı.

Çelik, dünya fındık üretiminin yüzde 68'ini Türkiye'nin karşıladığını ifade ederek, "2014-2015 sezonunda 2,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik ve 2009-2014 arasında üreticilere 4,4 milyar lira alan bazlı destek verildi. En yüksek desteği fındığa verdiğimizi ifade etmek istiyorum. 2015 desteğini de haziran ayında 850 milyon lira olarak fındık üreticilerimize ödeyeceğimizi belirtmek istiyorum" dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile bazı milletvekilleri, kurum ve kuruluş müdürleri, üniversiteler, sektör temsilcileri ve çiftçilerin katıldığı toplantı devam ediyor.