Başbakan'dan taşerona kadro açıklaması
Taşeron işçilerin kadroya alınması ile ilgili Başbakan Binali Yıldırım açıklama yaptı.
Başbakan Binali Yıldırım taşeron işçilerin kadroya alımına ilişkin açıklamalarda bulundu. Peki taşeron işçiler ne zaman kadroya alınacak? İşte Başbakan Binali Yıldırım'ın taşerona kadro açıklaması ile ilgili ayrıntılar...
Taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin Başbakan Binali Yıldırım açıklamalarda bulundu. İşte taşeron işçilerin kadroya alımı için Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarında satır başları...
Başbakan Binali Yıldırım TRT'de açıklamalarda bulundu. Başbakan, taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ile ilgili: "Taşeron konusunda kapsamlı bir çalışma yapılması gerekiyor" dedi.
TAŞERON İŞÇİLER NE ZAMAN KADROYA
ALINACAK?
Başbakan Yıldırım, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmalar
kapsamında aralarında polis, asker, yargı mensubu, mülki idare
amiri ve sivillerin bulunduğu 40 bin 29 kişinin gözaltına
alındığını, 5 bin 187 kişinin gözaltındaki işleminin devam
ettiğini, 20 bin 355 kişinin tutuklandığını, kamu kurumlarında 79
bin 900 kişinin görevden el çektirildiğini, 5 bin 14 kişinin de
kamu görevinden çıkarıldığını bildirdi.
Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları:
"17 yıl önce Türkiye'de İstanbul'da 20 bin insanımızın hayatına mal
olan büyük bir felaket yaşadı insanımız. O günden beri gelişme var
ama daha zamanalacağını söyleyebilriz. Hayatını kaybedenlere rahmet
diliyoruz. Geride kalanların acıları devam ediyor. Gideni getirmek
mümkün değil ama en azından benzer felaketlerin yaşanmaması için
alınacak tedbirler. Onların yaralarını biraz daha
hafifletecektir."
"Malum 15 Temmuz darbe teşebbüsünde şehitlerimiz var. 240 şehidimiz
var. Yaralıların sayısı 2 bin 195. Darbecilerden ölü ele geçirilen
36, yaralı darbeci sayısı 49. Gözaltına alınan polis, asker, yargı
mensubu, mülki amir, sivil 40 bin 29 kişi. Gözaltı işlemi devam
eden 5 bin 187, tutuklu sayısı 20 bin 355. bunların dökümü var. Ne
kadarı asker, polis, hakim, savcı illere göre detayları
mevcut."
"KAMUDA EL ÇEKTİRİLEN KİŞİ SAYISI 79 BİN
900"
"Aynı zamanda OHAL kapsamında da bir takım önlemler alındı. Terör
örgütünün çökertilmesine yönelik. Bu bağlamda FETÖ'nün elinde
bulunan sağlık ve eğitimkuruşularına el konuldu. El konulan özel
sağlık hastaneleri 35, öğretim kurulu sayısı 1061, yurt sayısı 800,
kurs etüt merkezi 223, vakıf asyısı 129, dernek sayısı bin 125,
üniversite 15, sendika 19, basınla ilgili dergi, gazete, haber
ajansı, 16, radyo sayısı 23, gazete sayısı 45, yayınevleri 29 ve
4262 kurum ve kuruluşa el kondu. Kamuda görevden el çektirilen kişi
sayısı toplamda 79 bin 900 kişi."
"Darbe yapmaya kalkanlar darbe yedi. Böylece darbe bastırılmış
oldu. Ondan sonraki süreç, uzun süreç. Burada 40 yılın birikimi bir
yapıdan bahsediyoruz. Saydam olmayan, kafalı bir örgüt. Titiz bir
çalışma yapma ihtiyacı var. Biraz zaman alacak. Bu darbeyi ortaya
çıkartan sebepleri ortadan kaldırmak çalışması yapıyoruz. Gelecekte
buna benzer bir kalkışmanın olmaması için OHAL ilan edildi. Bu
çerçevede tedbirleri alıyoruz."
"OHAL'İ KENDİMİZE İLAN ETTİK"
"Biz hükümet olarak vatandaşlara OHAL ilan etmedik. OHAL'i
kendimize ilan ettik. Vatandaşın hayatından bir şey değişmeyecek.
Değişmesi gerekmiyor. Değişecek olan terör örgütü tarafından tam
anlamıyla kuşatılmış tüm kılcal damarlara kadar sirayet etmiş bu
bün"yeden çıkartılması. Onu da biz yapacağız."
"Yeni bir darbe olmaması için temizlik harekatı var. Bu harekat
devam edecek. Yoksa yarın yine bir silahlı darbe girişimi olacak
diye ihtimalden söz etmiyoruz. Böyle bir ön görümüz yok. Terör
örgütünün bağlantıları henüz tamamiyle ortaya çıkmış ve bunlar
tehlike olmaktan çıkarılmış değil."
"Darbe karşısındaki kararlı duruşumuzla vatandaş meydanlara
indi. Tanklara göğsünü gerdi ve darbeciler hiç beklemedikleri bir
dirençle karşılaştılar. Oyunları bozdular. Vatandaş görevini
yaptı.
Bundan sonra görev bizim. Aynı gece savcıları harekete geçirdik.
Savcılar zaman kaybetmeden suçüstü olanları gözaltına aldı.
Tutuklamalar başladı. Şimdi onların ifadeleri alınıyor. Bunlar
alındıkça yeni bağlantılar ortaya çıkıyor. Bu böyle çorap söküğü
gibi gelecek. Nereye kadar gidecekse gidecek. Burada dursun, şuraya
dokunmayalım şeklinde telkin olamaz. Yargı, bağımsız bir şekilde
görevini yapmaya devam edecek. Biz de onların ihtiyacı olan şeyleri
yapacağız. Şu adamı almak istiyorm, polise talep edecek, polis alıp
gelecek. Burada bir aksaklık yaşanıyorsa bizim devreye girerek
zorlukları aşmamız lazım. Onun dışında bir rolümüz yok."
"DEDİKODULAR OLABİLİR, BİZİM YORUM KATMAMIZ DOĞRU
OLMAZ"
"Siyasilerle ilgili boyutu konusunda henüz ortaya çıkmış bir şey
yok. Dedikodular olabilir. Vatandaş bu konuda yorum yapabilir.
Bizim bu yorumlara katılmamız doğru olmaz. Örgütün yapısı saydam
değil. Kapalı bir yapı. Her gün yeni bir şey çıkıyor. Bütün
ihtimaller masada. Delillere eriştikçe, itiraflara eriştikçe yeni
yeni boyutlar kazanıyor.
"Bizi şaşırtan şu oldu. Cumhurbaşkanımız ve bizim darbeyle ilgili
duruşumuz netti Ucunda ölüm de olsa dönmeyeceğiz. Bu kararlılığın
hemen ardından vatandaşın meydanları doldurması, beni çok şaşırttı.
Bugüne kadar Türkiye'de darbe girişimlerinde hiç olmamış bir şey.
Bir gün önce Menderes'i yüz binler karşılarken darbe günü hiçbir
şey yoktu. 12 Eylül ve diğerleri de öyleydi. Bu sefer başka bir
şeydi. Vatandaş, 'tamam siz kıvılcımı çaktınız, iş bende' dedi ve
sahip çıktı. Bu darbecilerin hiç hesap edemediği bir şeydi."
"TOPLUMDA BİR UMUTSUZLUK VARDI"
"Bu gururlandığımız bir şey. Yeri geldiğinde ideolojilerden,
farklılıkları bırakıp nasıl kenetlendiğimizi gösterdi. Toplumda bir
umutsuzluk vardı. Eskisi gibi bir olamıyoruz, beraber olamıyoruz,
en temel konularda bile birbirimizden ayrışıyoruz diye eleştiriler
vardı. Hele hele gençler için apolitik, memleket meselesine kafa
yormuyorlar, sosyal medyada orada burada lüzumsuz işlerle
uğraşıyorlar diye ağır eleştiriler varken gençleri en önde gördük.
Erkekler kadar kadınlar da oradaydı."
"Darbe sonrasında 'bu da mı bunlarlaydı' diyeceğimiz isimleri
gördük. Hiç beklemediğimiz isimlerin bu örgüt tarafından teslim
alındığını gördük. Birçok olay var hangi birini anlatayım? Tam bir
kahramanlık hikayesi. Her bir şehidimizin müthiş bir efsanesi var.
Her gazimizin çok acıklı, gurur verici hikayesi var. Hepsinin evine
gidemedim ama bir kısmını ziyaret ettim. Nasıl yaptıklarını
anlattılar, çok etkileyiciydi"
"BU BİRLİKTELİĞİ DEVAM ETTİRECEĞİZ"
"Bu oluşan birliktelik daha sonra devam etti. Darbe nasıl gelişti,
o karanlık geceyi anlattık. Yapmamız icap eden işleri anlattık. Bu
konuda bilgi verdik. İade-i ziyaret yaptık. Kaygıları detayları
öğrendik. Cumhurbaşkanımız bizleri davet etti. Orada da bu konuları
konuştuk. Daha sonra Yenikapı sürecine taşındı. Orada da MHP, CHP
ve AK Parti olarak Cumhurbaşknımızın davetine katıldık. Orada tek
millet, tek vatan, tek bayrak ülküsü doruğa ulaştı. Dünya şaşırdı.
İstanbul'da 5 milyon, bütün Türkiye'de 10 milyon aynı anda
birbiriyle kenetlendi."
ANAYASA GÖRÜŞMELERİ HAKKINDA
"Orada söylediğim bir şey var. Bu birlikteliği gözümüz gibi
koruyacağız dedik. Bu noktada herhangi bir tereddütümüz yok. Devam
ettireceğiz. Her konuda anlaşmamız beklenemez. Öyle olsa bir parti
oluruz. Ayrı ayrı partiler olduğumuza göre anlaşayamayacağımız
şeyler olabilir ama uzlaşabileceğimiz konular da olabilir. En
azından oturup konuşup detaylı bilgi aktarabiliriz."
"Üç parti genel başkanı olarak, Cumhurbaşkanımıza ziyarete
gittiğimizde darbe konuşuldu. İç ve dış tehditler konuşuldu.
Anayasada darbeyle ilgili bazı sorumlu maddelerin ve başkaca üç
partinin anlaştığı konular varsa, birer kişiden oluşan çalışma
grubuyla değerlendirilsin istedik. Geçen cuma çalışmaya başladılar,
zannediyorum bugün veya dün bir toplantı daha yaptılar. Burada üç
partinin tamamen hemfikir olduğu konular var. Bir de iki partinin,
bir de birinin ayrı düştüğü konular var. Üçlü ikili kombinasyon
şeklinde çoğaltabilirsiniz. Ortak konuları bir kenara
koyacaklar."
"Tam mutabakat olmayan konuları da gruplandıracaklar. Sonrasında
genel başkanlar bir değerlendirme yapıp son şeklini verecekler.
Bunun için referandum gereği yok. Kabul edilince yürürlüğe girmiş
olacak. Ancak bu tam anlamıyla yeni bir anayasa yapmak demek değil.
Bu acil olan, sıkıntılı olan konuları çözecek bir acil mini paket.
Bunu yapmakla bütün partilerin, öteden beri gündemlerinde olan yeni
sivil anayasa hedefi ve düşüncesi ortadan kalkmış olmayacak. O da
devam edecek. O biraz daha uzun bir süreçte gerçekeleşecek
konu."
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI VE MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI'NDA
YENİLENME
"Ordu güçleniyor, zayıflamıyor. Genelkurmay Başkanlığı şu anda asli
işinin yanısıra bir sürü işlerle uğraşıyor. Binaların bakımı,
onarımı, lojistik hizmetleri, tersane, fabrika, hastane, aklınıza
ne gelirse sivil hayatın bütün işleriyle uğraşmak gibi bir durumu
var. Halbuki Genelkurmay, harekat, harbe hazırlık konularına
yoğunlaşmalı. Yeni yapılanmada bu tip yan işleri Milli Savunma
Bakanlığı'na veriyoruz. Askere, kendi yapması gereken savunma
önlemleri, personelin yetkinliği, silah vesaire gibi ihtiyaçların
güncellenmesi, savaş zamanı herhangi bir zaafiyetin yaşanmaması
için bütün bunlarla ilgili işlerini yapmaya devam edecek. Kuvvet
komutanlıklarıyla da birlikte çalışılacak. Diğer idari işler
konularında kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanlığı personeli
olarak görev yapacak."
"Milli Savunma Bakanlığı yeniden yapılandırıldı. Eskiden personeli
Genelkurmay veriyordu. Milli Savunma Bakanı'nın kendi seçtiği
personeli yoktu. Milli Savunma Bakanlığı tamamen bakanlık olarak
yeniden yapılanıyor. Müsteşarı var, genel müdürleri var, daire
başkanları var, birim başkanlıkları var. Buralarda müsteşar sivil
oluyor, onun dışındakiler de sivil ya da asker olabilir. Yetkinlik
ihtiyacına göre, liyakata göre olabilir. Asker-sivil ilişkilerinde
eşitleme olacak. Bir daire başkanı sivil, diğeri askerse ikisi
arasında fark olmayacak. Pentagonda bu sistem var. Müsteşar mesela
orgenerali temsil ediyor. Genel müdür, tümgeneral seviyesine
tekabül ediyor. Orada da hiyererarşide sürtüşme ortadan kalkmış
oluyor. Şimdiki idarede askerler ve arkasından siviller
geliyor."
"MİLLİ İSTİHBARAT KOORDİNASYON BAŞKANLIĞI
KURULACAK"
"40 yıl olmuş. Genelkurmay Başkanı'na alıp verdiği nefes kadar
yakın olan insanlar darbe yaptılar. Böyle bir durumun yaşanmaması
için personel tahkikatıyla ilgili bir istihbarat birimi de
kurulabilir. Bütün bunlar, nasıl birbiriyle uyumlu çalışacak? İç
istihbarat tek elde toplanacak, dış istihbarat MİT'te toplanacak.
Milli İstihbarat Koordinasyon Başkanlığı olacak. Çatı örgüt olacak.
O çatı örgüt birbirlerinin alanlarına girip rekabet etmemeleri için
bir düzenleme ihtiyacı var. Bunun üzerinde çalışmalar var. Yakın
zamanda olgunlaşacak."
"Burada bir şaşkınlık var. Bunun tanımını kimse yapamıyor. Askeri
bu konuda yetersiz, gerekli tedbirleri almadı demekle sorunu
çözemiyoruz. Benzeri sivilde de var. Bu örgütün yapılanma modeli
kapalı. Bu birden bire gelişen bir şey değil. Belki fazla öz
güvenden kaynaklandı. 'Kardeşim bunlar kim bize ayar çekecekler'
diye aşırı öz güvenden de kaynaklanmış olabilir"
"İstihabaratın içerideki ve dışarıdakinin aynı elde toplanması
istihbarat zaafiyeti oluşturur. O yüzden böyle bir yapılanmaya
gitmek lazım. Kardeşim tamam dinleme lazım. Ülkenin güvenliği için.
Ama bu dinlemeleri yapanları kim dinleyecek? Bunlar doğru iş
yapıyor mu, yoksa bunu kötüye mi kullanıyor? Bunun cevabı da bir
koordinasyon ve kontrol mekanizmasıyla olur."
"CUMHURBAŞKANIMIZ AVAZI ÇIKTIĞI KADAR BAĞIRDI"
"Cumhurbaşkanımız, 17 Aralık'tan sonra bu Türkiye'nin beka
meselesidir diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Ne kadar insan buna
kulak verdi? O günlerde muhalefet partilerimiz de dahil herkes bu
işin ciddiyetini kavrasaydı, bu günlere gelmezdik. Onu kesinlikle
söyleyebiliriz. Günlük siyasetin gürültüsüyle kayboldu gitti. Kendi
içimizden bile bu durumu herkes kavrayamadı. 'Çok abartıyoruz'
diyen arkadaşlarımız da vardı"
HANGİ SUÇLULAR TAHLİYEDEN YARARLANAMAYACAK?
"Suçlarının 3'te ikisini çekenler şartlı tahliyeden
yararlanabiliyor. Bu düzenleme ile birlikte 3'te ikisi değil de
suçunun yarısını çekenleri de şartlı şekilde salabiliyoruz. Bu
bütün mahkumları kapsamıyor. Kasten adam öldürme, alt soya, üst
soya, eşe, kardeşe ya da beden ya da ruh bakımından kendisini
savunmayacak kişilere karşı işlenen kasten yaralama sebebiyle
ağırlaştırılmış yaralama suçundan hüküm hiyenler, cinsel suçlar,
özel hayata, uyuşturucu imalatı ve ticareti yapanlar, devletin
güvenliğine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet
sırlarına karşı işlenmiş suçlar, terörle mücadeleye karşı işlenmiş
suçlar hiçbir şekilde tahliyelerden yararlanamıyor. 1 Temmuz öncesi
itibariyle hükümlü olanlar bu husustan yararlanacak. Tamamen geçici
bir uygulamadır. Bu şekilde 38 bin civarında mahkumun şartlı olarak
erken tahliyesi yapılmış olacak."
"YENİLERİ GELENE KADAR ESKİ PİLOTLARIN DÖNMESİNİN YOLUNU
AÇTIK"
"Malum pilotlar içerisinde bu yapı çok faal. Bu şekilde sanırım 265
kişi civarında asker pilot ihraç edildi. Burada bir pilot ihtiyacı
var. Bugünden yarına halledilecek bir iş değil. Bunların birçok
ağır kursları var. Bir zaman alıyor. Yeni pilotlar alınmaya
başlanacak. Yenileri gelecek ancak gelene kadar daha önceTSK'dan
ayrılanların dönmesinin yolunu açtık. İsterlerse sivil hayata geçen
pilotlar birliklerine dönebilecekler. Tabii FETÖ'cüler dönmeyecek.
Onların zulmünden dolayı bırakanlar bundan yararlanacak. Ücret
durumlarında iyileştirilme yapılacak. Havacılığı çok geliştirdik.
Son 14 yılda havacılıkta destanlar yazdık."
"YENİ ÖMER HALİSDEMİR'LER ARIYORUZ"
"Özel harekat içinde 10 bin yeni özel harekatçı alınacak. Bunlarnı
şartları belli. 8-10 madde var. Ama burada asıl belirleyici şu. Bir
kere güçlü, kuvvetli, fiziki şartlara karşı dayanıklı olacak. Bize
yeni Ömer Halisdemir'ler lazım. Onun gibi yürekli aslan gibi
delikanlılara ihtiyacımız var. Hem bölücü terör örgütüne karşı, hem
buna benzer teşebbüslere karşı gözünü kırpmadan gerekirse
öldürecek, gerekirse şehit olacak.
Tenkitler geliyor. Bunları KPSS'den almıyorsunuz, taraftarlarınızı
dolduracaksınız. Bu sıradan bir iş değil. Geçen seferlerde KPSS ile
alınmaya çalışılmış 5 bin alınacak denmiş, 3 bin zor bulunmuş.
Onların da yarısı elenmiş gitmiş. Bilgisiyla çok okumuş, test
çözmüş adam değil, fiziğiyle, sağlığı ile her şeyiyle özel
seçilmesi gereken kişiler. Kimse merak etmesin, en belirleyici
şartlardan biri de hiçbir partiye üye olmaması."
"BENİM FELSEFEM BU ÇOK ADAMLA ÇOK İŞ
YAPILMIYOR"
"Taşeron konusunda kapsamlı bir çalışma yapılması gerekiyor. Diğer
yandan bir şekilde memuriyetten çıkarılanlarda da elzem olan
branşlar var. 15 bin öğretmen alınacak ilk etapta. Yeni
düzenlemeden sonra yargıda 5 bin civarında atama olacak. Ama bunun
dışındaki memuriyetlerde acil davranmamız gerekmiyor. Mevcutlarla
da işi aksatmadan yapabiliriz. Çok adam çok iş değil. Bu benim
felsefem. Çok adamla çok iş yapılmıyor. Az adamla daha çok iş
yapılıyor. Koordinasyon daha kolay oluyor. İhtiyacı olanın en
asgarisinde tutmak lazım."
"LİYAKAT OLMAZSA KALİTE DÜŞÜYOR"
"Zaten liyakata dikkat etmezseniz hem kalite düşüyor, hem verim
düşüyor, hem de bu ve buna benzer yapılar içinde zemin
oluşuyor."
"Biz darbe girişiminden sonra hayatını kaybedenlere şehit,
yaralananlara gazi statüsü veren değişiklik yaptık. Onlar şehit ve
gazi sayılıyor. Devlet her türlü iş, nakit ve her türlü desteği
veriyor"